Ege İstanbul’da hüzün!

İstanbul’da hüzün!

01.11.2017 - 03:19 | Son Güncellenme:

Göztepe de, Akhisarspor da, puan ya da puanlar için gittiği İstanbul’dan eli boş döndü. Sarı kırmızılılar, Kasımpaşa’ya 3-1 yenildi yeşil siyahlılar, güçlü rakibi Başakşehir karşısında iyi bir futbol sergilemesine karşın son dakika golüyle sahadan 2-1 mağlup ayrıldı

İstanbul’da hüzün

Fatih Tanfer: Maç sonrası Göztepe golcüsü Jahovic’in itirazdan sarı kart görerek Beşiktaş maçında cezalı duruma düşmesi gündeme bomba gibi düştü. Göztepe taraftarı şok yaşadı. Sözlerim golcü Jahovic’e. Takımın Süper Lig’e çıkmasında büyük katkı verenlerden birisin (Futbolculuğunu da şahsen beğenenlerden birisiyim) Umarım geçen dört günlük süreçte gelen tepkiler ve yaşadıklarından önemli sonuçlar çıkarmışsındır sevgili Jahovic.

Haberin Devamı

- Futbolun içerisinde goller kaçırırsın, kendi kalene gol atarsın, gidip rakip kaleyede atarsın. Bunlar futbol adına olağan şeyler. Seni bu kadar seven Göztepelilerin sitemi oynadığın futbol değil, maç sonrası yaptığın gereksiz itiraz ve cezalı durumuna düşmendir. Göztepe’yi seven ve oynadığın futbolla büyük katkılar yapan, yürekli ve güzel adam. Haydi toparlan lütfen. Bu güzel futboluna Göztepe’nin ihtiyacı var.

Bülent Buda: Çok iştahlı bir Kasımpaşa vardı karşılarında bu hafta. Benzer biçimde yanıt veremeyince yenildiler. İki haftadır ataklara hızla çıkan, pozisyon üreten rakiplerden üçer gol yediler. İki maçta altı gol fazla. İleri uçlarda top getiriliyor, orta alan hızla geçiliyor, savunma alan paylaşımında sorun yaşıyor.

Haberin Devamı

90 dakika net gol pozisyonu yok

Beto, rakiplerin final vuruşlarında çaresiz kalıyor. İkinci yarı köşe vuruşu ve Castro gol. Onun dışında Göztepe’nin 90 dakikada net gol pozisyonu yok. Nedeni, rakip orta alan ile savunmasının toplanmasına, alanı kaplamasına Göztepe’nin yavaş futbolu izin veriyor. Jahovic, haftaya Beşiktaş maçı var. Hakemi bana kart çıkar diye zorluyorsun adeta. Şimdi bu mu profesyonellik, olgunluk, takıma aidiyet duygusu?

İsmail Özelçinler: Göztepe, Kasımpaşa karşısında sezonun en kötü futbolunu ortaya koydu. Maç bitimine kadar mücadeleyi bırakmayan, rakip alana etkili bir şekilde hücum eden, Göztepe’den eser yoktu. Sonuç daha da farklı olabilirdi. Jahovic’in çift sarı karttan oyun dışı kalması ise Beşiktaş maçı öncesi sorumsuzluktu. Neyse, takımlar zaman zaman oyundan düşebilir, maç kaybedebilir. Önemli olan bu maçlardan ders çıkarmaktır.

Mehmet Demirtaş: Göztepe, Kasımpaşa karşısında alıştığımız başarılı futbolunu ortaya koyamadı. Geriden ve orta sahadan ileriye top taşınamaması önemli sorunlardan birisi. Rotman, çok top kaybetti. Scarione 2 gol 2 asist yapmış olsa da Kasımpaşa’daki performansının çeyreğini göstermiyor. Maç içerisinde tempoyu tamamen ev sahibi takım belirledi. Göztepe açısından değinilmesi gereken en önemli konu, çok kolay yenilen goller. Tamer Tuna’nın bu önemli soruna bir çözüm bulması gerekiyor. Sonuç olarak Göztepe, kadro kalitesini sahaya yansıtamadı.

