Ege Serdar gürledı

Serdar gürledı

11.12.2019 - 02:36 | Son Güncellenme:

Geride kalan 5 haftada mağlubiyeti unutan Göztepe, ligde çiçeği burnunda Teknik Direktörü İlhan Palut’la son 4 maçtır kaybetmedi. Son olarak deplasmanda MKE Ankaragücü’nü 3-1 yenerek puanını 20’ye çıkaran sarı kırmızılıları değerlendiren yazarlarımız, “Göz Göz evine, gümbür gümbür dönüyor” dedi

Serdar gürledı

Bülent Buda: Belleklerde iz bırakan seyri doyumsuz bir Serdar Gürler gösterisi. 3 gol; birincisinin gelişimine katkı ve ikinci, üçüncü goldeki kafa, ayak vuruşlarındaki estetik vuruş tekniği, ustalık, beceri karışımı birikimlerin, final vuruşlarıyla ağlarla buluşma hali. Serdar’ın Göztepe’ye katıldığı günden bu yana oynadığı maçların en iyisi. Muhteşemdi. Maçı izlemeyip kaçıranlar çok üzülecekler. Lakin o erken golün ardından sergilenen pas hataları, pozisyon yanlışları. Anlaşılmaz bir ürkeklik ve eşitlik golü. Bu bağlamda ıskalamayalım. Sahada basmadık alan bırakmayan maçın bitimine değin iştahlı, istekli, tutkulu eylemleriyle, koşularıyla arkadaşlarına itici güç olan Castro ile Jerome. Onlara da birer gol yakışırdı doğrusu... Üçüncü deplasman galibiyeti. Güzel şeyler oluyor. Hani o “Güzel günler göreceğiz, güneşli günler” dizelerini anımsatan. Kahramanlara özgü.

Serdar gürledı



Fatih Tanfer: Göztepe, Ankaragücü karşısında takım halinde çok iyi bir performans sergiledi ve hak ettiği 3 puanı da aldı. Maça Halil’in ilk dakikada attığı golle adeta 1-0 galip başladı. Yapılan pas hataları ve kendi alanına yaslanması nedeniyle büyük baskı yedi ve sonucunda Ankaragücü beraberlik golünü buldu. İkinci yarıya İlhan Palut, sakatlıkları nedeniyle Beto ve Halil’in yerine oyuna, Göktuğ ve Mossoro’yu alarak başladı. Mossoro gibi takıma yön veren lider oyuncuları beğenirim. Soner ile birlikte iyi pas oyunu yaptı ve takım oyununu pozitif etkilediler. Kaleci Göktuğ ise performansı ile alkışı hak etti. Göztepe savunmada açık alan bırakmadan hatları iyi kapatan, akılcı bir savunma ve disiplinli bir oyun tarzı ile oynadı. 48. dakikada Gassama’nın ortasında, bu maçta 2 gol 1 asistle maçın yıldızı olan Serdar Gürler, durumu 2-1 yaptı. Göztepe öne geçtikten sonra yapılması gereken bütün doğruları takım halinde yaptı. Serdar Gürler, Halil, Jerome ve Napoleoni, rakip savunmayı çok zor duruma düşürdüler. Kısacası bu güçlü oyun anlayışının sonrası hak ettiği 3 puanı aldılar. Göztepe’de oyun ve oyuncu anlamında gelişim artıyor. Bu da genç teknik adam ve ekibinin büyük katkısı ile ortaya çıkıyor. Bir de kalan 3 maçta hayal edilen puanlar alınırsa ligin ikinci yarısında müthiş bir Göztepe seyredeceğiz.

