Ege Petkim’e özel statü Ege’yi uçurur

Petkim’e özel statü Ege’yi uçurur

25.10.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

Kriz döneminde 600 işçiyi almak için düğmeye basan Petkim, 5 yılda 5 milyar dolarlık yatırıma hazırlanıyor. Ayrıca kümelenme teknolojisiyle 10 kimya devine Petkim arsasında sembolik fiyatlara yer kiralanması hedefleniyor. Petkim Genel Müdürü Kenan Yavuz “Biz tüm bu büyük ideallerin peşindeyiz ama heyecanımızı Ege’ye yeterince anlatamadık” diyor

Petkim’e özel statü Ege’yi uçurur

Uzun yıllardır tanırım Petkim Genel Müdürü Kenan Yavuz’u. Petkim’in 20 yıllık yılan hikayesi özelleştirme sürecinde her bir araya geldiğimizde, en çok sözünü sakınmayan kişiliğiyle dikkatimi çekerdi.
Özelleştirmeye yani devlete bağlı çalışmasına rağmen bürokrasiyi eleştirmekten çekinmez, tavrını Türkiye’nin üretim gücünün artırılmasından yana koyardı. Koç Holding’deki özel sektör deneyiminden sonra devletin alışkanlıklarına uyum sağlamak kolay olmuyordu onun için.
Bir müddet Petkim’e aklındaki kimya parkı modelini kazandırmaya çalıştı, bunun için Ankara’yla epey mücadele etti. O sıralarda başkentin “Yeni yatırım yok, babalar gibi özelleştireceğiz” yaklaşımlarına karşı bu planlarını pek anlatamadı.
Aradan zaman geçti, sular aktı, Petkim’in özelleştirilmesiyle merkezi bütçeye de para aktı. Petkim`i Azerbeycan devlet şirketi, Bakü Tiflis Ceyhan boru hattından Ceyhan’a inen petrolün sahibi SOCAR ile Türk ortağı Turcas satın aldı. Yollarına genel müdür Kenan Yavuz’la devam ediyorlar. Şimdi 2015 yılına kadar 5 milyar dolarlık yatırım hedefliyorlar.
Bir yandan da işçi alımları sürüyor. Kriz döneminde , önce 200, ardından 250 kişilik istihdam garantili kurslar düzenlediler. Türkiye’nin işsizlikten o kadar canı yanıyor ki istihdam garantili kurslar için yaklaşık 50 bin kişinin başvurduğu belirtiliyor.
İşsizliğin boyun büktüğü ülkede Ege’de milyar dolarlık yatırımların peşinde olan Petkim ise izin sürecinin uzamasından muzdarip olmaya başladı. Ege’nin de henüz bu büyüklükte bir yatırımın heyecanını yeterince duyumsayamadığını dile getiriyor Yavuz.
Kenan Yavuz “bak çalışma arkadaşlarım beni artık umutlu konuşmam için uyarıyorlar ona göre konuşalım” diyor da, dayanamıyor sorularıma yanıtları her zamanki açıksözlülüğü ile veriyor.

Özelleştirmenin ardından işler istediğiniz gibi gidiyor mu?
Daima özelleştirme olsun olmasın, önemli olan yatırımların devam etmesi diyorduk. Çünkü Petkim’in rekabet gücünü kaybetmemesi için acil yeni bir rafineri yapımı şart. Üstelik bunu daha fazla erteleyemezsiniz, çünkü geç kaldığınız her gün rekabet gücünüzü eritiyor. Hep bunu anlatmaya çalıştım. Yeni rafineri kurmak için EPDK`ya başvurduk. Sadece rafineri 3.5 milyar dolarlık yatırım olacak.

Özelleştirme Petkim’e yaradı diyebiliyor muyuz?
Daha önce hayal edemeyeceğimiz, cesaret edemeyeceklerimizi yapmaya başladık. Düşünüyorduk ama dile getiremiyorduk. Çünkü Özelleştirme İdaresi’nin Petkim’i satmak tek hedefiydi. Kendi inisiyatifimizle bir şeyler yapmaya çalışıyorduk. Büyümenin sınırlarını belirleyen temel etken zaten rafineri projemizdi.

Rafinerinin yapımı ne zaman başlayacak?
Mahsus soruyorsun değil mi, yine bürokrasi hazretlerinden şikayet edeyim diye. Şöyle diyelim bürokratik işlemler sürüyor.

Petkim stratejik bir kuruluş özelleşmesin, özerkleştirilsin eleştirilerine Hükümet hep kulak tıkadı. Şimdi krizde milyar dolarlık yatırımlar gelecek ama izin süreci beklediğinizden uzun sürüyor. Bu bir tezat değil mi?
Ankara’dan bakınca her şey bazen acil görünmüyor. Bir de buradan da yerel yönetimlerden alınması gereken izinler var onlarla da ilgili gerekli, gereksiz koşturuyoruz. Ama söylemek istediğim şu; PETKİM’in 3 milyar dolarlık yatırımla gerçekleştirilecek sadece rafineri projesi dahi Türkiye’nin son otuz yıldır en önemli projesidir.
Bu proje tüm sektörlerin temel hammaddesini üretmeye odaklanmış en büyük üretim projesi olacak. Dolayısıyla çok daha heyecan yaratmalı da biz kendimizden başka bu heyecanı pek göremiyoruz.

