Ege Neştersiz güzellik

Neştersiz güzellik

05.01.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Cilt temizliğini ev temizliğine benzetiyorum. Evde toz almazsanız o toz üst üste birikip kalır. Aynı toz yüzümüze de yağıyor. Her gün bu tozu temizlemek gerekir"

Neştersiz güzellik

Artık bıçak altına yatmadan da yüzünüzü hatta silüyetinizi bütünüyle değiştirmek elinizde. Hiç güneşe çıkmadan bronzlaşabilirsiniz örneğin. Ya da sizi depresyona sokan kırışıklıklardan veya sarkan gerdanınızdan özel bakım ürünleriyle kurtuluverirsiniz. Selülit mi? Artık hiç dert değil. Parfümlerin, sizi bambaşka bir insan yapacak makyaj malzemelerinin haddi hesabı yok. Kozmetik sanayii, sarkan göğüslerinize, dökülen saçlarınıza, bir türlü uzamayan, biçim kabul etmeyen tırnaklarınıza anında çözüm buluveriyor. Göz, kaş, kirpik, dudak sanki sizi yeniden yaratıyor. Biraz bilgi ve parayla bakımlı, alımlı, kendine güvenli, güzeller güzeli bir kadın oluveriyorsunuz. Peki güzel görünmek bu kadar önemli mi? Kesinlikle. Birkez kendinizi daha iyi hissediyorsunuz. Topladığınız beğeni özgüveninizi artırıyor ve uzun yıllar hayran olunan görüntünüzü koruyabiliyorsunuz. Üstelik sayılan tüm bu olanaklar artık erkeklerin de emrine amade. Yani kozmetik sanayi sadece kadınları düşünmüyor.Kozmetik sanayinin katettiği aşama güzellik uzmanlığını da günümüzde farklı bir yere taşıyor kuşkusuz. Güzellik uzmanlığı, şekil değiştiriyor, sektörle beraber büyüyüp gelişiyor. Buraya kadar anlattıklarımla konunun önemini hatırlatmak istedim. Bundan sonra; eğitimini Pariste almış, İzmirin en eski ve nitelikli güzellik uzmanlarından biriyle, halen kentin en büyük kozmetik mağazalarından biri olan Tekin Acar Parfümerinin müdürlüğünü yapan Zeynep Atalay ile yaptığım Pazartesi Sohbeti geliyor. İşte size, birbirinden hoş kokular, şık hanımlar ve rahatlatıcı bir ortamda yapılan hoş bir sohbet. Güzelleşmek, kadının yeryüzünde var olduğu ilk günden bu yana duyduğu en güçlü istek olsa gerek. Neden mi böyle düşünüyorum? Kozmetik sanayinin bugün ulaştığı nokta bunun en büyük kanıtı da ondan. Eski Mısır, Çin, Japon ve Hint uygarlıklarına baktığımızda bugünün bakım ve makyaj malzemelerinin temelini oluşturan ilk ürünlere rastlıyoruz. Kendi dönemlerine göre ileri sayılabilecek bu buluşlar giderek gelişip çeşitlenerek günümüze kadar ulaşmış. Bugün artık, güzelleşmek adına hayal edip de elde edemeyeceğiniz herhangi bir ürün yok gibi. Kozmetik sanayi, çağın teknolojik ve bilimsel gelişmelerini de kullanarak inanılmazı başarmış. - Temiz, sağlıklı ve bakımlı bir cilt. Güzel görünmenin ilk şartı nedir? - Cilt bakımına geç başlamak en büyük yanlışlarımızdan biri. Ne zaman ki kadın 16 - 17 yaşında ilk makyajını yapmaya başlıyor, hemen o gün cilt bakımına da başlamalı. Cilt bakımına kadın kaç yaşında başlamalı? - Yaşa göre, cildin durumuna ve cinsine göre bakımı da değişir. Yağlı ya da çok kuru bir cildiniz varsa ona göre bakım yapmalısınız. Çok kuru ve çok yağlı olduğu durumlarda cilt çok daha erken yaşlarda problem çıkarabiliyor ve bakıma başlamak gerekiyor. Kuru cilt, çok çabuk kırışıyor örneğin. Bizde yanlış bir anlayış daha var. Cilt bakımına 16 - 17 yaşında başlayın diyoruz, zannediliyor ki gece, gündüz kremi, göz kremi, boyun kremi, serumlar gerekiyor. Çünkü bizde hanımlar genellikle 40 yaşında bakıma başlıyor, genç kızlara da böyle bir set sunulacak sanıyor. Oysa 16 - 17 yaşındaki genç kıza bizim vereceğimiz şey, cildini temiz tutması için.. Boş cildi temizleyecek bir jel, arkadan bir tonik ve nemlendirici krem. Bu üçü ile başlıyoruz. 