Mehmet Demirtaş: Halil’in ayağından gelen golle ilk dakika içerisinde golü bulan Göztepe, galibiyetlerine bir yenisini daha ekledi. Üst üste deplasmanda alınan üçüncü galibiyet. Eryaman’da zaman zaman savunmada sorunlar yaşasa da oyunu domine eden bir Göztepe izledik. Sahaya Göztepe kimliğini yansıtan futbolcular kadar taraftarın da hakkını vermek gerekiyor. Eryaman Stadı’nda Erik Dalı’nı Ankaralılardan iyi oynayan muhteşem Göztepe taraftarını da ayrıca kutluyorum. Kilometre fark etmeksizin her deplasmanda yerini alan taraftar, yine galibiyette büyük rol oynadı. Serdar Gürler bu maça damgasını vurdu. Adeta yeniden doğdu. Attığı golde yaptığı vuruş tarzı her futbolcuda olan bir meziyet değil. Öte yandan ilk gole imzasını atan Halil, bu maçta etkili isimlerden bir tanesiydi. Göz Göz, İlhan Palut komutasında çıkılan 4 maçta 8 puanı hanesine yazdırdı. Geçtiğimiz haftalarda İlhan Hoca oyun felsefesini takıma aşılayacağını söylemişti. Sahaya baktığımız zaman oyun felsefesi açısından Göztepe doğru işlere imza atıyor. Kendi kurduğu takım olmamasına rağmen kısa sürede takıma taktiksel anlamda dokunmayı başaran İlhan Hoca, ilerideki güzel günler açısından güven tazeledi diyebiliriz. Ligin ikinci yarısında görkemli stadına kavuşan Göztepe Süper Lig’e bambaşka bir hava getirecek. İlhan Palut ve kurmaylarını tebrik eder, başarılarının devamını dilerim.

Denizlispor’da kenetlenme şart

Bülent Buda:
Sorun oyun alanında değil, tribünlerde. Karpuz gibi ikiye, üçe, dörde bölünmüşler. Her biri farklı bir hava tutturmuş, sesleniyor futbol alanına. İyi ki takımın çoğunluğu Türkçe bilmiyor. Rakip, bu ligin en örgütlü, en iyi pas oyununu sergileyen, savunma disiplininin ötesinde hızlı ataklarla rakibinin özellikle savunmasını bunalıma sokan Başakşehir. Bu takımın karşısında son saniyede galibiyeti kaçırıyor çocuklar. Barrow, müthiş soluyla ağları sarstığı eşitlik golüne ikinciyi de eklemlese... Kaldı ki plasesi birinci sınıftı. Denizli oyun alanıyla, kulübesiyle, güçlü, yetenekli ve özverili bir takım. Yıllar sonra Süper Lig’de böylesine bir takım var önünüzde ama siz doyumsuzlukta sınır tanımıyorsunuz. Lütfen yapmayın.

Fatih Tanfer: Denizlispor Başakşehir’in gücünü bildiği için doğru bir oyun planıyla sahaya çıktı. Dörtlü defans hattı ve orta alanı daha çok kendi yarı alanında oynatarak kontrollü oynadı. Maçın genelinde Başakşehir etkiliydi. İrfan Can’ın direkten dönen şutu, bence ligin en iyi kalecilerinden olan Stachowiak’ın kurtardıkları ile oyuna tutundu. İkinci yarıda Başakşehir Visca’nın golü ile öne geçti. Denizlispor ise son haftaların formda futbolcusu Barrow’un şahane golüyle beraberliği sağladı. Futbol bu 90. dakikada oyuna giren Estupiñán’ın 90+5’teki pasında Barrow’un şutu direkten döndü ve 3 puan kaçtı.

Mehmet Demirtaş: Başakşehir karşısında Denizlis doğru bir oyun oynadı. Rakip Başakşehir olunca önceliği savunmaya verdi. Doğru da yaptı. Ceza sahası içine yapılan ortalarda Denizlispor savunmasının etkinliğini gören rakip, uzun toplarla uzak mesafelerden kaleyi yokladı. Burada da yine Stachowiak devreye girdi ve takımını sırtladı. Horoz, Sacko ile pozisyonlara girse de ilk yarı golsüz eşitlikle tamamlandı. İkinci yarının başında Visca, bu kez Başakşehir’i öne geçirmeyi başardı. Bu gole Denizli’nin cevabı gecikmedi. 60. dakikada Barrow golü atan isimdi. Bu maçta bir kere daha gördük ki rakibe göre taktik geliştirmek doğru bir hamle. Rakibinin gücüne göre oyun planı Denizlispor’a puanı getirdi. Son 3 maçta 2 galibiyet 1 beraberlik Denizlispor camiasını ayağa kaldırdı. Tribünlerdeki yönetim istifa sesleri ise Denizli’ye yakışmıyor. Uzun yıllar sonrası Süper Lig’de boy gösteren Denizlispor çok güzel işler başarıyor. Ancak kenetlenme, birliktelik çok daha önemli.