Sizin “Kimya Endüstri Parkı” düşünüz vardı. Bu da gerçekleşecek mi?
Şu formülü uygulamaya koyuyoruz. Kümelenme yoluyla Petkim’in hammaddesini kullanan üreticiye Petkim sahasında üretim yaptıracağız. Aliağa’da bulunan kompleksimizdeki yaklaşık 1 milyon metrekarelik boş sahayı kiralayacağız.

Dev firmalar gelecek

Kiracı alacaksınız yani. Yoksa özelleştirmeyi ucuza mı getirmeye çalışıyor sunuz?
Bu fabrikalara araziyi sembolik kira ücretleri ile 49 yıllığına kiralayacağız. Ancak bu firmaların Petkim’in stratejik müşterileri olması lazım. O zaman Petkim tam bir endüstiriyel parka dönüşecek. Bunun için de Petkim’in sahasının özel statüye kavuşturulması gerekiyor. Hukuki ve fiziki olarak tüm bürokratik problemleri bu yolla çözmek gerekiyor. Devletten özel statü talep ediyoruz. Yatırımcıya yardımcı olmak istiyorlarsa işte örnek. En az 10 firmayı burada konuşlandırmak istiyoruz ki bunların hepsi zaten alanında dev firmalardan oluşacak.

ÇED raporu almak bile bu kadar uzun sürerken, sizce böyle bir karar kolay çıkar mı?
Adına özel endüstri diyebilirler, ihtisas alanı olabilir. Devletten parasal hiçbir şey istemiyorum. Bürokrasinin hızla hareket ettiği bir yapı istiyoruz sadece. Talebimizi tanımladık ilettik. Sanayi Bakanlığı’ndan umudumuz var.

Küresel krizin etkisini azaltmak için geç de olsa çıkarılan teşvik yasası kapsamında petrokimya sektörü öncelikli görünüyor. Bunun yararını görüyor musunuz?
Son teşvik paketinin yararını gördük. Petrokimya sektörü korunması gereken öncelikli sektör arasına alındı. İşçilerimizi de yeni teşvikler kapsamında alıyoruz.

Toplamda kaç kişiyi işe alacaksınız?
Özelleşmenin ardından toplam 600 kişi alınmış olacak. Hak edenleri zaten emekliye ayırmaya devam ediyoruz.

İşe alınanlar yeni yatırımlar için mi eğitiliyor?
Evet. Gerçekleştireceğimiz yatırımlarda çalıştıracağımız personeli alıyoruz. Şimdiden eleman yetiştirmemiz lazım. Çünkü bu işlerde çalışmak 3-5 yıllık bir saha tecrübesi gerektiriyor.

İzni almış gibi çalışıyoruz

Şu kısma takılmamak mümkün değil. Milyar dolarlık bir yatırım var ve izin süreci uzuyor. Nasıl bir Türkiye klasiği bu?
Beni acı konuşturmak istiyorsun ama pozitif halledeceğiz artık işlerimizi. (gülümsüyor) Günümün yarısı imar, bürokratik izinler ile geçiyor. İmar planlarında değişiklik yaptırmak, bürokrasi ile uğraşmak çok zor. Öncelikle ÇED’in tamamlanması lazım. Biz lisans gelmeden önce ne yapılması gerekiyorsa yapıyoruz. Süreci izin almış gibi devam ettiriyoruz.

Peki kamuoyuna kendinizi yeterince anlatamadığınızı düşünüyor musunuz?
Şöyle söyleyim; Ege’nin bu yatırımlara daha çok sahip çıkması lazım. Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası’na (VOB) sahip çıkalım denildi hemen hararetle destek verdik. İstanbullara gidildi, İzmir çıkarmaları yapıldı. VOB kusura bakmasın ama 40 tane VOB kurun İzmir’e katacağı katma değer açısından ancak bir Petkim eder. Ama hemen söyleyim iyi bir noktadayız. Sadece süreci hızlandırmak açısından herkesin desteğine ihtiyacımız var.

Bugünlerde Azerbaycan’la biraz aramız bozuldu hatta Bakü Tiflis Ceyhan petrol boru hattını koz olarak bile kullanmaya çalıştılar. Sizce bu ticarete yansır mı?
Yansımayacağı gibi, Petkim projesi üzerinden Azerbaycan ile Türkiye’yi daha güçlü bağlayabileceğimizi düşünüyorum. Bakın limanı da katarsan 5 yılda 5 milyar dolarlık bir yatırımdan söz ediyoruz. Bu projeye iki ülke arasındaki en iyi organik bağ olarak da bakmak mümkün..