18 - 19 yaşında bir göz kremi gerekebilir. O da çok hafif bir şey. Cilt bakımı derken neyi kastediyoruz? - Çünkü göz etrafındaki kırışıklık en çabuk başlayan kırışıklık. Mimik çizgileri çok çabuk oturuyor. Göz 7 yaşından itibaren ihtiyarlamaya başlayan bir organ. Kendisi 7 yaşında ihtiyarlamaya başlarken etrafındaki cilt dokusu da çok çabuk yaşlanmaya başlıyor. Çünkü o bölgede cildin yastık tabakası dediğimiz yağ tabakası yok. Onun için çok iyi bakılması gereken, kırışıklıkları en çok belli eden bölge. Önce insanın gözlerine bakarsınız. 18 - 19 yaşında çok hafif ürünlerle başlıyoruz. 30 - 35 yaşında antiagelere geçeriz ki yaşlanmaya karşıdır, onlarla da bir 50 yaşa kadar idare ederiz. Artık ondan sonra lifting ve anti - ride kremlere başlarız. Yani kırışıklık onaran kremlere. Bunlar hem yaşa göre değişiyor, hem de cildin durumuna göre. Çok kilo vermiş insanlar vardır. Devamlı kilo alıp verirler, onlarda 50 yaşında başlayacağımız kremlere 40 yaşında da başlayabiliririz. Göz çevresi yaşı en kolay gösteren bölge herhalde... FRANSIZ BAKIM UZMANI DİYOR Kİ Kokuları değil, anıları severiz - Bir Fransız uzman gelmişti. Parfüm eğitimi verdi. Türkiyede bu eğitimi alan 10 şanslı kişiden biriyim. O anlatırdı. Bir kokuyu sıkıyorsunuz, bilinç altınız o kokuyla sizi çocukluğunuza, anılarınıza götürüyor. Örneğin tarçın kokusu. Babaannenizi çok seviyorsunuz ve o çok güzel tarçınlı kurabiye yapıyor. Tarçın kokusu sizi o günlere götürdüğü için bu kokuyu seviyorsunuz. Tam tersi de olabilir. Hiç sevmediğiniz bir kişi vanilyalı bir koku kullanıyordu diyelim onu veya benzer vanilyalı bir koku duyduğunuzda o kokuyu sevemiyorsunuz. Tepki veriyorsunuz ve red ediyorsunuz. Koku ilginç bir olay, bazı kokuları seviyorsunuz, herkesin sevdiğini sevmeye biliyorsunuz. - 70 milyondan, 200 milyona kadar parfüm var. En pahalısı şu anda 200 küsür, 300ü bulmadı. Konsantre parfümler 600 - 700 milyon liraya kadar çıkıyor. Parfüm fiyatları ne kadar? - Onları sanatçılar da kullanmıyor. Neden? Çünkü elbiselerine, eteklerine sıkıyorlar sahnede o kokuyu verebilmek için. Eau de touilet alır. Bir şişeyi sıkıp sahneye çıkıyor. Elbise kıpırdadıkca salono kokusu yayılıyor. Zaten konsantre parfüm spreyli değildir. O parfüm şah noktalarına damla damla sürülür. Parfümü atar damarlarınızın üzerine kullanırsanız, sıcak ve hareketli bir nokta olduğu için kokunuz daha iyi duyulur. Bu odada kullanıyorsunuz, bu sıcaklığa alışkın vücut, bu ısıdan başka ısıya geçtiğinizde yine kokunuzu yoğun duyarsınız. Birden soğuğa çıktığınızda örneğin. Bir yere gidiyorsunuz, ısınmış vücudunuz, paltonuzu çıkarınca daha çok duyarsınız kokunuzu. Bir yere giderken, paltonuzu giyip de içinize parfümünüzü sıktığınız zaman, çıkardığınızda kokunuz daha güzel duyulur. Sanatçılar kullanıyor herhalde. - Kullandığı markaya, bakıma göre değişir. Ama özel bir bakım istiyorsam, kırışıklıklara, esneklik kaybına karşı bakım istiyorsam yine değişir. Senede bir kez bir kür kullanılan holojen masklar var, bir tanesi 900 milyon bir milyar. Bir kadının normal bakımı kaça mal olur? CİLDE BÖYLE BAKILIR İşte işin püf noktası - Bu durumda en azından cildin haftalık bakımı daha farklı olmalıdır. Örneğin sahne sanatçıları, spotların önünde uzun süreli oturmak zorunda olan televizyon çalışanları gibi ağır makyaj yapmak zorunda kalanlar nasıl bakacak ciltlerine? - Haftalık bakımlar çok önemli. Ben cilt temizliğini ev temizliğine benzetirim. Evde toz almazsanız o toz üst üste birikip kalır. Aynı toz yüzümüze de