Şeytan artık uyandı

Bülent Buda:
Zor zamanlardan geçiyorlar. (Geçiyoruz). Alışılmadık bir manzara. Kaygı, kuşku bir arada. Seçtiğiniz modelin karşılığı her defasında cuk oturmuyor. Hiçbir kulübün cesaret edemediğini ödün vermeksizin sürdürürek tasasız, kaygısız bir yolculuk olanaksız. Takımın tüm kadrosu yetenekli. Çoğunluğu gelişmeye açık. Alt sıralarda sorunlu bir takımı bile yenebilmek için bu denli zorlanıyor, ya da sorun yaşıyorsanız ya eldekiler kendilerini daha çok geliştirecek ya da uygulanan politikanın bir yerini delmek gerekecek.

Fatih Tanfer:
Kendisi için hayati önem taşıyan Adanaspor karşısında Kemal Rüzgar’ın 75. dakikada penaltı golüyle 3 puanı alıp 14. sıraya yükseldi ve derin bir nefes aldı. Altınordu’da golcüler bulduğu pozisyonları değerlendirse hiçbir sıkıntısı kalmayacak. Hüseyin Hoca da rakibinin oyun anlayışına göre anlık taktik değişiklikleriyle takıma doğru müdahale etti. Takımda kazanma arzusu üst düzeydeydi ve başardılar. Bu hafta rakip Bursaspor. Her iki takımın da şiddetle 3 puana ihtiyacı var. Kolay gelsin.

Mehmet Demirtaş:
Ligde haftalar ilerledikçe futbolcuların ayakları birbirine daha fazla dolanıyor. Hele ki Altınordu gibi bir hafta düşme hattı içerisinde diğer hafta orta sıralardaysanız futbolcuların heyecanı tarif edilecek gibi değil. Çok kritik bir karşılaşmadan kritik 3 puan hayati önem taşıyor. 1-0 olsun bizim olsun, esas sonu güzel olsun. Balıkesirspor karşılaşmasından sonra Altınordu’nun oyununda bir değişim var diye düşündüğümüzü iletmiştik. 4 maçta toplanan 7 puan bu zor sezonda can simidi oldu. Madalyonun diğer yüzü gibi olan ligin ikinci yarısı daha derli toplu ve kazanmayı bilen bir Altınordu görmeyi umarız.

Cikalleshi’den hayat öpücüğü

Bülent Buda:
Ne maç ama. Akhisar’da konuk İstanbulspor’da övgüyü hak ediyorlar. Atılan 7 golün yanı sıra kaçırılanlar. Bu bağlamda Akhisar önde. Akhisar, farkı ikilemiş soluklanmış. Ama karşılarında vazgeçmeyen inatçı bir rakip. Böyle bir futbol gösterisine akıtılan tere, harcanan emeğe sadece saygı duyulur. Buraya kadar iki takımın da hak ettikleri övgüydü. Elbette bu bağlamda 34’lük Burhan Eşer’e ayrı bir parantez açmalıyız. Takımının maçı önde bitirmesindeki büyük payı, yatsınamaz saygınlıktaydı. Ve Cikalleshi. Daha kasları bile ısınmadan o sol vole müthiş bir ustalık ile becerinin ürünüydü. Bu arada iki farkla öndeyken rakibine eşitlik şansını veren Akhisar savunmasını da uyarmalıyız.

