Ege Daha fazla coşku!

Daha fazla coşku!

18.09.2019 - 02:51 | Son Güncellenme:

Sezon başından bu yana galibiyetle ve golle tanışamayan Göztepe, sadece Süper Lig’in değil Avrupa’daki 5 büyük ligin de suskun tek takımı oldu. Eski günlerini mumla aratan sarı kırmızılıları değerlendiren yazarlarımız, “Çaykur Rizespor karşısında alınan 1 puan değerli ancak Konyaspor maçıyla birlikte hem gol hem 3 puan için yüreğini ortaya koymalı” dedi

Daha fazla coşku

Bülent Buda: Poko’nun canı çıktı. Bedeninin neresinde üretiyor o müthiş enerjiyi? Tüm benliğinle oyunun bütününü ve böylesine yaşayan, özümseyen muhteşem bir futbolcu. İstatistik değerlere bakıldığında Rizespor önde görünüyor. Ancak daha net pozisyon üreten, bir keresinde de VAR’dan dönen taraf Göztepe’ydi. 4 haftanın bitiminde gol sıkıntısı sürüyor. Napoleoni, Mossoro ilaç olur mu bu soruna? Bekleyeceğiz, göreceğiz. Kulübede skoru tutacak, Castro ile Borges beklerken, Tamer Hoca 76. dakikada genç Batuhan’ı, 86. dakikada da Ege’yi tercih etti. İyi etti. Özellikle Batuhan, oyunda kalan süreye bakarak buluştuğu top sayısıyla karşı kaleye yönelmesi iştahının skora koştuğunun gerçeğiydi. Bu aşamada fiziksel ve psikolojik savrulmalardan sonra zor bir deplasmandan tek puanla dönüşü güzel günlerin ilk sinyali olarak niteleyebiliriz. Bu bağlamda golleri ve galibiyetleri özlediğimizi vurgulayabiliriz.

Fatih Tanfer: Göztepe, Rize deplasmanında rakibini iyi analiz etmiş ve doğru oyun planı ile maçın her anında konsantrasyonunu hiç kaybetmedi. 90 dakikada gol olmadı ama futbol olarak heyecanlı ve bol pozisyonlu mücadeleler izledik.

Göztepe kompakt bir futbol anlayışı içerisinde doğru bir savunma yaptı. Hızlı hücumcuları iyi kontraatağa çıktı. Ayrıca önde yaptığı baskı ile rakibinin geriden oyun kurmasına müsade etmedi. Rizespor’da bu baskıda kendi alanında uzun toplarla çıkmak mecburiyetinde kaldı. Saha içinde takım halinde eş zamanlı ve birlikte hareket ettiler. Savunma merkezinde Titi ve Alpaslan, canlı, diri ve rakibe karşı doğru hamleleri ile maç boyunca çok başarılıydılar.

Orta alanda doğru bir oyun kurgusu vardı. Rakibine boş alan bırakmadı. Poko inanılmaz faydalı oynadı. Soner pas oyununda etkiliydi. Göztepe’nin önemli sorununu çözdüğü gerçek. Göztepe, futbolda başarının ön koşulu olan mücadelesini doğru bir biçimde yaptı. Serdar’ın şutunun direkten dönmesi, VAR kararı ile penaltının ve Rizesporlu oyuncunun ihracının geriye alınması şansızlıktı diyelim.

Göztepe’de doğru olan camianın ruhunu şekillendiren karakter ve kazanma hırsını her geçen gün artması önemli gelişmelerdir.

Mehmet Demirtaş: Kritik ve zorlu Rize deplasmanından 1 puan. Üzülsek mi sevinsek mi? Göztepe ne yazık ki ligde ve Avrupa’nın 5 liginde gol atamayan tek takım unvanını bugün itibariyle elinde bulunduruyor. Herşeye rağmen Süper Lig’in ilk 4 haftasında 2 galibiyet ve 2 beraberliği bulunan ve etkili futboluyla göz dolduran Çaykur Rizespor karşısında aldığı 1 puan çok değerli. Bunu göz ardı etmemeliyiz. Evet bu sezon Göztepe’de birşeyler yolunda gitmedi, beklenen transferler zamanında yapılmadı veya yapılan transferler özellikle golcü pozisyonundakilerden gerekli fayda sağlanamadı bunların sebepleri ve nedenlerini ben Göztepeliyim diyen herkes çok iyi biliyor ve görüyor. Ancak gelinen bu noktada fatura kesmenin zamanı değil. Evet hep birlikte coşkulu, sahaya ruhunu yansıtan ve savaşan Göztepe’yi çok özledik o bir gerçek. Son olarak diyorum ki, haydi artık Göztepe. Bir an önce silkelen ve kendine gel. Seni seven ve destekleyen herkese diri bir şekilde ayakta olduğunu hissettir.

