Dünya MEDENİYETLER ÇATIŞMASI MI?

MEDENİYETLER ÇATIŞMASI MI?

16.09.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Hz. Muhammed filminden sonra çıkan ayaklanmalar Huntington’ın Medeniyetler Çatışması tezini hatırlattı. Uluslararası ilişkiler uzmanları yorumladı

MEDENİYETLER ÇATIŞMASI MI

Hz. Muhammed filmine gösterilen şiddet dış politika çevrelerinde iki soruyu gündeme getirdi: Arap Baharı yerini ‘Cihat Kışı’na mı bırakıyor? Samuel Huntington’ın “Medeniyetler Çatışması” kavramı gerçek mi oldu?
Amerikan dış politika çevrelerinde etkili Foreign Affairs dergisinde 1993’te yayınlanan makalesinde Harvard Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü Huntington, küresel ve toplumsal düzeyde çatışmaların ideolojik değil kültürel nedenlerden ortaya çıktığını ve kaçınılmaz olduğunu ileri sürmüştü.
Harvard Üniversitesi kamu politikası profesörü Tarık Mesud, Slate haber sitesi için yazdığı haberinde “Huntington şu an mezarından ‘Ben size demiştim’ diye gülüyor” yorumunu yaptı. Mesud’a göre “Mısır’da Amerikan karşıtlarını bugüne kadar Hüsnü Mübarek bastırıyordu. Diktatör devrilince halkın sokaklara dökülmesini engelleyecek bir güç de kalmadı” dedi.

Artık bastıracak kimse yok
Mesud’a göre, Arap Baharı’nın yaşandığı ülkelerde eskiden beri varolan ABD karşıtlığı şimdi fütursuzca ortaya çıkarak medeniyetler arasında çatışmaya neden oluyor. Bazı uzmanlar ise yaşananların nedenlerini, Arap Baharı’nın üzerinden geçen 20 küsur aya rağmen hala toplumu tatmin edememesine ve kutuplaşmayı artırmasına bağlıyor. Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nden Ortadoğu uzmanı Haim Malka, Associated Press ajansına ayaklanmayı çıkartanların devrimlere rağmen işsiz, hala kötü koşullarda yaşayan topluluklar olduğunu, dolayısıyla memnuniyetsizliklerinin devam ettiğini, ABD karşıtlığının bunun dışavurumu olduğunu söyledi.
Cenevre’de yayımlanan Le Temps gazetesi ise olaya bambaşka bir pencereden bakıyor. Gazeteye göre Arap Baharı, ‘cihat kışına’ dönüyor endişeleri tüm yaşananlara karşın yersiz. Çünkü gazete, 80 milyon nüfuslu Mısır’ın başkenti Kahire’de elçilik önünde toplanan 2 bin kişinin, çok az bir rakam olduğunu savunuyor. Üstelik elçilik önünde gösteri yapanların bir kısmının bu tür gösterilere ‘katılmaya her zaman hazır’ olan Ultras adlı taraftar gurubu olduğunu hatırlatıyor.

Dedeoğlu: Olağan süreç
Türk uzmanlar ise yaşananları bir ‘cihat kışı’ ya da ‘medeniyetler çatışması’ olarak değil, Arap Baharı sürecinin olağan bir parçası olarak yorumluyor. Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Beril Dedeoğlu“Arap Baharı denilen sürecin alt yapısını zaten bu gruplar oluşturuyordu. Yaşananlar dönüşümün bir parçası” diyor. Dedeoğlu, bu sürecin nasıl sonuçlanacağını ise Libya ve Mısır’da ‘radikalleri de içinde barındırmak isteyen’ yeni hükümetlerin Batı ile ilişkilerinin belirleyeceğini söylüyor. Dedeoğlu’na göre, bu ülkelerde hükümetler Batı ile yakınlaşırsa yöneten-yönetilen arasındaki mesafe açılacak ve istikrarsızlık artacak.
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden Soli Özel Fransız Devrimi’ni örnek vererek, devrimlerin kurumsallaşmasının yüzyıl alabileceğini söylüyor. Özel’e göre ayaklanmaların Arap Baharı ülkelerinde en şiddetli yaşanmasının nedeni de iktidardaki otorite eksikliği... Bu bölgedeki iktidar mücadelesini kimin kazanacağını ise zaman gösterecek.