Ege Aziz Kocaoğlu, kavga etmekten iş yapmıyor

Aziz Kocaoğlu, kavga etmekten iş yapmıyor

15.11.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Böyle diyen AK Parti İzmir İl Başkanı Ömür Kabak şöyle devam ediyor: Aslında bir şehrin lideri belediye başkanıdır. Ama belediye başkanında o liderlik özelliğini görmüyoruz. Devamlı bir mazeret üretiyor. Herkesle kavga ediyor. Hükümetle, kendi partisiyle, esnaf dernekleriyle, iş dünyasıyla kavga ediyor. Kavga etmekten iş yapmıyor

Aziz Kocaoğlu, kavga etmekten iş yapmıyor

AK Parti İl Başkanı Ömür Kabak, 29 Mart 2009 Yerel Seçimleri’nde, Çiğli Belediye Başkan adayıydı. AK Parti seçimlerde hem Çiğli’yi hem de 29 ilçeyi kaybetti. 20 Haziran’da yapılan il kongresine, eski il başkanı Aydın Şengül’ün yerine tek aday Ömür Kabak’la gidildi. Aynı zamanda eski hakim olan Ömür Kabak, yaklaşık bir buçuk yıldır AK Parti’nin il başkanlığını yapıyor.
Zaman zaman özellikle de referandum döneminde gitti- gidiyor söylentileri artan, söyledikleri tartışma konusu olan Kabak, hem yönetimindeki İzmir Ak Parti’yi hem de Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve İzmir’deki yerel yönetimleri değerlendirdi. Çok çarpıcı yanıtlar verdi:

Bir buçuk yıldır il başkanısınız. O günden bugüne kadar geçen zamanı nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Hedefimiz AK Parti’yi, yaptıklarını ve yapacaklarını İzmir’e anlatmaktı... Bunun yanında parti teşkilatlarını diri tutmak, partiyi büyütmek, parti içerisinde takım ruhu yaratmaktı. Bir buçuk yılı üç parçaya bölersek; ilk dönem yerel seçimlerin büyük üzüntüsü vardı, iyi geçmemişti. Onu üzerimizden atmaya gayret ettik, tekrar bir moral motivasyon kazanalım istedik. İkinci dönemde ilçelerde bazı değişiklikler oldu. Son dönemde ise referanduma yönelik çalışmalar oldu, seçim değildi ama seçim havasında çalışıldı. Rutin olarak da sivil toplumla ilişkiler ve CHP’li büyükşehir belediyesine karşı il olarak bizim muhalefetimiz oldu.

‘Referandum sınav oldu’
Göreve geldiğinizde yerel seçimden yeni çıkılmıştı. İzmirlilere kendinizi anlatamadığınızı düşünüyordunuz... Şimdi anlatabildiğinizi düşünüyor musunuz?
- Anlatamadık diye düşündüm hala da aynı şekilde düşünüyorum. Çünkü AK Parti gerçekten iyi bir parti. Başta Başbakan olmak üzere, sadece millete hizmet etmeyi düşünen insanların partisi. Yakıştırılmaya çalışıldığı şekilde o kötü imaj yok. Gizli ajanda yok. Rejim tehlikede veya özel hayata karışma türü şeylerin hiçbirinin gerçek olmadığı 8 yılda ortaya çıktı. Yerel seçimlerde ben il başkanı değildim, sonra geldim. Benim için bir sınav referandum süreci oldu ama; o da tam bir parti işi değildi. O nedenle asıl genel seçimlerde belli olacak neler başardık, neler başaramadık.

‘Başarısız olduk’
Referandumdan sizce kim galip çıktı?
- Kendimizi başarılı bulmadım. Başarılı saymak için “Evet”lerin “Hayır”lardan fazla çıkması gerekiyordu. Fakat referandumdan önce öyle bir hava estirildi ki! “CHP çok güçlü, AK Parti İzmir’de hiç kalmadı” ,”Evet oyları yüzde 20’lerde kalır”, “Hayır’lar ise yüzde 75’in üstünde olur” gibi... Hatta ben o havayı kırmak, teşkilatlara bir moral motivasyon olsun, İzmir halkına da iddiamızı gösterip, inancımız, azmimiz, var” demek için, kendi siyasi hayatımı bile riske atarak “Evet’ler Hayır’dan fazla çıkacak. Eğer çıkmazsa vazifemi yapmamış, kendimi iyi bir paketi halka anlatamamış sayar ve istifa ederim” demiştim. Yüzde 63’e 37 gibi bir oran çıktı. Bu; teşkilatlar ve İzmir kamuoyunda bizim için bir başarı, CHP için ise başarısızlık olarak görüldü. “İzmir Ak Parti için zor yer” deniliyor.

