Ege Doğayı bitiriyoruz

Doğayı bitiriyoruz

18.07.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Doğayı bitiriyoruz

- Nerelerde kaldınız?Kapıyı açıp içeri girdiğimde kulaklarımda şu sözler yankılandı:- Sizleri özledik...Eşim elindekileri içeri alırken, vücudumu tatlı bir sıcaklık sardı. O anda, yıllar öncesi bir gelişimizde, bizleri hep güler yüzle karşılayan site bekçisinin şu sözlerini anımsadım:- Yaz sonunda bir gidiyor, bir daha gelmiyorsunuz...Bu sözlere gülerek bakarken, o şöyle devam etti:- Evleriniz bütün kış sizleri bekleyip duruyor. * * * Eşime birşey demeden balkona çıktım. Temizliği nedeniyle mavi bayrak hakkı kazanmış martı ve gemi yatağı koylarına baktım. Her iki koyda, mavi ile yeşil kucaklaşır gibiydi.Beyaz badanalı evlerin mavi ve yeşille güneş altında buluşması bir başka güzeldi. Kaz Dağlarından esen serin rüzgarla içim serinlemişti. Bu ferahlık içinde bahçeye indiğimde şaşkına döndüm.Bahçedeki çiçekler, güller kavrulmuştu. Kış soğuğuyla duvardaki yasemin donmuştu. Çok sevdiğim mimoza kurumuştu. Yol boyundaki yalancı karabiberler yanmıştı.Bu yüzden olacak, bahçedeki çiçekler, ağaçlar bana "Hoşgeldiniz" der gibi bakmıyordu. Tepelerdeki çam ağaçları ise, sizden habersizdir. Yoksa doğa bizlere küsmüş müydü?Bahçede üzgün dolaşırken, her yıl çevremizde dolaşan yaşlı kaplumbağayı aradım, yoktu. İçimden korka korka acaba, dedim.Sonra gökyüzüne baktım, masmaviydi. Ama, eski yıllardaki gibi göklerde martılar uçmuyordu. Bizim Martı Koyun yalnızca adı kalmıştı. Şimdilerde martılar nerelerde uçuyor, bir bilen var mı?İzmirden çıkışta Menemen, Aliağa, Bergama, Altınova, Ayvalık, Gömeç ve Karaağaça dek yollarda uçan ve yerlerde dolaşan bir tek leylek göremedik. Doğa neler yitiriyor, farkında bile değiliz. * * * Yıllar önce, bir kış ortasında Arkente geldiğimizde, akşamın alaca karanlığı içinde, bahçe kapısı önünde bir köpek görmüştüm. Eşime ekmek vermesi için seslendiğimde, elinde ekmekle gelen eşim bana:- O köpek değil, tilki, dedi.Ben de elindeki ekmeği alıp tilkiye fırlattım. Tilki, ekmeği kaptı ve anında gözden yok oldu. Yazlıkta kaldığımız sürece her akşam bizi ziyaret etti. Ben de, torunlarıma hep bu tilkinin öyküsünü anlatıp durdum. Şimdi ise aklımda hep kaplumbağa vardı. Bize ilk "hoşgeldin"e gelen komşuya kaplumbağayı sorunca, bana:- Bırak kaplumbağayı dedi, bu yaz ağaçlarda sincaplarla yollarda bir tilki dolaşıyor.Ben de ona gülerek şu cevabı verdim:- O tilkiyi tanıyorum.* * * Bu yazımda, bir de, Özer Türkün kurduğu bu iki bine yakın konutluk Arkentte her yıl "Artur Şenlikleri" yapıldığını haber vermek isterim. 36ncı Şenlik, 24 Temmuzda başlayıp çeşitli etkinlikler içinde bir hafta sürecek.Sizleri de bu şenliklere bekleriz derken, tek korkum, gazetemiz Yayın Koordinatörü Münir Koçarslanın bu yazım için ne diyeceğidir. Bağışlarsa, yaşadık demektir.Sizler de bağışlar mısınız? ege@milliyet.com.tr Temmuz ayı başında, Ayvalık ve Burhaniye arasındaki Arkentteki (Ar-Tur) yazlık evin kapısını açarken içerden bir ses duyar gibi oldum: