Dünya Barajın altında kalan parti de meclise girsin

Barajın altında kalan parti de meclise girsin

06.10.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Almanya’da iki partinin kıl payı seçim barajının altında kalması tartışma yarattı. Almanya için Alternatif partisi barajın altında kalanların oy hakkı olmamasına rağmen meclise girmesi önerisinde bulundu

Barajın altında kalan parti de meclise girsin


Almanya’da gerçekleşen son seçimlerde, iki partinin yüzde beş olan seçim barajının çok az bir farkla altında kalması üzerine tartışma başladı. Saygın siyaset bilimciler, günümüzde artık seçim barajına gerek kalmadığını savunurken siyasi partilerden de çeşitli öneriler geldi.
22 Eylül’de gerçekleşen federal parlamento seçimlerinde Hür Demokrat Parti (FDP) 4.8, yeni kurulan Almanya için Alternetif (AFD) İSE 4.7 oranında oy aldı. Bu durum, yaklaşık 7 milyon oyun parlamentoda temsil edilmemesi anlamına geliyor. Tüm oyların yüzde 15.7’sine denk gelen bu sayı, Almanya’nın ortalama büyüklükteki bir eyaletinin nüfusuna eşit. Almanya’da ilk defa karşı karşıya kalınan bu durum karşısında çok sayıda siyaset bilimci ve politikacı, seçim barajının düşürülmesi, hatta kaldırılması yönünde bir tartışma başlattı.
Parlamentoyu kıl payı kaçıran Almanya için Alternatif partisinden ise ilginç bir öneri geldi. Parti Başkanı Bernd Lucke, az bir farkla barajın altında kalan partilerin yine de parlamentoya girebileceği ancak bu partilerin vekillerinin oy haklarının bulunmayacağı bir sistem teklif etti. Öneriye göre, bu partiler de oturumlarda söz alabilecek, soru sorabilecek, komisyon çalışmalarına katılabilecek.
Lucke’nin teklifinin, parlamentodaki tüm üyelerin eşit statüde olması kuralını katı bir şekilde gözeten güçlü Anayasa Mahkemesi’nden onay almasına pek ihtimal verilmiyor. Yeşiller partisi de baraja karşı çıkıyor. 7 milyon oyun çöpe gitmesinin “demokrasi perspektifinden bakıldığında alarm verici” olduğunu söyleyen Yeşiller üyesi Hans-Christian Ströbele, her zaman yüzde 5 barajına karşı çıktığını belirtti.
Almanya’da seçim barajı getirilmesinin ardında İkinci Dünya Savaşı’nın anıları yatıyor. Weimer Cumhuriyeti döneminde çok parçalı siyasi parti sistemi ortaya çıkmış, bir çok krize yol açan bu durum, 1993’te Nazi diktatörlüğünün yükselişi ile sonuçlanmıştı. Anayasa Mahkemesi de “istikrar adına ödenen küçük bir bedel” olarak niteleyerek yüzde 5 barajını kabul etmişti. Ancak artık iktidar ve anamuhalefetin bile koalisyon kurmasının olağan karşılandığı Almanya’da bu endişelerin miadını doldurduğu savunuluyor. Eski bir hakim olan hukuk profesörü Dieter Grimm, Der Spiegel dergisine yaptığı açıklamada, Almanya’nın daha önce görülmemiş ölçüde siyasi istikrara sahip olduğunu, fraksiyonlara ayrılmış bir sistemin ortaya çıkmayacağını söyledi. Grimm barajı düşürmenin rekabeti artıracağını, bunun da daha fazla şeffaflık ile sonuçlanacağını savundu. Barajın ne kadar düşürülmesi gerektiği konusunda ise farklı öneriler ortaya atılıyor. Hukuk profesörü Hans-Peter Schneider, yüzde 4 rakamının uygun olacağını belirtirken Yeşiller ise 2 ila 3 önerisinde bulunuyor.

Haberin Devamı

Günümüzde geçerli değil
Almanya için Alternatif partisinin önerisi akıllara Türkiye’de yapılan seçimleri getirdi. Türkiye’de son yapılan genel seçimlerde baraj altında kalan en büyük parti yüzde 1,27 oy olan Saadet Partisi olduğu için bu uygulamanın geçerliliği bulunmuyor. Ancak bu öneri, önceki yıllarda barajın altında kalan çok sayıda siyasi partiyi parlamentoya taşıyabilirdi. Türkiye’de yüzde 10’luk ülke barajı ilk kez 1983’te uygulandı. Bu öneri yürürlükte olsaydı son olarak 1999’da yapılan seçimlerde yüzde 8,70 oy alan CHP, yüzde 4,75 oy alan HADEP ve yüzde 1,46 oy alan BBP parlamentoda temsil edilebilecekti. İki siyasi partinin barajı geçtiği 2002’de ise yüzde 9,54 oy alan Doğru Yol Partisi, yüzde 8,35 oy alan MHP, yüzde 7,24 oy alan Genç Parti, yüzde 6,21 oy alan DEHAP, yüzde 5,13 oy alan ANAP ve yüzde 2,49 oy alan Saadet Partisi parlamentoya dahil olabileceklerdi. 2007’de ise Demokrat Parti, Genç Parti ve Saadet Partisi parlamentoya girebileceklerdi.
ANKARA Milliyet