Ege Konkordato şoku...

Konkordato şoku...

21.04.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Konkordato şoku...

Konkordato şoku...




Dikkatinizi çekiyorum. Türkiye çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıyadır.
İhracatçı firmalar aylardır, hükümete sıkıntılarını anlatabilmek için yoğun bir çaba içinde oldular. Ancak bugüne kadar bir sonuç alınabilmiş değil.
Özellikle düşük seyreden döviz kurları ve sürekli artan maliyetlere karşı önlemler alınamayınca; kötü haberler arka arkaya gelmeye başladı. Yalnızca İzmir'de değil, Türkiye'nin birçok yerinden konkordato ilan eden firmaların sayısında büyük artış yaşanıyor.
İsimlerini burada vermek istemiyorum. Ancak gözüken o ki; yaşananlara müdahale edilmezse temmuz, ağustos ayları hiç de kolay geçmeyecek. Benzeri haberleri daha sık duymaya başlayacağız. Peki kurların bu kadar düşük seyretmesi kötü gidişin tek nedeni mi?
***
Bence değil ama...
Kurların iki yıl öncesi rakamlarında olması ihracatçılarımızın fiyat politikalarını gerçekten olumsuz etkiliyor. Bütün bunların önünde girdi maliyetlerindeki anormal artışlar sözkonusu...
Bugün asgari ücretin neti 303 milyon lira ama devlet 549 milyon üzerinden SSK primi alıyor. Bunun üzerine servis, yemek, sosyal giderler de eklenince özellikle tekstil sektöründeki ortalama işçi maliyetleri 600 dolarları aşmaya başladı. Bu bazı işletmelerde 800 dolarları buluyor.
Bu rakamlarla Türk ihracatçısının dünyadaki rakipleriyle rekabet etme şansı giderek zayıflıyor.
Dubai'de bugün 150 dolara, Çin'de 100 dolara işçi çalıştırabiliyorsunuz. Enerjide de Türkiye dünyanın en pahalı ülkesi. Bir yıldır enerji maliyetlerinin artmaması bir şey ifade etmiyor.
Türk sanayicisi 9 cente elektriği kullanırken; dışarıda ortalama fiyat 1.5 - 2 centlerde.
Bütün bu verileri üst üste koyduğunuzda ihracatçılarımızın ne büyük sıkıntı içinde olduğunu daha iyi anlıyoruz. Döviz kurları bu yönde seyrederse tekstil gibi emek yoğun sektörlerde zincirleme iflasların yaşanacağını söylememiz yanlış olmaz.
***
Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde ihracat artmasına rağmen son bir yılda istihdamda bir artış yaşanmadı. Aksine son iki aydır 4 - 5 bin kişinin işlerinden olduğu ifade ediliyor.
Denizli'de de durum çok farklı değil.
Denizli Organize Sanayi Bölgesi'nde de 7 bin kişinin işini kaybettiği söyleniyor.
Bunlar olumsuz işaretler...
Bir krizden söz etmiyorum ancak işlerin görüldüğü gibi de olmadığına dikkat çekiyorum.
Önümüzde bir başka tehlike daha bulunuyor. H&M, GAP, Zara gibi büyük satın almalar yapan şirketlerin son dönemdeki siparişlerinde de ciddi düşüşler yaşanıyor.
***
Örneğin H&M'in alımlarındaki düşüşün yüzde 40'ları bulduğu söyleniyor.
Türk ihracatçısı kendini bu büyük firmalara kabul ettirebilmek için yıllardır büyük çabalar harcadı. Adeta iğneyle kuyu kazdı. İhracat bağlantıları için yıllarınızı harcıyorsunuz; o yüzden herhangi bir aksilikten dolayı bunların geri dönüşü gerçekten çok zor oluyor. Son bir yıldır müşteriyi kaçırmamak uğruna zarar eden ihracatçı artık dayanamayacak noktaya geldi.
Uyarıyorum.
Panik yapmayalım ama önlemlerimizi de alalım. Döviz kurlarında ayarlama dış faktörlere de bağlı olduğuna göre içeride yapılabilecekler listesini önümüze koyalım ve bir an önce önlemimizi alalım.
***
Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Salih Esen, Maliye Bakanı'nın son İzmir ziyaretinde kendisine bir dosya sundu ve gördükleri tehlikeyi anlattı. Esen, bu konuda şunları söylüyor.
"Özellikle tekstil sektöründe sıkıntı olduğunu biliyorum. Birkaç şirketin konkordato ilan etmek üzere olduğunu biliyorum. Dilerim, kötü rüya görmeyiz. Aylardır böyle bir tehlike olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. İhracatçılarımız elindeki bağlantılara kaybetmemek için zararına satışı bir süre göze aldı. Ancak dayanılacak güç kalmadı. Döviz kuru yalnızca iç dengelere bağlı değilse o zaman girdi maliyetlerini aşağıya çekecek önlemleri konuşmalıyız. SSK, vergi, enerji maliyetleri üst üste geldiğinde ihracatın kar etmesi mümkün değil..."
Bu seslere kulak verin.
Yoksa çok üzüleceğiz.






EGE