Haberin Devamı

Manisaspor düş kırıklığı

Fatih Tanfer: Lider olmasına rağmen gücünü bilerek dengeli bir futbol oynayan Ümraniyespor karşısında defansın adam paylaşımı ve yerleşim hataları yüzünden iki gol yedi. Ümraniyespor çok gösterişli bir takım değil. Ancak defans ve orta sahada bloklar arasındaki dayanışma göz önüne alınınca buraya tesadüfen gelmediği görünüyor. İkinci yarı daha iyi oynadı. Ancak başaramadı. Maalesef düşme hattında kaldı. Manisaspor’u da sıkıntılı günler beklediği bir gerçek.

Bülent Buda: Giresun’dan sonra düş kırıklığı yaşatan bir oyun. 9 dakikada Ümraniye’nin keyfince pas yaparak gelişi Manisa’da orta alan, savunma seyirci, gol. Ardından yine konuk takımın gol girişimleri. Rakibi seyrederek üretimsiz tüketilen ilk 45. İkinci yarıya tempolu giriş, gol arayışları iyi başlangıç derken, rakipten gelen sürpriz ikinci gol. Umutların tükenişi. Fatih Hoca’nın oyuna hamlelerindeki çaresizlik. İki orta alan oyuncusu yerine, iki savunmacının oyuna katılımları. Bir hafta içinde oyun kalitesinde bu denli gerileme.

Haberin Devamı

Mehmet Demirtaş: Fatih Tekke’li Manisaspor’un geçtiğimiz haftaki umut verici futbolundan bu hafta eser yoktu. Bana göre Ümraniyespor karşısında kendisine yenilmek isteyen bir Manisaspor buldu. Fatih Hoca’nın oyuncu değişikliği tercihleri de bu kötü oyunun başrolündeydi. Bilal Sebahi’yi sabaha kadar sahada tutsa ne oyun ne de skor değişirdi.

Altınordu, 3 puana hasret kaldı!

Bülent Buda: 3 puan özlemini 3. haftasında geride bıraktı. Bu maçta karşı kaleye hızla ulaşma isteği, kanatların etkili kullanımı, rakip kale önüne indirilen toplar, sıklıkla sergilendi. Ancak final vuruşlarındaki kalite eksildi, golcüler bir biçimde durdu. Maç öncesi Hüseyin Hoca, ataklar önemli, ancak iyi savunma yaparsak kazanırız dedi. Eskişehir sezona kötü giriş yaptı. Altınordu karşısında ise iştahlı, tempolu, düzenli gol arayışları içindeydi. Altınordu orta alanı sık ve kolay geçiliyor, savunma zorlanıyor. Erce, rakip ileri uçlarıyla karşı karşıya kalıyor. Yani Altınordu yadırgadığımız ölçüde rakiplere gol pozisyonu veriyor.

Haberin Devamı

Fatih Tanfer: Altınordu, Eskişehir karşısında önceki maçlarına göre daha sert ve temaslı oyununu tercih etti. Deniz ve Uğur’un ilk 20 dakikada sarı kart görmeleri, takımı olumsuz etkiledi. Kaleci Erce yine görevini fazlasıyla yaptı. İlk defa sol bek oynayan Ali Mert, gelecekte daha iyi olacağının sinyallerini verdi. Orta alanda Deniz, Kerim ve Serkan fiziksel ve doğru oyun anlayışı ile oyuna pozitif katkıları oldu. Altınordu’da sorun yine hücumdaki eksiklikler. Mirkan ve Murat’ın formundan uzak olması ve Erdoğan’ın alıştığımız etkinlikte olmaması hücumdaki eksiklikler olarak göze çarpıyor.

