Türk gazeteciyi terörist yaptılar

Suriye devletine ait El İhbariye kanalı, iki hafta önce Halep’te kaçırılan kameraman Cüneyt Ünal’ın görüntülerini yayınladı. Ne zaman çekildiği belirtilimeyen görüntülerde Ünal’ın yorgun olduğu, konuşmakta güçlük çektiği ve gözlerinin altında morluklar olduğu dikkat çekiyor. Zorla söyletildiği düşünülen açıklamasında, Suriye’nin Azaz köyüne yanındaki silahlı grupla geçtiğini söyleyen Ünal, “Yanımdaki grupların hepsinin elinde silah var; silahlı grupların içinde Çeçen, Libyalı, Katarlı, Suudi Arabistanlılar var. Azaz’dan Mahri Tarafat bölgesine geçtim, yine grup yanımdaydı ve hepsi silahlıydı. Oradan Halep’e geçtik Tahvit Liav grubuyla buluştuk onlar da silahlıydı” diye konuşuyor.
Meydan Caddesi’nde Suriyeli askerlerle silahlı çatışma çıktığını da belirten Ünal, “Beni tutup buraya getirdiler, o silahlı grubun yanından” diyor. Televizyonda Ünal’ın roket atarla görüldüğü bir fotoğraf da yayınlandı.

Davutoğlu: Suriye sorumludur
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, kaçırılan Türk kameraman Ünal’ın görüntülerinden dikte edilmiş bir açıklama yaptırıldığının anlaşıldığını belirterek, “Öncelikle Suriye devletinin bu gazeteci kardeşimizin sağ salim Türkiye’ye dönmesi konusunda sorumluluğu vardır. Bunun için de Türkiye her türlü çabayı göstermeye kararlıdır” dedi. Davutoğlu, “Sağ ve salim olduklarının biz daha önce haberini almıştık ama görüntüler dolayısıyla bizzat da görmüş olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Elhamdülillah ki sağlar ve sıhhati iyi. Hatırlarsınız, daha önce iki gazeteci kardeşimiz kaçırıldığında da uzun süre bunların Türk istihbaratınını elemanları olduğu iddia edildi. Birçok başka misyonlarla orada bulundukları. Halbuki gazetecilik görevlerini yapıyorlardı ve geri döndükten sonra da gazetecilik görevlerine devam eden kardeşlerimizdi bunlar. Bu görüntülerden sonra o gazeteci, kameraman arkadaşımızın sağlığından birinci derecede o Suriye devleti sorumludur. Uluslararası medya kuruluşlarına da buradan çağrıda bulunuyorum ve Türkiye’deki medya kuruluşlarına da, hala Suriye rejimini mazur göstermeye çalışan köşe yazarlarına da buradan sesleniyorum. Eğer gazetecilik etiğine, ahlakına, gazetecilik kimliğine saygınız varsa, hep beraber Cüneyt kardeşimizin kurtulması için çaba sarf edin. Eğer basın özgürlüğünden yana isek. Öncelikle Suriye devletinin bu gazeteci kardeşimizin sağ salim Türkiye’ye dönmesi konusunda sorumluluğu vardır. Bunun için de Türkiye her türlü çabayı göstermeye kararlıdır.”
Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç da, Bakanlar Kurulu’nun ardından yaptığı açıklamada, Ünal’ın görüntüleri ile ilgili olarak, “O görüntüler bir kurgudur. Zorla konuşturulmuştur. Elindeki metne bağlı kalması istenmiştir. Yüzündeki, gözündeki morluklar da şiddete maruz kaldığını göstermektedir” dedi.

Terörist değil gazeteciydi
Ünal’ın kameraman arkadaşları, “Cüneyt uzun zamandır işsizdi ve ekmek parasını çıkarabilmek için kiralık olarak Halep’te çalışıyordu. O terörist değil gazeteci. Eylülde Ankara’ya dönmeyi planlıyordu” dedi. Kameraman Tolga Çıplak, sosyal paylaşım sitesi twitter’da, şunları yazdı:
* “Cüneyt kızına Sahra adını verdi. Çünkü kızı dünyaya geldiğinde, Libya savaşını görüntülemek için Sahra Çölü’ndeydi. O terörist değil gazeteci.”
* “Cüneyt Ünal uzun zamandır işsizdi ve ekmek parasını çıkarabilmek için kiralık olarak Halep’te çalışıyordu.”
Ünal’ın yakın arkadaşı CNN-Türk Ankara Bürosu’nda kameraman olarak çalışan Melih Baytürk de Milliyet’e, şunları söyledi:
“Cüneyt’i 12 yıldır tanıyorum. Dikmen’de aynı mahallede otururduk. Uzun yıllar CNN Türk’te çalıştı. Sonra İstanbul’da One Ajans’a geçti. İsrail’de görev yaptığı sırada olayları izlemek için Libya’ya geçti.
Bu sıra doğan kızına Sahra Çölü’nden etkilenerek, Sahra adını verdi. Ajans kapanınca işsiz kaldı. Ekmek parası için bir Irak yayın kuruluşu ile anlaşarak Suriye’ye geçti. İşini yapmak için, geçimini sağlamak için oradaydı. Gitmesinden bir kaç gün önce konuşmuştuk. Bu işten dönünce İstanbul’dan ayrılmayı Ankara’ya gelmeyi planlıyordu. Anne - babası zaten Ankara’da yaşıyor.”

Şiddet gördüğü belli
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel de, “Ünal derhal serbest bırakılmalıdır. 20 bini aşkın üyesi bulunan TGF bu konuda her türlü desteği vermeye hazırdır” denildi. Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin de, yaptığı yazılı açıklamada, kameraman Cüneyt Ünal’ın medyaya yansıyan görüntülerinde şiddete uğradığının görüldüğünü belirterek, bu durumu kınadıklarını kaydetti.

Ödüllü kameramandı
Türkiye Haber Kameramanları Derneği tarafından yapılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: “Kameraman Cüneyt Ünal ile ilgili yayınlanan görüntüleri kınıyoruz. 17 yıldır profesyonel olarak kameramanlık yapan Cüneyt Ünal aynı zamanda 15 yıldır derneğimiz üyesidir. Cüneyt Ünal’ın bir ajan olduğunu söyleyen Suriye Televizyonu’na en güzel cevap Cüneyt Ünal geçtiğimiz yıl çektiği görüntüleriyle derneğimiz Yılın En İyi Haber Görüntüsü ödülünü almıştır. O, tüm dünyaya gerçekleri kendi objektifinden aktarmak için Suriye’deydi. “