Horoz’a nazar boncuğu olsun

Bülent Buda:
Oyunu kazanacak boyuta taşıyamadılar. Yeterli coşku, oyun bilgisi, rakibi çökertecek, teslim alacak anlayış sergilenen futbolda egemen değildi. Konyaspor’un oyunu daha akılcı, iletişim düzeyi yüksek ve de Stachowiak’ın kalesini zorlayan girişimleri vardı. Denizli’de rakip kale önünde çoğalmada sorunlar olduğu gözlendi. Tek adam konumunda basan adam Rodallega gibi göründü. Recep ile Aissati bu aşamada etkili değildi. Kanat bindirmeleri ve beklentisi Barrow dışında yok denecek düzeyde yetersizdi. Oyunun bütününde Stachowiak kalesinde daha yoğun sorun yaşadı bu bir gerçek. Bir başka gerçek daha Denizli’nin bu aşamada kulübeden gelip tabelayı değiştirecek oyuncu sıkıntısı olduğuda gözlendi.

Fatih Tanfer:
Üç maçtır gol yemeyen ve oynadığı futbolla gönülleri fetheden Denizlispor, bu hafta evinde Konyaspor’a mağlup olarak sevenlerini üzdü. Futbol her zaman favorilerin kazandığı bir oyun olmuyor. Denizlispor bu maçta hücum eden Konyaspor ise sadece alanını savunmaya çalışan bir takımdı. Sahayı iyi daralttı, kendi alanını iyi savundu. Denizlispor’da Recep, Aissati istenilen formda değillerdi. Denizlispor sadece merkezden hücum etmek istedi bu da hücumda yetersiz kalmasına neden oldu. Denizlispor’da bazı oyuncuların performansında düşüş olduğu bir gerçek. Umarım Yücel Hoca eksikliklerini tespit edip gereken müdahaleleri yapacaktır ve dikkat etmelidir.

Mehmet Demirtaş:
Denizlispor’a deyim yerindeyse ‘Nazar değdi’ diyebiliriz. Baktığımız zaman zaten milli ara sonraları bir çok takımda formsuzluğun ve rehavetin ortaya çıktığı da bir gerçek. Aykut hocalı Konyaspor Denizli’yi çok iyi analiz etmiş. Dersini iyi çalışmış Konya’nın aldığı galibiyeti hak ettiğini de söyleyebiliriz. Denizli orta sahasında yanlış, eksik olan şeyler gözlendi. Hugo Rodagella takımın en iyisiydi. Sağ kanat çok etkisizdi. Barrow üzerine düşeni yaptı ancak o da yalnız kaldı. Sacko ve Sackey daha hazır olmadıklarını gösterdiler. Yücel hoca gerekli tedbirleri alacaktır. Kayseri maçı ile o coşkulu Denizlispor’u izleyeceğimizi umut ediyorum. Bir parantez de Denizli yönetimine açmak istiyorum. Yenilenen ve seyirci kapasitesi arttırılan stadınız coşkulu taraftarınızla güzel. O yüzden Süper Lig’e çıkarken el ele olduğunuz taraftarınızı küstürmeyin. Bilet fiyatlarını daha makul seviyeye getirin.

Şimdilik penaltılarla

Haberin Devamı

Bülent Buda: Akışkan oyunda beceri yok, gol yok. Penaltılar kurtarıcı, can simidi. 4 maç 7 puan fena sayılmaz. Standardın iki puan altında. Zaten 2 puan fazlası olanlarda zirvede lider. Pozisyon üretiliyor, final vuruşlarındaki sorun sürüyor. Cikalleshi geldi iyi de oldu. Golünü de attı. O da penaltıdan. Akhisar, var olan potansiyelini oyuna ya yansıtamıyor ya da kullanamıyor. Futbolcu seçeneği yeterli. Bu ligin havasını uzun yıllardır solumuş ustalar var takımda. Birazda haksızlıklar var sanki. Avdija Vrsajevic bu oluşumun yedek kulübesinde bekleyecek futbolcu değil. Darılmayın ama bence öyle.

