Dünya ‘Ortak bir Avrupa geleceğimiz var’

‘Ortak bir Avrupa geleceğimiz var’

08.12.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Avrupa Parlamentosu Türkiye Karma Parlamento Komisyonu eş başkanlığına seçilen Alman Yeşiller milletvekili Sergey Lagodinsky, AB-Türkiye ilişkilerini Milliyet için masaya yatırdı. Sorunların çözümü için diyalog çağrısı yapan Lagodinsky, “Türkiye’siz bir AB’nin geleceği olmadığı gibi, AB’siz bir Türkiye’nin de geleceği yoktur” dedi

‘Ortak bir Avrupa geleceğimiz var’

Avrupa Parlamentosu (AP) ile Türkiye arasındaki ilişkiler son üç yıldan bu yana oldukça gerilimli. Parlamentonun Türkiye eski raportörünün Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki müzakerelerin askıya alınmasını öneren raporunun kabul edilmesi gerilimi doruk noktasında ulaştırdı. Ancak Mayıs 2019’da yapılan AP seçimleriyle birlikte parlamentoda büyük bir değişiklik yaşandı. Hem siyasi dengede hem de Türkiye konusunu ele alan milletvekillerinde önemli değişiklikler oldu.

Haberin Devamı

Bu çerçevede AP-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu (KPK) eş başkanlığına seçilen Alman Yeşiller milletvekili Sergey Lagodinsky AB-Türkiye ilişkilerini nasıl gördüğünü ve nasıl şekillendirmek istediğine yönelik görüşlerini Milliyet gazetesi ile paylaştı.

Avrupa Parlamentosu’na bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. İlk sorum şu: Neden bu görevi seçtiniz?

Türkiye, Türk kültürü ve Türk toplumu bana ve kalbime çok yakın. Almanya’da yaşayarak Alman ve Türk toplumunun bir parçası oluyorsunuz. En yakın arkadaşlarım arasında Türk kökenli Almanlar bulunuyor. Ayrıca Heinrich Böll Vakfı’nda çalıştım ve İstanbul’daki ofisimizi denetliyordum. Ayrıca benim bakış açıma göre Türkiye ile ilişkilerimiz stratejik bir varlık ve gelecek için de stratejik bir potansiyele sahip ve bu da karşılıklı tabii.

Haberin Devamı

Son yıllardaki gerilimleri göz önünde bulundurarak AB-Türkiye ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Zira AP’den Türkiye’ye çok sert eleştiriler yöneltiliyordu, Türkiye eski raportörünün de ilişkileri pekiştirmeye katkıda bulunmayan sözleri vardı.

Kanaatimce güvene dayalı bir diyalogla başlamamız gerekiyor. Olumlu konuları da ele almamız gerekiyor, kritik konular hakkında da diyaloğa girmemiz gerekiyor. Sanırım masada hala çözülmemiş olan birçok sorun var ve okuyucularınız için birçok konuyu ele almamız gerektiğini ifade etmem onlar için bir sürpriz olmamalıdır. Hukuk devleti, temel hak ve özgürlükler, gözaltına alınmış olan kişiler, ayrıca Suriye’nin kuzeyi ve Avrupalıların jeostratejik kaygıları bulunuyor. Ancak ortak bir Avrupa geleceğimiz var. Bu da benim için çok önemli. Birbirimizi eleştirsek bile, hatta birbirimizle sert kelimelerle tartışsak bile bütün bunlar karşılıklı güven temelinde olması gerekiyor. Türkiye’siz bir AB’nin geleceği olmadığı gibi AB’siz bir Türkiye’nin de geleceği yoktur. Bunu anlamamız gerekiyor.

AP’deki kararlara bakılacak olursa, AP Türkiye ile görüşme istemiyor, diyalog istemiyor ve bu ortamda Türkiye de AP ile nasıl bir işbirliğinde bulunabileceğini doğal olarak  bilmiyor ve bu kurumla ilişkilerini sorguluyor. AP ile bu diyalog sorununu nasıl çözebiliriz?

Haberin Devamı

Benim teklifim bir araya gelmemizdir. Birbirimiz gözlerinin içine bakarak bir masa etrafında oturup konuşmamız gerekiyor. TBMM üyelerini de bu vesile ile davet ettim. Hükümetler birbirlerine sert sözler sarf ediyorlar. Hedefimiz bu gerilimi azaltarak çalışma ortamına gelecek bir seviyeye indirmek.

Evet, AP olarak Suriye’nin kuzeyi ve hukuk devleti esası hakkında bazı kaygılarımız var. Aynı şekilde Türk meslektaşlarımızın da AB’nin teröre yönelik tutumları ve terör örgütleri konusunda kaygıları varsa bunların da masaya gelmesi gerekiyor. Bu konular zor konular ancak konuşmamız gerekiyor.

Türkiye Kopenhag kriterlerdeki eksikliklerini inkar etmiyor zira Türkiye’de yargı reform paketi gündeme geldi, bu konuda çalışmalar sürüyor. Ancak Türk kamuoyunda AB’nin Türkiye’nin terör gibi meşru kaygılarını göz onünde bulundurmadığı intibası hakim. Buna ne cevap verirsiniz?

Sanırım görüş ayrılığımızın olduğunu kabul etmek ve zorluklar yaşadığımızı kabul etmek bile önemli bir adım. AB cephesinde de sorunların olduğunu kabul etmek de çok önemli. Ben de AB’de Müslümanlara karşı düşmanlık olduğunu Avrupa’da ırkçılığın arttığını düşünüyorum ve bu kaygının bir çok insan tarafından da hem Türkiye’de hem de Türk kökenli Avrupa halkı nezninde paylaşıldığını biliyorum. Bu sorunları nasıl çözeceğimizi Türkiye’ye ve Türklere anlatmamız gerekiyor. Ayrıca ortak olarak çalışacağımız projeler var; örneğin vize serbestisi gibi. Bu hususlar AB toplumunun Türkiye’de güveni yeniden tesis edebilmesi için gerçekleştirebileceği konular. Tabii Türk hükümetinin bazı tutumları karşısında zorluk çekiyoruz ancak bu bir müzakere pozisyonu, müzakere etmemiz de normal. Eleştiriye açık olmak gerekiyor.

Haberin Devamı

NATO zirvesinde yapılan tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Zirve öncesi ve sonrası?

Çok kutuplu, zor ve çetrefilli ortamda birbirimizden bağımsız bir şekilde yaşayamayız, aksine biribirimize ihtiyacımız var. NATO savunma ve politika alanında işbirliğinin yegane  teşkilatı. Ben Yeşillerden bir milletvekiliyim, bu yüzden de NATO hayranı değilim ancak gerçek şu ki NATO birbirimizi bağlıyor. Ortak değerler olmadan da işbirliğinin yapılamayacağını görüyoruz.

Haberin Devamı

Ortak değerler denildiği vakit tekrar başa döneceğim ve zorlu bir konuya geleceğiz yeniden çünkü bütün hayatım boyunca temel hak ve özgürlükler ile hukuk devleti ilkeleri için mücadele ettim. Macaristan’da, Polonya’da, tabii ki Türkiye’de de temel hak ve özgürlükler konusu kalbime yakın konular. Bu hususlarda eleştiriye açık olmak gerekiyor en azından sorunları tanımlamak gerekiyor. Bu noktadan itibaren güzel bir işbirliğini başlatabiliriz.

Yazarlar