İsmail Özelçinler: Altınordu’nun son 3 haftayı galibiyetsiz kapaması, doğal olarak futbolcuları ve takımı strese sokuyor. İlk 6 için mücadele veren diğer takımların son haftalarda puan kaybetmesiyle Altınordu üst sıralardan kopmuyor. Altınordu’nun mevcut kimliğiyle ilerleyen haftalarda tekrar tırmanışa geçmesi asla sürpriz olmaz. Bu arada Eskişehir karşısında gördükleri sarı kartla Recep ve Uğur’un cezalı duruma düşmesi, Denizlispor maçı öncesi iyi olmadı.

Mehmet Demirtaş: Altınordu’nun son iki maçına baktığımız zaman Eskişehirspor karşısında daha hırslı, etkili ve 3 puan için mücadele eden genç yetenekler vardı sahada. Geçen yıl sahada rakipleri tarafından bu gençler çok eziliyor, yıpratılıyordu. Bu sene güçlenmişler, rakipleriyle başa başa mücadele ediyorlar ancak bu seferde ayar kaçmış sanırım çok kart görüyorlar. Puan cetvelindeki sıralamaya bakınca Altınordu ilk 6 içinde yerini alıyor. Kırmızı lacivertliler, gücünü tam olarak sahaya yansıtamıyor.

Bal Kes tırmanışa geçti

Fatih Tanfer: Balıkesirspor evinde güçlü rakibi Adanaspor karşısında hem hızlı ve en önemliside güçlüydü. Rakibine devamlı pres yapan oyun tarzıyla alan bırakmadı. Birde buna oyun aklı eklenince, dört gollü galibiyet geldi. Abdülkadir, Otoo, Foxi, Nizamettin ve sonradan oyuna giren Mehmet Boztepe çok etkiliydiler. Adana defansını adeta canından bezdirdiler. Can Hoca elindeki oyuncuların değerini iyi biliyor ve ona görede oynatıyor.

Bülent Buda: Maç öncesi Balıkesir teknik adamı Can Cangök, iyi oynayarak kazanacak bir takımımız var dedi. Söylediklerini alanda futbolcuları tarafından aynen sergilendi. Kaleci Vukovic’ten başlayan bir denge, uyum, oynama ve kazanma isteğini sergiliyorlar. Orta alanda Cumali iyi bir savaşçı. Nizamettin yönlendirici, düzenleyici. Foxi orta alanın her yerini geziyor, fırsat bulduğunda ileri uçlara sarkıyor. Abdülkadir, fırsatı yakalayınca boş geçmiyor. Günün adamı takımı skora taşıyan elbette Otoo, 2 golünün yanı sıra rakibi şaşırtan girişimleri ile takımını hızlandıran, skora taşıyan futbolcu. Mehmet Boztepe’nin oyuna girdikten sonra skora büyük katkısını da ıskalamayalım bu bağlamda. O tribünler dolu olmalı.

İsmail Özelçinler: Balıkesirspor belkide sezonun en iyi futbolunu ortaya koydu. Karşılaşma boyunca üstünlüğünü rakibine kabul ettirdi. Kendi alanında kaptığı toplarla hızlı hücuma çıktılar. Otoo’nun golleri yanında etkili futbolu net galibiyette büyük rol oynadı. Maçın 65. dakikasında oyuna giren Mehmet Boztepe’nin bir gol atması ve Otoo’nun attığı golün asisttini yapması da alınan galibiyette büyük pay sahibi oldu.