Fatih Tanfer 10 kişi oynarken 85. dakikada attığı penaltı golüyle galip geldi ve ‘Süper Lig yarışında merak etmeyin bende varım’ dedi. Çok mu iyi oynadı hayır ancak doğru oynadı. Bazen eksilmek çoğalmaktır derler aynen öyle oldu 10 kişi kaldıktan sonra çok daha doğru bir oyun anlayışı ile 3 puanın sahibi oldu. Savunmada kaleci Gökhan başta olmak üzere Cocalic iyi oynadılar. Defans merkezinden adam kaçırmadılar. Sakin ve savunma güvenliğini ön plana aldılar ve başardılar. Cikalleshi son derece formda ve gelecek adına büyük güven verdi. Akhisarspor’un hücumdaki önemli kozu olacağını gösterdi.

Haberin Devamı


Mehmet Demirtaş:
Geçtiğimiz sezon Süper Lig’e veda ederek 1. Lig’e gerileyen Akhisarspor, sezonun geride kalan 4 maçında ne kötü ne de iyi bir grafik çizdi diyebiliriz. Sahada çok da iyi işler ortaya konulduğu söylenemez. Kötünün iyisi yinede puan penaltılarla da olsa puan toplayabiliyor. Bir an önce doğru oyun anlayışına sahip bir düzen oturtmalılar. Aksi takdirde Süper Lig’e dönme planları yapmaları hayal olur.

Ligin en iyisi Altay

Bülent Buda: Futbol oyununda istikrar her şeydir. Eğer bir takımı 11’i ile ve kulübesiyle ezbere saymaya başlamışsanız işlerin doğru gittiğinin göstergedir. Futbolcuların oyun karakterlerini algılayabiliyor, anlatabiliyorsanız futbolcu iyi bir takım olmanın gururunu ve seyir keyfini izleyenlere taraftarlarına aktarabiliyorsa oyun alanındaki devinimler ile topu kazanma, kullanma, iletişim, akışkanlık, sorumluluk üstlenme ve de sorunların paylaşımı ile başarı ile sonuçlanıyorsa izlediğimiz artık bir takımdır. Onlar başarının zirvesini hedeflemişler demektir. Bolu’da izlediğim Altay, yazdıklarıma, gönlüme, yüreğime göreydi. Oyunun ilk saniyesinden, bitimine kadar futbolcular sergiledikleri akıl yüklü enerjiden müthiş keyif aktardılar izleyenlere. Bu oyun anlayışından bir sapma olmazsa bu takım bu görünümüyle zirveye oynar.

Fatih Tanfer: Sezon başında Altay ile ilgili öngörüm çok netti. Altay bu ligin en güçlü kadrosuna sahiptir düşüncemin her geçen gün Altaylı futbolcuların doğru ve çağdaş futbol anlayışıyla doğrulamanın mutluluğunu yaşıyorum. Altay öncelikli Bolu karşısında yüksek fizik gücü ile rakibinin oyununu bozdu. Tempoyu maç boyunca istediği gibi ayarladı. Takım savunması hatasızdı. Kaleci Emre güvenenleri mahcup etmedi. Defansın merkezinde Gencer ve Abdülkerim adeta kuş uçurtmadı. Özgür Özkaya ise hem defansif hem de hücumda çok etkiliydi. Müthiş bir performans sergiledi. Orta alanda Tatos, Putsila, Tavares ve Deniz Vural alanı çok iyi daraltıp sert ve agrasifti. Fizik, teknik ve mental açıdan üst düzeyde olmaları takımın galibiyetinde önemli rol oynadılar. Elbette Kappel’den bahsetmeden geçmek emeğe saygısızlık olur. Üst düzeyde hareketli ve üretkendi inanılmaz formda. Daha Marco’dan gol gelmedi ancak hırsı enerjisi ile ‘Yakında gollerimle buluşuyorum’ mesajı verdi. Futbolun doğruları vardır. Olağanüstü olumsuzluklar yaşanmazsa Altay’ın Süper Lig özleminin bu yıl sona ereceğine inanıyorum.