Ortaklar, bir fiil yönetimin içinde mi ? Yani Azerbaycanlılar sık geliyorlar mı Petkim’e?
Azerbaycan’dan da ortaklar zaman zaman geliyorlar. İhtiyaç duyduğumuzda ziyaretler kendiliğinden oluşuyor.
Aslında biz de SOCAR’dan öğreneceklerimizi öğreniyoruz. Petkim’in de Azerbaycan’da SOCAR’a yapacağı tesisler var. Azerbaycan’ın sahip olduğu petrol ve doğalgaz kaynakları ile dünyayı buluşturacağız.

TC Devleti de hala yönetimde temsil ediliyor sanırım...
Devleti, altın hisseyi Özelleştirme İdaresi Yönetim Kurulu Üyesi Osman İlter, kurulun doğal üyesi olarak temsil ediyor.

Süreç tahmin ettiğiniz gibi işlemez, rafineri yapımı gecikirse ne olur?
Çok açık söylüyorum; yeni rafineri 2015’e yetişmezse büyük tehlike. Türkiye pazarı ortalama yüzde 30 küçüldü. Her geçen süre rekabet gücümüzü yitiriyoruz. Çünkü hammaddemiz yok. Şu an maksimumum ek yatırıma gelindi. Bundan sonra ancak rafineri olursa büyümenin anlamı var. Hammaddeyi yüzde 100 ithal etmeye başladık. En geç 2015’te, rafinerinin ardından diğer yatırımların da devreye girmesi gerekiyor. Diyelim ki şu anda 2 bin dolarlık nafta ithal ediyoruz rafineri devreye girdiği zaman 500 dolarlık petrol ithal etmiş olacağız. Türkiye açısından bu kadar önemli. Eğer gecikirsek yüzde yüz bağımlı hale geleceğiz. Bu şirketi satın alanlar gerçek iradeleri ile büyümek istiyorlar. Destek bulmaları gerekiyor. Bence öncelikle Petkim’in bölgede stratejik öneme sahip olmasını Egeliler de daha iyi özümsemeli.

Rafineri yetişmezse ithalat patlar
2004 yılında 2.5 milyar dolar petrokimya ürünü ithal eden Türkiye, yeni yatırımlar devreye alınmazsa. 2015 yılında 10 milyar dolar ithalat yapmak durumunda kalacak. Talepteki hızlı büyüme ve arzdaki yetersiz artış, yurtiçi üretimin pazar payını hızla düşürüyor. Türkiye’nin termoplastikler talebi mevcut kapasitenin üç katını aşmış durumda. Sentetik elyaf hammadelerinde de durum pek farklı değil. Elyaf hammaddeleri ithalatının yaklaşık 1 milyon ton, 2015 yıl ithalatının da 1.6 milyon ton civarında olacağı tahmin ediliyor.

Alsancak’tan daha büyük liman elde edebiliriz
Nemrut Körfezi’nin bugün yüzde 30 kapasite ile çalıştığını anlatan Kenan Yavuz, bölgede Akdeniz Kimya, Ege Gübre’nin de planlarını büyüttüğünü anlatıyor. Şimdi Petkim olarak konteynır yüklemesine de başlayacaklar. Fizibilitelerde Petkim Limanı’nda 1.2 milyon TEU’luk bir elleçleme kapasitesi olduğunu görmüşler ki; İzmir Limanı’nda 900 bin TEU konteyner hareketinin olduğunu düşünürsek büyük rakam. Ayrıca yeni rafineri ile birlikte 20 milyon ton da sıvı elleçleme yapacaklarını belirtiyor Kenan Yavuz ve “Birinci aşama tevsileri kendimiz yürütüyoruz ama büyük projeksiyonda bir stratejik ortak arzu ediyoruz. Buraya destek verilirse Çandarlı Limanı’na bile gerek kalmayabilir” diyor.

Amatör ruhuma kızıyorum
Özelleştirme hatta ardı ardına iki kez özelleştirme, devlet ve yabancılarla ilişkiler derken, en zor kararınız ne oldu” diye soruyoruz Kenan Yavuz’a. “Benim için hiçbir şey kolay olmadı ki” diyor. Kendisinde en kızdığı özelliğin amatör ruhu olduğunu belirtiyor Yavuz. Ama yöneticilere de bu ruhu kaybetmemelerini öneriyor. Tezat değil mi ? “Evet tezat ama aşk gibi bir şey. Kızıyorsunuz ve vazgeçemiyorsunuz” oluyor yanıtı.

“Tuzla ihalesine girmekten vazgeçtik”
Yıllık 600 bin tona yakın kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük deniz tuzu üreticisi konumundaki Çamaltı Tuzlası’nın büyük müşterisi Petkim. Şimdi Çamaltı Tuzlası da özelleştiriliyor. Bir süre öncesine kadar Tuzla özelleştirmesine Billur Tuz ile birlikte girmeyi düşünmelerine karşın vazgeçtiklerini belirten Yavuz, yatırımlarını petrokimya ve liman üzerinde sürdürmeye odaklandıklarını dile getiriyor.