Fatih Tanfer: Başakşehir karşısında yerleşim hatası sonucu maçın hemen başında Emre’nin golüyle yenik duruma düştü. İlk yarı daha çok baskı yedi ve oyunun kontrolü Başakşehir’deydi. İkinci yarıyla birlikte bambaşka bir T.M. Akhisar seyrettik. Dirençli oynadı, çabuk ve güçlü bir oyun tarzını benimsedi. İkinci yarının başında çok müsait bir golü kaçıran Henrique, Serginho pasında eşitliği sağladı. İstek arttı, daha dengeli ve inanarak oynadı. Gol atanın kazanabileceği maçtı. O arada Akhisarspor’lu oyuncuların gerginliği arttı. (Caner’in yenilen 2. gol öncesi, kendisine 2 oyuncunun yaptığı faulü, buna rağmen sonrasında gördüğü sarı kartı birilerinin bana anlatması gerek). Hiç de hak ettiği bir mağlubiyet değildi ama futbolda bunlar oluyor.

Bülent Buda: Kafamı kurcalayan yaşamsal üç sorun gözlemledim oyun sırasında.

- İkinci yarıda eşitliğe ulaşmak için Başakşehir üzerinde oluşturulan baskılı futbolun üretimiyle gelen eşitlik golü.

- Eşitlik golü sonrası bir türlü içime sindiremediğim yıkıcı geriye yaslanma

- Ve de takım tam ritmine ulaşmışken, oyuna yapılan hamlelerle, seçim yanlışları.

- Bir diyeceğimde Mosoro’nun ikinci golü. Top soldan çevriliyor, ceza alanı içine iniyor, topun yönü Aykut’a doğru, Aykut’un arkasında Mosoro kendine doğru yönelen topta Aykut hareketsiz kalıyor, Mosoro ise topa hareketleniyor golü yapıyor. Akhisar gerçek kimliğine, yani hızlı, rakip üzerinde baskılı futbola yöneldiğinde hem futbolu güzelleşiyor, rakip kaleyi zorluyor gol atıyor. Günlerdir kafamda o yaşamsal geriye yaslanma. Neden?

İsmail Özelçinler: Karşılaşmanın tamamına, ortaya konulan futbola baktığımızda, maçın normal sonucunun beraberlik olduğunu söyleyebilirim. Özellikle karşılaşmanın ikinci yarısında Akhisar’ın ortaya koyduğu pozitif futbolla, sahadan en azından beraberlikle ayrılacağına inanmıştım. Ancak maçın uzatma dakikalarında yenilen golle Akhisar sahadan puansız ayrıldı. Bir gerçek var ki, Akhisarspor sezon başından beri ortaya koyduğu pozitif futbolla, her maçtan 3 puan çıkarabilecek güce ulaşmıştır.

Olmadı Denizlispor

Fatih Tanfer: 15. dakikada attığın penaltı golüyle öne geçiyorsun. Hiçbir aldatmaya prim vermeyen faul ve fena hareketlerde tamamına yakın doğru karar veren genç hakem Mert Güzenge de, harika bir maç yönetiyor. Şartların hepsi senin lehine ancak takım savunması yapamıyorsun. Tek kelimeyle bugüne kadar bu denli kötü Denizlispor seyretmedim. Ama yenilen dört golden fazlasını kurtaran kaleci Asil Kaan’ın bu direnişinede saygı duymalıyız.

Bülent Buda: Sevgili Reha Hocam, yılların orta alan oyuncusu Veli Acar, sağ bekte. O zorlu bölgede hemde 90 dakika! Erzurum’un eşitlik golünden sonra Denizli alandan siliniyor. Uçlarda top tutulamıyor, orta alan ile savunma bindirme üstüne bindirme yiyor. Elbette hata yapıyor, goller sıralanıyor. Bu aşamada da Asil Kaan’ın çırpınışları, özverisi boşa gidiyor. Oyuna hamle, Yasin Ozan çıkıyor, orta alanın ağır futbolcusu Moritz santrfor oluyor. Olmaz ama belki olur işte. Çaresizlik insanı hataya taşıyor. Şimdi hocam, elimde sayısız seçenek var da ben mi kullanmadım diyebilir. Ama Veli sağbek, hâlâ sindirebilmiş değilim.