Fatih Tanfer: Tek kelimeyle harika bir maçtı. Akhisar 2-0 öne geçti. İstanbulspor maçı bırakmadı ve Akhisarspor savunma anlayışındaki konsantrasyon sıkıntısı sonrası yenilen gollerle durum 2-2’ye geldi. Sonrası Burhan Eşer attı, Onur attı. Maç 73. dakikada 3-3 oldu ve 90. dakikada golcü Cikalleshi’nin şahane golüyle maçtan 4-3 galip ayrılan Akhisar’dı. İki haftada atılan 6 gol, yenilen 5 gol. Erzurumspor ve Bursaspor’un mağlubiyetleriyle 2. sıraya yerleşti. Ve bu ‘Yarışta sonuna kadar varım’ dedi.

Mehmet Demirtaş: Bol pozisyon, bol gol. Atılan penaltı sonrası kaçan penaltı, gösterilen sarı kartlar. Bir futbolsever bir maçtan daha ne isteyebilir ki? Maçta her şey vardı. Atılan 7 gol bir o kadar da kaçan pozisyon. Sonunda gülen taraf Akhisar. Burhan Eşer liderliğinde bu haftadan koparılan 3 puan Akhisar’ı 2. sıraya yerleştirdi. Bu hafta en iyi ve en şanslı takımlardan birisi Akhisar oldu. Umarım ki şans ve iyi oyun hep onlarla olur.

Altay vites düşürdü

Bülent Buda:
Yeni teknik birim için talihsiz bir başlangıç. Cezalılar ya da sakatlar fazla. Osmanlı karşısındaki Altay maçı koparacak güçte bir diziliş değil. Kaleci Cihan dışında umut veren bir eylem gözlemleyemedik. Bir de önceki dönemden gözlemlediğimiz bir geleneğin de sürdürülmesine tanıklık ettik. Alt yapıdan ya da kulübede olan genç adamlara yine şans yok. Neden acaba? Bu denli eksiğe karşın nedir, nedendir bu korkaklık beyler? Biraz da seçimlerinizle yeni isimler kazandırmayı deneseniz. Ali Tandoğan ile arkadaşları beklentileri yüksek bir kuruma geldiler. Hani ne denir? Önümüzdeki haftalara bakalım. Bu arada maçın skoru bence iyi.

Fatih Tanfer: Altay, Osmanlıspor deplasmanında 1 puanla yetindi. Bu maçta da gördük ki takımın en büyük sorunu kendi yarı sahasında yaptıkları top kayıpları. Erhan’ın pasında Marco gibi bir golcünün pozisyonu gole çevirmesi gerekirdi. Gelinen noktada lider Hatayspor’dan 13, ikinci Akhisar’dan 8 puan geride kalındı. Ama adı Büyük Altay olduğu için ona hiçbir zaman umutsuzluk yakışmaz. Bekleyeceğiz ve göreceğiz.

Mehmet Demirtaş: Altay, Osmanlı deplasmanından 1 puan ile döndü. Ali Tandoğan “Takımda çok kaliteli ayaklar var, ancak sahada aynı dili konuşmuyorlar” diyor. Evet bireysel açıdan kadroya bakacak olursak tek tek kalite kokan ekip. Fakat iyi bir yemek sunmak için iyi malzemeler tek başına yeterli olmuyor. İyi bir aşçı, o malzemeleri doğru bir tarifle bir araya getirip lezzet katacak baharatlar ekledikten sonra hem gözün hem de midenin doymasını sağlamalıdır. Burada büyük iş Tandoğan’a düşüyor. Cezası gereği bu karşılaşmayı tribünden izleyen Tandoğan, saha kenarında bakalım takıma nasıl etki edecek. Biz İzmir’in köklü takımlarından olan Altay’ın doğru kontrol ve doğru hamleler ile başarıya ulaşacağını düşünüyoruz ve istiyoruz.

Pes etmek yok!

