İnşaat sektöründeki kayıt dışına kim dur diyecek?

Bence çok geç kalınmış bir uygulama...Neden mi?Etrafınıza bakın, birkaç yıl önce para etmeyen yerler bugün fiyatlarını ikiye, üçe katlamış durumda.Öyle olmadık yerlere öyle rakamlar isteniyor ki, anlamak mümkün değil.Oysa inşaatın maliyeti belli.En lüksünü yapsanız da; çarpıyorsunuz, çırpıyorsunuz yine o fiyatlara ulaşmak mümkün mü.Müthiş bir abartı.Yine de emlak piyasası çok cansız değil.En azından birkaç aydır yaşanan durgunluğa rağmen yapılan inşaatların hızı kesilmiyor.Maketi olan, "Projem var..." diyen piyasaya çıkıyor.Sayıları öylesine fazla ki; insan sakin kafayla düşündüğünde geçmişte yaşadığı deneyimleri aklına getiriyor.Kredili araba satışları sonucunda bankalar bir ara büyük araziler kiralayarak geri alınan araçları aylarca oralarda muhafaza etmek zorunda kalmışlardı.Sadece bir iki yıldır, rahat nefes alan ekonomik gelişmeleri düşündükçe insan daha ihtiyatlı olmamız gerektiğini bizlere hatırlatıyor.***Ama burası Türkiye...Türk insanı geçmişi çabuk unutuyor.Aslında ben bir başka noktaya dikkat çekmek istiyorum.Diyelim ki, paranız var ya da banka kredisi kullanacaksınız.Yüz binlerce dolar ödeyerek alacağınız lüks ev için de, mütevazı yüz metre karelik ev için de anlaştığınız firmaya gidiyorsunuz.Hangi bankayla çalıştığını soruyorsunuz.Bir geveleme, bir geveleme...Sonra benzer cümleler..."Efendim, biz paranın şu kadarını banka aracılığıyla geri kalanı elden alsak...""Elden alsak..." denilen bölüm ev fiyatının yüzde 90'ı...Kayıt yok, kuyut yok...Arazi alıyorsunuz; metrekaresine 60 dolar, 70 dolar, bazen yerine göre 500 dolar verdiğiniz yerlere tapuda sembolik rakamlar gösteriliyor.İnşaat sektöründe müthiş bir kayıt dışı ekonomi yaşanıyor.Göz göre göre yolsuzluk. Emlak vergisine tabi değerler, tapuda elektronik ortama taşınıyormuş. Böylece, vatandaşların emlak alım satımlarında değeri düşük göstererek az harç ödemesinin önüne geçilecekmiş. Uygulamayla, harcın eksik ödenmesinden vatandaş kadar tapu memurları da sorumlu tutuluyor. Özellikle Urla yarımadasında inanılmaz bir yapılaşma gözlemliyorum.Ben bundan hiç mutlu değilim.Neden mi?Birbirinden kopuk, bağımsız tek katlı evler yapılıyor.Onlarca site ardı ardına sıralanıyor.Bazen düşünüyorum.Yolu göze alsam, gider oturur muyum diye.Doğa harika, aslında kentten çok uzaklaşmadan kendinize bir cennet yaratıyorsunuz.Sonra düşünüyorum.Siteler var ama sosyal hayat düşünülmemiş, inşaat yapan firmaların çoğu sadece ev yapmışlar. O evlerin kullanışlığını da ayrıca tartışmak gerekir ama...Güvenlik düşünülmemiş, aktiviteler planlanmamış, yaşamı kolaylaştıracak unsurların hiçbiri sitenin içine eklenmemiş. İnsanlar niye o zaman kent merkezlerindeki evinden çıkıp gitsinler.Çıkıp gidenler de zaten geri dönüyor.Kalanlar da dönmeyi düşünüyor.Bu konuları biraz daha yazmaya devam edeceğim. dsipahi@milliyet.com.tr Kent dışına çıkmanın bir anlamı olmalı