Ege Ben, Anadolu ve Anadolu'da kadın

Ben, Anadolu ve Anadolu'da kadın

10.08.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Ben, Anadolu ve Anadoluda kadın

Şiirin sonlarına doÇru, "Tanrı meleÇini aÇırlamaya çalışan/Ataerkil bir aile gözümü alıyor/Dedelerin yüzlerinde erozyonSilip götürmüş bütün evetleri/Annelerinse aÇızlarında hiyeroglif/Babalarınsa aÇustoslar atasözleriAmcalarınsa avdan boş dönüyor elleri/Teyzelerse elleriyle yargılıyor gök güzelliÇini/Ablalarınsa boyunları soru işaretiAÇabeylerse utançlarından Emrah/Sıralanmışlar su boylarınaBıçakla soyuyorlar kelimeleri/Ya suya giden küçük kızlarOnlar/Tıpkı o kuşlar gibi/Uçan daha bir süre/ Sonra da vurulduktanBir mezarın doÇurduÇu iştahlı bir çocuktur Anadolu şiiri" dizeleri en vurucu yerdir.... Anadolu'daki aile içindeki kadın figürünün anlatıcısıdır. Bugünlerde Cemal Süreya'nın 'Göçebe' şiiri takıldı durdu dilime... Anadolu'yu anlatan Göçebe'yi mırıldandıkça Anadolu yollarına vurmak geldi kendimi. "Yaşlı ve öfkeli bir otobüs" ile Kargapazarı DaÇları'nda dolanmak örneÇin.... Kars Kalesi'ni seyre dalmak ya da... Anadolu kültüründe bir tanrıça şeklinde söylencelerde anlatılan kadının bugün bazen kurban şekline dönüşmesinin acı gerçeÇiyle yüz yüze kalıyor artık insan.Tarihte, Akdeniz çevresinde, Asya'da ve kuzey ülkelerinde birçok kültür ve uygarlıkta çeşitli isimlerle anılan bir ana tanrıça ile karşılaşmak mümkündür çünkü.Anadolu tanrıçalar diyarı olarak bilinir. Anadolu'da yapılan kazılar, ana tanrıça figürünün M.Ö. 6500-7000'lere kadar dayandıÇını ortaya çıkartır.AnalıÇı, üremeyi, dişiliÇi, hayatın sürmesini ve dolayısıyla bereketi simgeleyen tanrıça, ayakta, oturmuş ya da uzanmış olarak betimlenir; geniş kalçalı, iri göÇüslü ve genellikle çıplaktır. Heykellerin bir bölümünde doÇum yaparken görülür.Otururken ya da doÇum anındaki bazı heykellerde yanında iki leopar bulunur. Ana tanrıçanın kutsal hayvanı olan leopar, hayvanların kraliçesi olduÇunu ve doÇa üzerindeki sınırsız egemenliÇini simgeler. Bunlar, bereket tanrıçası Kibele'ye öncülük eden figürlerdir.Frigya mitolojisinde bir ana tanrıça olan Kibele'ye genellikle daÇ zirvelerinde tapınılırdı. DoÇa ile özdeşleştirilmiş, özellikle bazı vahşi hayvanlarla ilişkilendirilmişti. Anadolu'da çok sayıda Kibele anıtı görmek mümkün. Tanrıçalar diyarı Ortaokul öÇrencisiyken, Yıldız Kenter'i ilk kez sahnede Güngör Dilmen'in yazdıÇı "Ben Anadolu" oyununda görmüştüm. Toprak rengi kumaş ve unutulmaz replikler aklımda kalan... Bereket tanrıçası Kibele ile başlayan oyun, bu tanrıçanın çeşitli kadınlarda cisimleşmesiyle sürüyordu: Hitit kraliçesi, Troya başkomutanının karısı, bir erkeÇe aşık olduÇu için suçlanan bir Amazon, Bizans imparatoriçesi Theadora, ilk kadın tarihçi Anna, Orhan Gazi'nin karısı Nilüfer Hatun, Nasreddin Hoca'nın karısı, Şaire Nigar Hanım ve Halide Edib bu karakterlerden bazıları...Bunları anımsıyorum işte. Ve vurup kendimi yollara Anadolu'da gezinmek istiyorum. Bir yandan da Cemal Süreya'nın Göçebesi'sini mırıldanmak.. Ama ne mümkün? Gezinmek Anadolu'da çok uzak bu günlerde bana...Gazete ilanlarında gördüÇüm "Ben Anadolu" imdadıma yetişir belki... Oyun, Yıldız Kenter'le yeniden sahnede. 15 AÇustos 21.00'de Karşıyaka Açıkhava Tiyatrosu'nda, 16 AÇustos'ta da Çeşme Açıkhava Tiyatrosu'nda... bsen@milliyet.com.tr Yıldız Kenter sahnede