Bülent Buda:
Bu son saniye gollerinin acısı derin olur. Gerçekçi olalım. Oyunun büyük bölümünde olgun, etkili atak sayısında konuk Keçiören öndeydi. Net bu da kaçmaz diyebileceğimiz gol pozisyonu üretimindeyse Menemen öndeydi. Ali Özgün 3 haftadır boş geçmiyor. Temelde takımın oyun algısı, kavrayışı, yorumlayışı ile dayanışma isteği ile gücü mutluluk verecek düzeyde. Yani demem o ki sarı lacivertlilerin ulaştıkları devamlılık ile çim zemine sağlam bastıklarını vurgulamalıyız. Küçük yaşlarda ki çocuklar Menemen tribünlerinden sesleniyor: “Menemen takımına sahip çık!” Evet çocuklar haklı. Haftalardır tribünler neden boş? Oyun alanında takır takır yarışan, maç kazanan oyuncular
bu görünümü hak ediyorlar mı? Ey Menemen halkı. Artık doldurun şu tribünleri de o alanda ter akıtan futbolcular da yaptıkları işten keyif alsın.

Fatih Tanfer: Menemenspor son dakikada penaltıdan yediği golle 1 puanla yetindi. Emeklerine yazık oldu. Menemenspor maç boyunca hakikaten iyi mücadele etti. Benim görevim maç içinde gördüklerimin analizini yapmaktır. Cenk Hoca bazı oyunculara neden bu kadar tahammül etti anlayamadım. Bir puan geldiyse en büyük pay başta Alberk ve defansın iyi oyunuyla geldi. Onların direnci de son dakikaya kadar devam etti. Ne mutlu ki Menemenspor’a sezon boyunca galibiyet bile alamaz diye fikir verenler şimdi puanını 22’ye çıkaran Menemenspor’un neden galip gelemediğini konuşuyor.

Bal Kes ruhu geri dönüyor

Bülent Buda: Vukovic’i kutluyorum. O iyi bir sporcu. Mangal gibi yüreği olan bir delikanlı. Tandoğan’a istifası sonrası söylediklerinin virgülüne, noktasına kadar katılıyorum. Yeni teknik birimin Karagümrük karşısında yeni taktik dizilişi iki yeni isim. Sezer ilk kez 11’de. Batuhan ilk kez Hatay karşısında 69. dakikada oyuna katılmıştı. Bu kez o da ilk 11’de. Ölçülü, dengeli, soğukkanlı bir oyun sergilediler. Balıkesir maçın bitimine kadar alanda dik duran, yarışan bir takım. Pas akışına etkili, bitirici dokunuşları katabildiklerinde daha iyi olacaklar. Balıkesir’in güçlü, birikimli, yetenekli isimlerden oluşan bir futbolcu grubu var. Bu oluşumdan daha iyi kazançlı işler çıkarmak olası. Ramazan Kurşunlu ile arkadaşlarından bu beklenecektir.

Fatih Tanfer: Güçlü Karagümrük karşısında mücadele açısından iyiydiler. Karagümrük maç boyunca topa sahipti. Haklı olarak Balıkesirspor kapalı savunma yaptı. Rakibine istediği alanları vermedi. Elbette kaleci Vukovic ve arkadaşları iyi direndiler. Balıkesir bir puan aldı ve Ramazan Hoca’ya “Hoşgeldin” dedi.

Mehmet Demirtaş: Ligin iyi ekiplerinden olan Karagümrük karşısında Bal Kes mücadeleci ruhunu ortaya koyarak bir puan aldı. Takımda yaşanan rotasyonlar sonrası çıkılan ilk mücadeleler her zaman zordur. Balıkesir’de bu zorluğu puanlı geçti. Ramazan Hoca önderliğinde verilen ilk sınavda Balıkesirspor etkili isimleriyle iyi oynadı. Zaten lig için iyi bir kadroya sahipler. Yaşadıkları gel gitler onlara puan kayıpları yaşattı. Vukovic takım arkadaşlarıyla bu şehir ve bu takım için sonuna kadar mücadele etmeye hazır olduklarını dile getirmişti. Yani işin içine biraz da yürek giriyor. Bu yüreklerde yanan ateşin hiçbir zaman sönmemesini diliyorum. Vukovic gibi güçlü bir kaleciye sahip olduğunuz sürece o kale yıkılmayacaktır. Ramazan Kurşunlu ile yollarına emin adımlarla yürüyeceklerini düşünüyorum. Ligin geri kalan haftalarında başarılar.