Ege Konuşarak zenginleşiyor

Konuşarak zenginleşiyor

22.06.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Konuşarak  zenginleşiyor

Sevgili Hilmi Özyarar Abimizin katılamadığı ilk Altay genel kuruluydu. Ne güzel bir Altaylıydı Hilmi Abi. Tıpkı kendisi gibi. Işıklar içinde yatsın. O, eşi az bulunur bir İzmirliydi. Başkanlığa üç aday, 250 ağır başlı iyi Altaylı seçici vardı genel kurul salonunda. Aday ile seçicisi olmayan genel kurulları anımsadığımızda sevindirici gelişmeler. Ne güzel. Altay'ı yönetmek için genç insanlar yarışıyor, salonlar doluyor. Erdinç Altınyeleklioğlu başkanlığında Eren Gevgeli, Namık Kemal Marmara'dan oluşan Divan Kurulu üçlüsü, gecenin ağır yükünü sırtlayabilecek gücü, genel kurulu adaylar arasında ayırımsız yönlendirecek sağduyuyu simgeliyordu. Salonun ilk sırası doğal olarak ağır toplardan, kıdemlilerden oluşuyordu. Hayri Yorgancıoğlu, Erdoğan Tözge, Esin Özgener, Gür Özbelge, Yaşar Ürek, Mahmut Özgener, Ahmet Taşpınar, biraz da gözümden kaçanlar...Ve de muhteşem Kaptan Kazım Yıldız. Canım Abim benim. Nafiz Zorlu sanki biraz arkalardaydı. Uzaktı! Neyse, oradaydılar ya önemli olan, beklenen, katılmak, paylaşmak, sevinci, hüznü, övgüyü, eleştiriyi uygar ölçütlerde, önyargılardan arınarak iyi, namuslu insanlara yaraşanı sergilemek. 2005-06 faaliyet raporuna ilişkin Başkan Mehmet Erdoğan'ın sözleri kısa, öz, ayrıntısız, öyle fazlaca derinliği olmayan bir konuşmaydı. Biraz da salonda bulunanlara, "Size bu kadarı yeterli. Ötesini kurcalamayın" der gibiydi. Ahmet Taşpınar'ın konuşması, minnet, teşekkür sözcüklerinden oluşan seslenişi sanki Erdoğan ve ekibine yeni dönemde de "arkanızdayım" ya da "arkanızdayız" umudunu çağrıştırıyordu... Ve de sevgili Taşpınar'dan öğrendik ki, "Altay yönetimi bu sezon takımı şampiyon yapamamakta değil, düşürmemekte başarılı olmuş!" Farklı, eksantrik bir yaklaşım. Egzotik bir bakış açısı. Ama sakıncalı değil, olabilir! Farklı bir yaklaşım Nafiz Zorlu'nun konuşması ise niye ilk sırada olmadığının ipuçlarını verdi. Zaten onun başına ne geldiyse, sıra dışı yaklaşımlarından geldi! Oysa, düzene, sisteme, modele ayak bağı olmadan o da aile babalarını hoşnut edecek söylemlerle pekala sevimli olabilirdi. Öyle olmayınca beklendiği gibi Sayın Erdoğan Tözge'den, Sayın Esin Özgener'den umduğu yanıtları hassas bir terazide ölçülü, elbette düzeyi koruyarak almış gibi görünürken, Sayın Hayri Yorgancıoğlu'nun kurumsallaşmış Nafiz Zorlu saplantısı ile dile getirdiği sözcükler neyse ki oradaki topluluğun sağduyusu ile kendine taraftar bulamayan cılız bir çıkış olarak kaldı. Mahmut Özgener'in bu aşamada zamanlaması, kullandığı sözcükler belki de istenmeyen boyutlara taşınabilecek bir gecenin sakinleştiricisi gibiydi. Ancak Nafiz Zorlu'nun kullandığı bir kaç eleştirel sözcüğü Mahmut Özgener'den özür dileyerek geri çekişi, genel kurula damgasını vuran seyirlik bir gösteri oldu. Olağanüstü olgunlukta geçen bir seçim akşamıydı. Katılımın niceliği ile niteliği üst düzeydeydi. Üç adayın da Altay sevdasından kuşku duymak sadece bunalım isteyenlerin işine gelir. Keşke üçü biraraya gelseydi diyenler var. Öyle olsaydı, yarışma da rekabet de olmazdı. Seçeneklerden ürkmeyin, korkmayın. Zenginliği, çoğulculuğu gösterir. Önünüze konulanı yeme, hazmetme zorunluluğu çekilmez bir yaptırım olarak geliyor bana. Sandıktan sevgili Mehmet Erdoğan ile arkadaşları çıktı. Yolları açık olsun. egespor@milliyet.com.tr Topluluğun sağduyusu