Ege Çanakkale geçilmez

Çanakkale geçilmez

21.03.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çanakkale geçilmez

Çanakkale geçilmez




Birinci Dünya Savaşı'nda, Çanakkale'den geçip, İstanbul'u almak isteyen, düşman güçlerine karşı, kan ve canlarını veren kahramanlar:
- Çanakkale geçilmez, dediler.
Kahramanlarımızın vatan sevgisiyle dolu yürekleri:
- Önce vatan, diye çarpıyordu.
İngiliz ve Fransızlar, güçlü donanmalarıyla Boğaz'ı geçemeyince, Avusturyalı, Yeni Zelandalı ve Hintlilerle takviyeli karadan saldırdılar.
Mehmetçikler, dünyanın bu en büyük askeri gücüne göğüslerini siper ederek,kanları ve canları pahasına Çanakkale Destanı'nı yazdılar.

* * *

18 Mart 1915: O sabah, saat 10.30'da İngiliz ve Fransız savaş gemileri 3 filo halinde Boğaz'a girdi. 16 zırhlı ile yardımcı gemilerden oluşan bu güç karşısında, savunmamız zayıf tabyalar vardı.
Düşman gemilerinin ilk ateşiyle birlikte, bu tabyalardaki toplar da ateş püskürdüler. Ölen komutanların yerini, çavuşlar, erler alıyordu. Akşama doğru süren bu ateş çemberinde, bazı düşman gemileri batarken, bazıları da büyük yaralar aldı. Düşman tüm gücüne karşı Boğaz'dan geçemeyeceğini anlamıştı. O günün akşamı sonrasında da çekilmek zorunda kaldı.

* * *

25 Nisan 1915: Çanakkale Boğazı'nı denizden aşamayan düşman, bu kez, karadan geçmek umuduyla, Gelibolu'da, o sabah saldırıya geçti.
Düşman güçleri, Arıburnu ve Seddülbahir'e çıkarken, İngiliz Filosu Bolayır'da aldatıcı bir gösteri yaptı. Fransızlar'da, Anadolu yakasında oyalamaya girmişlerdi.
Bu şaşırtma içinde, cephede bulunan Yarbay Mustafa Kemal, çıkartmanın Kultepe ve Arıburnu arasında yapılacağını düşünüyordu ve onun düşündüğü gibi oldu ve Mustafa Kemal saat 3.30'da top sesleri içinde uyandı.
Tüm birliklerin hazırlayıp komutanlarla görüştükten sonra, atına atlayıp Conkbayırı'na vardı. Denizdeki düşman gemilerini gördü. Sonra, 261 rakımlı tepeye düşman çıkarken, cephanesi tükenen askere şu komut verdi:
- Süngü tak, yere yat...
Askerlerimiz süngü takıp yere yatınca, düşmanda durup yere yattı. İşte kazanılan an, o andı ve bu an her şey demekti.

* * *

Anafartalar Zaferi: Arıburnu ve Conkbayırı'ndan sonra, İngilizler, 6 Ağustos 1915'de tek başlarına Gelibolu Yarımadası'na yeni bir saldırı düzenlediler.
Bu saldırının ilk günlerinde, bir komuta boşluğu ortaya çıkınca, Komutan Liman Von Sanders, kurmay başkanı aracılığıyla Mustafa Kemal'den durumu sorduğunda, "Bir dakikamız kaldı" cevabını aldı.
Komutanın, "Çare nedir?" sorusuna karşılığı şu oldu:
- Tüm birlikleri benim emrime vermek...
Bu konuşmanın ardından o gece Grup Komutanlığı'na atandı.
8 Ağustos 1915'de komutayı ele alan Mustafa Kemal, bu çarpışmalar sırasında, bir tepenin alınması için piyade geçikince, yanındaki süvari komutanına saldırı emri verip sordu:
- Ne dediğimi anladın mı?
- Evet komutanım, dedi. Bize ölmeyi emrettiniz.
Çanakkale'de, Mehmetçikler, seve seve canlarını verdiler. Mehmet Akif, Çanakkale şiirinde, şehitlerimize şöyle seslenir:
"Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker,
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer."

* * *

Çanakkale, bir kahramanlık destanıdır, bir ruhtur. Bu ruh, savaşın galip devletleri, Anadolu'yu paylaşır ve İzmir'e Yunanlılar çıkarken Kuvayi Milliye ve Milli Mücadele oldu.
Mustafa Kemal Paşa'nın önderliği ve başkomutanlığında, bu ruhl ulusca kazanılan Kurtuluş Savaşı zaferiyle Türkiye Cumhuriyeti doğdu. Çanakkale Zaferi, Çanakkale'de ve tüm yurtta olduğu gibi İzmir'de de Güney Deniz Saha Komutanlığı"nca düzenlenen bir törenle coşkuyla kutlandı.
Tüm şehit ve gazilerinin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.




EGE







Yazarlar