Mehmet Demirtaş: Geride bıraktığımız yıl, bu yıla bir mesaj gibiydi diyebiliriz. Planlamalar yapıldı ve sezona başlandı. Altay içinde bulunduğumuz sezonda en iyisini ortaya koyacaktı ve öyle de başladı. Ligin ilk maçında Ümraniyespor karşısında alınan yenilgi adeta takımı kendine erken getirdi. Sonrasında toparlanan Altay, ligde hedeflediği futbolu herkese göstermeye başladı. Son 2 maçta topladığı 6 puan ve deplasmanda alınan 2 gollü galibiyet, zirveyi ne denli istediklerinin bir göstergesi. Yönetim, teknik heyet ve oyuncu grubunun kan uyuşması muhteşem. Tam bir takım izliyoruz sahada. Aman nazar değmesin.

Erhan’ın elleri

Bülent Buda:
Eskişehir için ciddi olarak üzülüyorum. Yaşadıkları sorunları hiç hak etmiyorlar. Eskişehir 76. dakikada 10 kişi kaldı. 6 dakika sonra fark 3’e çıktı. Şimdi filmi geriye saralım. İki penaltı ile artıları Erhan’ın çıkardıkları. 90. dakikada fark 3 olmuş. Atakan alanda yatıyor. At kendini kenara. Eğer yerde yatışın inandırıcı ise. Anıl’ın gollerine sevindim. Çok istiyordu, atamıyordu, rahatladı. Kaptanın şık golündeki sevinci yakışıyor, hak ediyor. Daha genç olan Burak’ta da öyle. Güzel anılar onun için. Gol pası ve attığı gol. Gerçekci olalım. 4 maçtır izlediğim Altınordu bu süreçte ligde yalpalıyor, sorun yaşıyor. Hiç bir takım altyapınız ne denli güçlü olursa olsun bu denli futbolcu gel gitlerini taşıyamaz.

Fatih Tanfer:
Altınordu ligin ilk galibiyetini Eskişehirspor karşısında alırken 4-1 lik sonuç kimseyi aldatmasın maç tek kelime ile iki takım arasında gitti geldi. Eskişehirspor’un iki penaltısını kurtaran kaleci Erhan elbette maçın yıldızıydı. Altınordu sahaya yüreğini koyan oyuncularından biri olan kaptan Sinan’ın golü ile öne geçti. Erhan iki penaltıyı ve iki net pozisyonu kurtarınca maça tutundu. Daha sonra iki hızlı oyuncusu Atakan ve Anıl üç dakikada Altınordu’nun zaferini ilan ettiler ve Burak İnce 3. golün pasını vererek dördüncü golü de atarak tarihe geçti. Altınordu’nun zamana ihtiyacı vardı demiştik ve her geçen gün mücadele gücü ve oyun anlayışı artıyor. En önemlisi takım psikolojik ve taktik olarak maça iyi hazırlanmış. Gelecek Altınordu adına umut veriyor.

Mehmet Demirtaş:
Hoşgeldin Altınordu. Özlemişiz. Maçın başından sonuna kadar Eskişehirspor üzerinde kurmak istedikleri baskıdan hiç vazgeçmediler. Doğru hamleler ve ataklar ile de istediklerine ulaştılar. Erhan’ın kurtardığı 2 penaltı Altınordu’nun maça tutunmasını sağladı. Özellikle rakip Eskişehir 10 kişi kaldıktan sonra Altınordu’un gençleri fırtına gibi esti. Farklı ve ilk galibiyetini almış oldu. Genç şeytan Burak İnce attığı golle 1. lig tarihinde en genç yaşta gol atan futbolcu unvanını kazanırker gelecek adına bir kez daha umut verdi. Ravil, Burak, Egehan, Oğulcan gibi oyuncuların takıma daha fazla adapte olması, tecrübe kazanması ve sakat oyuncuların takıma dönmesiyle Altınordu daha fazla üst sıraları zorlayacaktır. Genel olarak izleyene keyif veren futbolu ile farklı galibiyeti elde eden Şeytan’ları kutlarım.