Katılıyor musunuz buna?
- Hiçbir zaman katılmadım. İzmir zor bir yer değil. Anadolu şehirlerinden biri. Erzurum’dan, Konya’dan Mardin’den, İç Ege’den onbinlerce, yüzbinlerce insan göç etmiş. O şehirlerde çok iyi durumdayız AK Parti olarak. O şehirlerin insanları İzmir’de. Öyleyse burada da iyi olmamız lazım...

‘Çalışkan değiliz herhalde’
Belki İzmir’in sosyal-demokrat havası hoşlarına gidiyor ve siyasi tercihleri değişiyordur?
- Bilmiyorum...İyi tahlil etmek gerekir. Ama şu var. Sosyal kültürel hayat açısından belki Erzurum, Kayseri gibi değil İzmir. Ama İzmir, Bursa’dan, Kocaeli’nden, Sakarya’dan hele hele İstanbul’dan farklı değil. Orada başarılar var. Niye İzmir’de olmasın? Biz AK Parti İzmir teşkilatları, İstanbullular, Bursalılar, Kocaeliller, Sakaryalılar kadar çalışkan değiliz, fedakarlık yapamıyoruz herhalde? Fakat gidişimizin doğru olduğunu, bir şeylerin kırılmaya başladığını görüyorum. Halk oylamasından sonra AK Parti’ye daha olumlu bir bakış oluşmaya başladı. Oy vermeyen insanlardan bile olumlu dönüşler alıyoruz. Tabii bir de belediyecilik İzmir’de çok kötü. Hatta bir facia.

‘Çok kötü belediyecilik’

Yerel yönetimle ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Çok kötü bir belediyecilik var. Ulaşım ve trafik çok kötü... Metrodan tutun, deniz ulaşımına, imardan gecekonduya kadar o kadar çok eleştirilecek şey var ki.

En çok eleştirdiğiniz nedir?
- Ulaşım ve imar İzmir’deki eksik iki şey. Ve tabii bir liderinin olmaması. Aslında bir şehrin lideri Belediye Başkanı’dır. Ama belediye başkanında o liderlik özelliğini görmüyoruz.
Herkesle kavga ediyor. Hükümetle, kendi partisiyle, esnaf dernekleriyle, iş dünyasıyla kavga ediyor. Kavga etmekten iş yapmıyor.
Devamlı bahane ve mazeret üretiyor.
Referandumda, özellikle metropol ilçelere baktığımızda, yüzde 25’le 30 arasında oyumuzun arttığını görüyoruz. Bu da kötü belediyeciliğe İzmirlilerin bir tepkisi diye düşünüyoruz.


‘Türkiye’nin en pahalı suyu ve en pahalı ulaşımı bizde’

Belediyelerin de hükümetin İzmir’in önünü kestiği eleştirileri var...
- İzmir’in önünü açmıyor, bir eser meydana getirmiyor, “Hayali İzmir cezalandırılıyor” ve hiç söylenmemiş bir “Gavur İzmir” lafının arkasına sığınıp mazeret üretiyor. Ama insanlar bir dinler, iki dinler, üç dinler... “Ufacık yağmurda benim sokağımı sel basıyor, saatlerce belediye otobüsünde balık istifi gibi seyahat etmek durumunda kalıyorum” diye soruyor artık insanlar.
Her taraf pislik içinde, denizden hiç yararlanılmıyor, Türkiye’nin en büyük gecekondu şehri İzmir. Kentsel dönüşüm yok. İmar planlarımız yok, 25 binlik, 5 binlik planlar belirsizliğini koruyor. Davalar davalar davalar... En büyük otobanımız körfezimizden yararlanmıyoruz. Devamlı zamlar, ulaşıma suya... Türkiye’nin en pahalı suyu bizde, en pahalı ulaşımı bizde.


11 yılda hiçbir şey yapmadılar
Zamlarla ilgili siz ne düşünüyorsunuz?
-Bu zamlarla ilgili hukuk mücadelesi yapan arkadaşlarımız var. Yapacağız da... Şimdi bundan sonra; bütçe görüşmeleri var. Orada da doğruları söylemiyorlar. Buca’daki bir imar davasında Giraud’nun çiftliği diye bahsedilen konuda, Aziz Kocaoğlu; “davayı kazandık” dedi. Kazanılmış bir dava yok, dava devam ediyor. Gün gelir insanları kandırabilirsiniz ama herkesi her zaman kandıramazsınız. Gerçekler ortaya çıkar. Ben soruyorum: Bu soruma birinci muhattap Aziz Kocaoğlu’dur diğeri de rahmetli Piriştina. Ölen insanın arkasından biz konuşmayız ama siyasi bir figür olarak bunu söylüyorum; Ahmet Priştina ve Aziz Kocaoğlu hangi eseri yaptılar? Somut, elle tutulur hangi eserleri var?

