20 yaşından sonra düzenli kontrol şart

Ekim ayı dünya genelinde, meme kanseri bilinçlendirme ayı olarak kutlanıyor ve araştırmalara göre günümüzde her dokuz kadından biri meme kanserine yakalanıyor. Hastalığı yenmenin en önemli adımının erken teşhis olduğuna dikkat çeken Tınaztepe Galen Hastanesi Başhekimi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Akbulut, “Meme dokusunu süt salgılayan bir bez gibi düşünelim. Kanser, bezin içindeki zardan kaynaklanıyor. Bütün yaş guruplarında her dokuz kadından birinde meme kanseri görülüyor. Yaşla birlikte bu oran artıyor” dedi.

20 yaşını geçen her kadının kendi kendine meme muayenesi yapması gerektiğini belirten Akbulut, “Her ay adet olduktan sonra kadınlar hem meme dokusunu hem de koltuk altını kontrol etmeli. Eğer ele gelen bir kitle, farkedilir bir asimetri, ciltte portakal kabuğu görüntüsü varsa ve meme başından akıntı oluyorsa doktora başvurmak gerekiyor” diye konuştu.

Yaş ilerledikçe dikkat!

35-40 yaş arası bir kez mamografi, 40 yaşından sonra 2 yılda bir, 50 yaşından sonra da her yıl jinekolojik muayane, mamografi, meme ultrasonu yaptırılmasının önemine değinen Akbulut, “44 yaşından sonra risk daha artıyor. Bu açıdan, muayeneler erken teşhis için daha da önem kazanıyor.  Evre 1’in erken dönemlerinde teşhis edildiğinde tedavi olma şansı yüzde 100’lere ulaşıyor. Yani ne kadar erken teşhis edilebilirse o kadar tedavi edilebilir bir hastalık. Evre 3 ve evre 4’te de ilaç tedavisi ile kitleyi küçültüp ameliyat ediyoruz” dedi. Meme kanserindeki bir diğer tedavi yönteminden de bahseden Akbulut, şöyle devam etti:

“Kalın iğne biyopsisi ile genetiği hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz. Radyolojik yöntemler çok geliştiği için hastalığın evresini ameliyat öncesi tespit edebiliyoruz. Teşhisten sonra bir konseye giriyoruz. Bu konseyde bir çok branştan hekim arkadaşımız oluyor. Burada ortak bir karar alıp kişiye özel tedavi planlıyoruz.”

Dijital mamografi

Özel Tınaztepe Galen Hastanesi Radyoloji Uzmanı Dr. Duygu Engin ise, kullandıkları dijital mamografi sisteminden bahsetti. Mamografinin, meme dokusu sıkıştırılıp radyasyon verilerek yapılan bir görüntüleme sistemi olduğunu anlatan Engin, “Dijital olmayan mamografi de hem daha çok radyasyon veriliyordu hem de görüntü kalitesi düşük oluyordu. Yeni dijital sistemde ise bilgisayar memenin ne kadar basılacağını, memenin kalınlığını hesaplayıp hastaya uygun dozu ve baskıyı vererek kaliteli görüntü elde etmeyi sağlıyor. Diğer yandan bu yeni sistemlere tomosentez adı verilen bir yenilik eklendi. Memenin kesitsel olarak görüntüsü alınıyor. Bu sayede bizler daha ince detayı gösteren görüntüler elde edebiliyoruz” dedi.

Risk faktörleri

Birinci derece akrabalarda meme kanseri görülmesinin riski artırdığını belirten Tınaztepe Galen Hastanesi Başhekimi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Akbulut, “Erken yaşlarda adet görme, geç dönemde menopoza girmek, şişmanlık, fast food beslenmek, bu riski artıyor. Alkol ve sigaranın da olumsuz etkileri bulunuyor” dedi.

Erkeklerde de görülebilir

Meme kanserinin erkeklerde de görülebildiğini belirten Tınaztepe Galen Hastanesi Başhekimi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Akbulut, “Bu kalıtsal geçişi olan bir durum. Kadınlara göre çok nadir görülüyor. Erkeklerinde meme kanseri olabileceğini bilmeleri ve kendilerini muayene etmeleri gerekiyor” diye konuştu.