Balıkesirspor, lige ayar verdi

Bülent Buda: Son gününde transferin önü açılmış. 12 yeni imza. Yeni transferlerin ikisi ilk 11’de. İlki Mrsic, orta alanın solunda. Tekniği yüksek, hünerli bir sol ayağı var. İlerleyen haftalarda daha etkili olacağının sinyallerini verdi. İkincisi Halil, İstanbulspor’dan biliyoruz. 59. dakikada sakatlandı. 3. yeni transfer Malle, 78. dakikada oyuna katıldı. Neredeyse girer girmez golle tanışıyordu. Balıkesir’in, bu yıl ki başarısı Vukovic, Glumac, Foxi ve de Otoo’yu takımda tutmuş olmaları. Okan, Doğa, Dorukhan, Furkan oyunun her anını yaşayan, yarışmacı ve de özverililer. Doğa, geçtiğimiz sezonda başlayan çıkışını bu sezon üstüne koyarak büyültüyor. İlk gol ve sonrası sol kanattan indirdiği etkili toplar ile savunma atağı kusursuz uyguluyor. Mrsic kullandığı duran top, Glumac’ın yükselişi ile kafa darbesi gelen ikinci gol harikaydı. Konuk Ümraniye ikinci yarıya baskılı girdi ama dişe dokunur pozisyonu yok. 66. dakikada 10 kişi kalınca Balıkesir bir biçimde farkı kaçırdı. Kısaca Balıkesir geliyor. Yenilgisiz lideri tam anlamıyla dağıttılar.

Fatih Tanfer: Balıkesirspor lider ve yenilgisiz Ümraniyespor’u yenerek lige ayar verdi. Transfer yasağının kalkması ile çok önemli sorunların çözüldüğü görüldü. İlk 33 dakikada attığı iki golle rahatladı sezon başında düşme adayları arasında gösterilen Balıkesirspor ayrıca futbolda maçın sahada oynanarak kazanılacağı gerçeğini de kanıtladı. Teknik Direktör Ali Tandogan’ın hırsı ve enerjisini iyi bilirim takım adına çok pozitif katkılarını ileride çok daha fazla göreceğimize inanıyorum.

Menemenspor, izmir’de suskun

Bülent Buda:
Tribünde 496 biletli seyirci. Yarısı Akhisar olsa, ne oldu Menemen’in taraftarlarına. Uzak mı geliyor? Yoruyor mu İzmir’e gidip dönmek? Rakip kaleye ilk şut 42. dakikada. Muhammet Ali’den. 58. dakika ile 63. dakikada iki net pozisyon var. Sangare kaleciye nişanladı, Tayfun topu ezdi. Iskaladığımız bir tane daha var 64. dakikada. Yine Tayfun bu kez topa dokunamadı. Pozisyon üretemiyorlar desem öyle değil. Golcüler suskun. 4 hafta bitti Hüseyin’den tık yok. 72. dakikada Akhisar 10 kişi. Ne güzel. 84. dakikada da saçma bir penaltı. Ve o kadar emeğe paydos. Deplasmandan 4 puan, İzmir’de iki maçta sıfır. Bu yazgıyı tersine dönüştürmek Menemen’deki stada kaldı anlaşılan. İleri uçlar, gol bölgelerindeki devinimlerine golü ekleyemezlerse sorun büyük demektir.

Fatih Tanfer:
Menemenspor en hızlı bir biçimde maçlarını Menemen’de oynamayı sağlamalıdır. Yoksa bomboş tribünlerle bu takıma yazık olur. Atatürk Stadı’nda iki maç oynadı ikisini de kaybetti. 72. dakikadan itibaren 10 kişi oynayan Akhisarspor’a mağlup oldular çünkü kendileride forumsuz futbolcuları nedeniye zaten eksik oynuyorlardı. Zaman zaman baskılı görünmesine rağmen hiç etkili olamadı. Organize bir atak geliştiremedi. Gereksiz bir uzun top oynama arzusu takım oyunun bozdu orta alanda pas yapamadı. Bir an evvel gerekli tedbir alınıp kötü gidişata dur deme zamanı geldi.

Mehmet Demirtaş:
Menemen, Akhisarspor karşında bir çok fırsat yakalamasına rağmen son vuruşlarda etkisiz kaldı. Oyuncu grubundaki formsuzluk gözden kaçmıyor. Savunma ağır kalıyor. Herşeye rağmen 1. Lig’e çıktıkları ilk yılda gelecek adına ışık veriyorlar. Bu haftaki rakip Eskişehirspor. 3 puan toparlanmaları için moral olacak. Ancak Menemenspor taraftarları da üzerlerine düşeni yapıp tarihinde ilk kez 1. ligde yer alan takımlarına sahip çıkmalılar.