İkisinin hiç eseri olmadığını mı düşünüyorsunuz?
- Bence yok. Yeni bir arter mi açtı, yol mu açtı, metroyu mu yaptı? Büyük bir eser mi kazandırdı? Rutin şeyleri bile yapamadıklarını görüyoruz. Belediye şirketleri bir facia, bilançoları gizleniyor. Hepsi zararda,denetlettirmiyorlar, gizliyorlar, açıklamıyorlar. Eğer bir sakatlık varsa, gizlemeler olur.


‘Parti içi dedikodulara hiç bir şekilde kulak asmıyorum’
Sizinle ilgili gitti -gidiyor, görevden alınacak gibi söylenti oldu. Peki bundan sonra ne olacak? Artık rahat mısınız?
- Samimi olarak söylüyorum; ileriye çok büyük bir umutla bakıyorum. İl başkanlığı önemli bir makam, hele hele iktidar partisinde. Daha oturur oturmaz, ne zaman gideceğinizi konuşurlar. Eleştirilir, beğenilmezsiniz. Bunları normal karşılıyorum, siyasetin doğasında olan şeyler. Bizde de bu son dönem öyle bir çalkantı oldu. Hep şunu söylüyorum; parti içi çekişmeler, parti içi kavgalar o partiye hiç yarar getirmiyor. Getirseydi herhalde CHP, her zaman birinci parti olurdu. Bu konuda onların eline kimse su dökemez. Bütün enerjimi İzmir kamuoyuna partimi anlatmak için harcıyorum. Parti içi çekişmeye, dedikodulara hiç kulak asmıyorum. Cevap bile vermiyorum.

Genel seçimlere kadar il başkanlığını koruyacak mısınız?
- Geleceği kimse bilemez ama bana dediler ki; “Sen il başkanımızsın, görevinin başındasın.”

Başbakan mı söyledi? Başbakanla hiç bunları ve İzmir’in referandum sonrasını değerlendirdiniz mi?
- Özel olarak; sizin söylediğiniz somut anlamda, bir konuşmamız olmadı. Ama genel değerlendirmeler tabii ki yapıldı. Bizim hakkımızda da yapıldı ve benim göreve devam edeceğim konusu bana söylendi.
‘Öyle adaylar göstereceğiz ki...’

Genel seçimlerde sürpriz milletvekili adayları olacak mı?
- Daha henüz belli değil. Liyakat, kariyer, bütün İzmir’i kucaklama çok önemli. “Ak siyaset” dediğimiz o temizlik, dürüstlük çok önemli. Kamuoyu yoklamalarını, genel merkezimiz devamlı yaptırıyor. En iyi adaylar genel merkezimiz tarafından tespit edilecek. Teşkilatımızın da, kamuoyunun da çok beğeni ile karşılayacağı isimler olacak. Sayın Başbakanımız da son il başkanları toplantısında açıkladı; “Öyle adaylar göstereceğiz ki sokaktaki insan ‘eğer ben yetkili olsaydım bu kişiyi aday gösterirdim’ diyecek” dedi.

Başarı açısından hedefiniz ne?
- AK Parti Türkiye’nin partisi. 81 ilinin 80’in de milletvekili çıkarmış her girdiği seçimde de birinci olmuş bir parti. Birinci olamadığı 20 il var. Onda da hep ikinci olmuş. O nedenle bizim amacımız birinci parti olmak. Birinci parti olmak için çalışacağız.


‘Büyükşehir’de sürgün yapılıyor’
En çok CHP’li belediyelere müfettiş geliyor deniyor...
- Hiç de müfettiş gelmiyor. Soruyorum, belediye şirketlerinin, zarar eden belediye şirketlerinin hangi müfettiş raporu var? Açıklasınlar, “Hodri meydan” diyorum. Yok. Ersu Hızır çok önemli bir insan, belediyenin genel sekreteri. Genel sekreter belediyenin bir numaralı adamıdır. Çok ciddi şeyler söyledi ve belediye başkanı onu görevden aldı. Aslında görevden de alamadı çünkü görevden alma yetkisi de yok. Orada bile Aziz Kocaoğlu, hukuka aykırı davranıyor. Ersu Hızır hala genel sekreter mi? Genel sekreter. Diyor ki; “Senin yetkilerini aldım” Aldıysan genel sekreterlikten de al. Hukuk bunu emreder. Hukukta böyle bir şey yok. Hep hukuksuzluk yapıyor. Sonra da belediye içinde Ersu Hızır’a yakın olan isimleri sürgün yaptı. Sürgün, Osmanlı zamanında kalan şey. Çağdaş ve sosyal demokrat belediyede sürgün lafı görüyoruz. Klasik CHP zihniyeti. Genel başkanları da söyledi, CHP’de korku imparatorluğu olduğunu. Demek ki CHP’nin olduğu her yerde bir korku imparatorluğu var. Belediye Meclisi’nde de var. Programa ve hizmete göre İzmir’de, Ak Parti olarak CHP’yi fersah fersah geçeriz. Çünkü; biz çok hizmet yaptık, yapıyoruz.