yağıyor. Her gün bu tozu temizlememiz gerekiyor. Bu günlük temizlik. Ama birde haftalık temizliği var evin. Hep ortadan tozunu alırsanız bir süre sonra içinden çıkılmaz hale gelir, kirlenir. Diptemel temizlik gerekir. Ciltte de aynı şey. Gözeneklerin içi haftalık maskelerle temizlenmeli. Bu maskeler aynen elektrik süpürgesi gibi, gözeneklerin içinde birikmiş, dışardan gelen toz ile cildin salgıladığı yağ ve nemle oluşan kiri söker alır. Maskenin ardından nemlendirici ve yaşına göre koruyucu, onarıcı kremler kullanmalısınız. Bir de haftalık bakım mı var? - Tabii, öyle, bakıma erken başlamadıysa, sigara kullanıyorsa, yoğun hava kirliliği olan ortamlarda çalışıp gerekli temizlik ve bakımı yapmıyorsa, erken yaşlanma belirtisi görülür. Yaşını göstermemenin sırrı erken ve doğru bakımdan geçiyor yani... KOZMETİK MUCİZESİ Her şeyin çaresi var - Selülit beslenme yanlışlarından ve hareketsizlikten kaynaklanıyor. Vücudun belli bölgelerinde yağ toplanıyor. Bunlara karşı yağ parçalayıcı ürünler var, karın yağları, kalça yağları, yerleşmiş selülit dediğimiz olaylarda o bölgelerde kullanılabiliyor. Artı, selülit giderici, birde selülit önleyici ürünler var. Büyük bir selülit probleminiz yoksa bu ileride olmayacak demek değildir. Önleyici ürünlere başlarsınız, daha az olur, var ise de yoğun kullanırsınız, cimnastik ve yürümeyle de destekleyerek giderirsiniz, tekrarlamaması için bu ürünleri kullanırsınız. Bırakırsanız, vücudunuz yeniden yapacak demektir. Kozmetik sanayi selülite de çare buldu herhalde öyle mi ? - Aşırı dökülmelere, zayıflıktan kaynaklanan kayıplara çare var. Saç derisine yönelik tahliller yapan makinalarımız var. Eğer kullandığınız şampuan saç derisi üzerindeki atıkları temizlemiyor ve saç yuvasını dolu bırakıyorsa, saçınız yeteri kadar beslenemiyor, sağlığını, parlaklığını kaybediyor. Havasızlıktan dökülme başlıyor. Müşterilerimiz bu analizlerde görüyor durumu zaten. Ezbere ürün vermiyoruz. Hangi tür saç problemlerine çare buluyor kozmetik ürünler? 2004 MODASI Makyajda pırıltı yılı - Makyajı ikiye ayırıyoruz. Bir gece makyajı bir de gündüz makyajı var. Gündüz makyajında renkler pastel, daha hafif, daha doğal. Gece ise renkler daha koyu, biraz daha ağır, abartılı, daha parlak ve ışıltılı. Gündüz satenimsi bir parlaklık tercih ediliyor, gece pırıltılara ve pullara gidiliyor. Bu yıl pırıltı. Pul ve ışık çok fazla. Ama koca koca pulları gündüz kullanmıyoruz da satenimsi parlaklık veren ürünleri kullanıyoruz. Doğal olacak da desek, makyajın iyi görünebilmesi için öncelikle "ten makyajı"nı yapmalıyız. Bakımlı nemlenmiş bir cilt olmalı. Kuru, pul pul olmuş bir cilt ne yapsanız güzel göstermez. Gündüz için; ince bir fondeten, üzerine çok ince bir pudra kullanmalısınız. Yine her zaman kullandığımız gibi allık. Gündüz daha açık tonlardadır pembe, oranj, mercan, gece biraz daha koyu, daha kırmızı, daha bronz veya fuşya renklere kaçarız. Ten makyajınız böylece tamamlanır. Bunun üzerine dudak ve göz makyajını yaparsanız zaten güzel görünür. Yine gündüz makyajında daha pastel renklerle hafif bir göz makyajı yapılır. Farınız, rimeliniz olacak. Bir de tek tarafı vurgulamakta her zaman yarar var. Eğer gözlerinizi vurgulamak istiyorsanız gözlerinizi daha koyu boyarsınız, dudaklarınızı ön plana çıkarmak istiyorsanız bu kez dudaklarınızı daha koyu boyarsınız. İkisini de çok abartılı boyarsanız, o zaman abartılı bir makyaj olur. Doğallığını kaybeder makyajınız. ege@milliyet.com.tr Peki cildine bakan bir kadın, bakımlı ve iyi görünmek için nasıl makyaj yapmalı?