Pepsi, Coca-Cola operasyonu İzmir'deki bir olayı hatırlattı

Operasyon, PepsiCo'nun rakibi Coca Cola'nın sırlarını satmak isteyen kişileri ihbar etmesiyle başladı. Alıcı kisvesinde satıcılarla irtibat kuran FBI ajanları, sanayi hırsızlarını tuzağa düşürdü. Aslında Pepsi'yle Coca Cola arasında inanılmaz bir rekabet yaşanıyor.Bugüne kadar birçok konuda kapışan iki şirket iş ticari ahlaka geldiğinde bambaşka bir strateji izliyorlar.Hatırlayın...Bundan bir iki yıl önce Porsche'un Ferrari'yi aşağıladığı reklamın ardından internette Pepsi'nin Coca-Cola'yı küçük düşüren filmi dolaşıyordu. Bu filmler, televizyonlarda yayınlanmış olsaydı, reklamı yaptıran, hazırlayan ve yayınlayan ceza yiyebilirdi.Bu film, bir çocuğun içecek otomatına para atarak, bir kutu Coca-Cola almasıyla başlıyor. Aldığı kutuyu yere koyan çocuk, bir kutu Coca-Cola daha alıyor. Çocuğun tam Coca-Cola'ları alıp gideceği düşünülürken bu kez, ikisini birden yere koyup, üzerlerine çıkıyor. Böylece, boyunu uzatan çocuk, otomatın en üst sırasındaki Pepsi butonuna yetişerek basıyor. Coca-Cola'ları yerde bırakarak, sadece düşen Pepsi'yi alıp uzaklaşıyor. Bu sırada, ekranda yerde duran Coca-Cola kutularının üzerinde, Joy of Pepsi, "Pepsi'nin keyfine varın" sloganı beliriyordu.Ama aynı Pepsi, Coca Cola'nın yeni ürününün sırları için en büyük rakibiyle aynı masayı paylaşabiliyor.* * *Küreselleşme bir kavramı daha ön plana çıkardı.Ortaklaşa rekabet...Kazanabilmeniz için illa da karşınızdakinin kaybetmesi gerekmiyor.Bu örnek birkaç yıl önce İzmirli bir dostumun bana anlattığı olayı hatırlattı.İzmirli ama artık İstanbul'da oturan bu dostum; uluslararası bir tekstil organizasyonuyla yoğun çalışıyor.İşlerin iyi gittiği bir dönemde; gelen sipariş kapasitesinin üzerine çıkınca telefonu kaldırıyor ve İzmir'deki arkadaşlarından birine siparişin geri kalanı için görüşüyor.Mal üretiliyor, tırlara yükleniyor.Herkes memnun...Bir iki hafta sonra yeni siparişler alınıyor.Yine aynı yöntem izleniyor.Yükleme yapılıyor.* * *Altı ay sonra uluslararası şirketin Türkiye operasyonundan sorumlu kişi dostumun yanına gelerek kendisine bir mektup uzatıyor.Özetle şöyle yazıyor."Biz yaklaşık altı aydır sizin için üretim yapıyoruz. Sanıyoruz ki, sizler de memnunsunuz. Bizim size bir teklifimiz var. Aracıları kaldıralım, satın almayı direkt bizden yapın. Size çok daha iyi imkanlar sunacağımızdan eminiz..."* * *Sevgili dostum, ne yapacağını şaşırıyor.Çünkü İzmir'e kaydırılan sipariş, genelin sadece yüzde 20'si kadar.Ama bu yüzde 20'nin kalitesinden de, fiyatından da, teslimatından da kendisi sorumlu.Sonuç olarak uluslararası şirketin yöneticisi mektubu yırtıyor.Ve şu sözü söyleyerek; çalışmaya devam ediyor."Bizim muhatabımız sizsiniz. Başlangıçta konuştuğumuz ilkelere uyulduğu sürece bu böyle devam edecek..."* * *"Kim kazandı, kim kaybetti?" sorusunun yanıtı çok net ortada.Pepsi ile Coca Cola olayını okuyunca bu örnek aklıma geldi birden bire. dsipahi@milliyet.com.tr Geçen hafta takip etmişsinizdir. Coca Cola'nın gizli ticari ve ürün bilgilerini PepsiCo'ya satmaya çalışan üç kişi, filmlere konu olabilecek bir operasyonla kıskıvrak ele geçirildi.