‘Densizlik’ AB’ye taşındı

Sinema ve tiyatro sanatçısı Atilla Olgaç’ın bir televizyon programında, “Kıbrıs’ta askerlik yaparken esir bir Rum’u vurduğu” şeklinde bir ifade kullanması, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn’nin gündemine girdi. Rehn, Olgaç’ın söylediklerinin doğruluğunun kanıtlanması halinde, bunun Cenevre Sözleşmesi’nin ihlali anlamına geleceğini söyledi.
Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekili Yunan parlamenter Georgios Georgiou’nun yazılı soru önergesini cevaplayan Rehn, Kıbrıs’taki kayıp kişiler sorununun aciliyet içerdiğinin altını çizdi. Olgaç’ın sözlerini, “Türk ordusunun Kıbrıs’ta işlediği savaş suçlarının kanıtı” olarak yorumlayan Georgiou, bu açıklamaların Türkiye’nin Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi için zemin oluşturup oluşturmadığını sordu.
AB Komisyonu’nun Olgaç’ın açıklamalarından haberdar olduğunu ifade eden Rehn, “Bu olayla ilgili gerçeklerin tam olarak ortaya çıkarılması gerekiyor. Eğer röportaj sırasında söylenenlerin doğruluğu kanıtlanırsa, bu Cenevre Sözleşmesi’nin ihlali anlamını taşır” dedi. 

Kayıp kişiler
Kıbrıs’taki kayıp kişiler konusunun aciliyet içerdiğinin bilincinde olduklarını söyleyen Rehn, “Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) aldığı kararın gereği olarak, yaşamlarının tehdit altında olduğu koşullar içinde kaybolan Kıbrıslı Rumların durumlarını açıklığa kavuşturmayı amaçlayan, etkin soruşturmaların yapılmasını garanti altına almakla yükümlüdür” diye konuştu.
Rehn, Türkiye’nin AİHM kararının gereğini acilen yerine getirmesi gerektiğini vurguladı. Hem Kıbrıslı Rumlardan hem de Kıbrıslı Türklerden oluşan Kayıp Şahıslar Komitesi’nin faaliyetlerinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Rehn, AB Komisyonu’nun 1.5 milyon euro tutarında bir kaynağı bu komitenin kullanımına verdiğini hatırlattı.
Olgaç, bir televizyon kanalında yaptığı açıklamalarda, “1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nda, biri esir olmak üzere 10 Rum öldürdüğü” yönünde ifadeler kullanmış, bunun üzerine hakkında soruşturma açılmıştı. Olgaç, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği ifadede bu sözlerinin, üzerinde çalıştığı bir senaryoyla ilgili olduğunu söylemişti.