Ege Nerede bu gençler?

Nerede bu gençler?

29.08.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Nerede bu gençler

Atina Olimpiyatlarında kürek yarışlarında Danimarkalıların, Polonyalıların, Almanların insanüstü mücadelesini izlerken ister istemez düşünüyorsunuz:- Bizim gençler nerede? * * * İzmirde kürek kulübü bile yok biliyor musunuz?İstemez ya, diyelim ki canınız kürek çekmek istedi. Nereye başvurursunuz? Peki o meşhur sahil kasabalarında kürek çekmek için sandal arayan insanlar var mı? Olsa duyulur. Marjinal bir heves ya.Oysa sadece Çeşmede yirmiye yakın plaj kulübü (beach club) var. Hepsi de iş yapıyor maşallah. Girişleri para, minderleri para, gölgeleri para. Buna karşılık Çeşme Yelken Kulübü, ki bölgenin tek yelken kulübü, dolup dolup taşmıyor. Halbuki Çeşmenin rüzgarı meşhur mu meşhur. * * * Plaj kulüplerinde ahşap platformlar üzerinde ağızlarında sigara, ellerinde bira, dans ederek vakit öldüren kayıp gençliğe karşılık birileri de kalkar denize açılır, oksijen solur, doğayla mücadele eder. Öyle eğlenenlere karşılık böyle eğlenenler de olur. Ilıca Koyunda yüzlerce yelken görürsünüz falan. Nerdeee? Hava basmak yelken basmaktan daha cazip. * * * Dört tarafımız deniz muhabbeti, genç nüfus gerçeği, uygun iklim koşulları hepsi hikaye. Ne yüzmede varız doğru dürüst ne sutopunda, ne yelkende, ne sörfte, ne kürekte. Anlaşılan gençlerin bir kısmı lay loy lomda, büyük çoğunluğu ise iş derdinde, aş derdinde. Hadi denizci bir kültürden gelmiyoruz, normaldir diyelim, baksanıza voleybolda da yokuz, basketbolda da, futbolda da. Bu üç spor dalı medyadaki spor zamanının hemen hemen tamamını kaplıyor, spora akan fonların tamamına yakınını kullanıyor. Yüz milyon dolarlar dönüyor ama olimpiyatlara gidemiyoruz. Mazeretimiz var elbet.* * * Sürdürülebilir başarı, şampiyonlar çıkartmak, sağlıklı işleyen bir sistem gerektiriyor. Liseler, üniversiteler arası yarışmalara dayalı, spor burslarıyla desteklenen, bilimsel çalışmalara açık, sağlıklı gençler yetiştirme ana hedefinden sapmayan gerçekçi bir sistem istiyor. Sistem olmayınca başarı bireysel yıldızların performansına kalıyor. Yıldızlar da bazen parlıyor, bazen zorlanıyor. Atletizmde olduğu gibi. Süreyya da, Elvan da, Eşref de madalya alsaydı diye düşünelim bir an. Atletizmimiz iyi yolda mı olacaktı yani? Bu yıldızların başarıları alttan gelenlere bir motivasyon sağlardı mutlaka ama genelde bir sistemsizlik, bir gelişigüzellik olduğu gerçeğini değiştirmezdi.Atletizm Federasyonun web sitesine ( www.taf.org.tr ) girin yıl sonuna kadarki faaliyet programına bir bakın. İlk 1896 yılında İstanbulda Kurtuluş Kulübünde başlamış oldukça köklü ve dünyada gayet popüler olan bir spor dalı için fazla hafif bir program. Çok doğal, ilgi yok çünkü.* * * Bu üniversite sınavları galiba çok sıkıyor bu gençleri. Hayat bazılarının sırtına da erkenden biniyor. Çok lapacı olanları var. Onları spora motive eden bir sistem de yok. Bilakis heveslinin hevesi kırılıyor.Biz de otuz milyona yakın genç nüfustan birileri yolunu kaybedip sporcu olacak da madalya alıp ülkemizin adını duyuracak diye bekleyip duruyoruz. Spora ilgi duyan, bol spor yapan, sağlıklı nesiller yetiştiriyor olsak şakır şakır madalya gelecek, gelmese de olacak. ege@milliyet.com.tr Kürek Federasyonunun web sitesindeki ( www.tkf.org.tr ) bilgilere göre, bu coğrafyada ilk kürek yarışları 1579 yılında Boğazda 25 kayığın katılımıyla yapılmış. İlk resmi yarışma Moda Koyunda, 1913te düzenlenmiş. Padişah himayesinde.