Ege Şimdi o olsa, İzmir devleşirdi

Şimdi o olsa, İzmir devleşirdi

16.06.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Büyükşehir'e yeni ilçeler bağlanınca megapolitan genel sekreterlik kurulacaktı. Belediye yeniden dizayn edilecekti. Başkan'a helikopter alınacaktı. Kent engellilere göre düzenlenecekti. Otoparkta Kentkart kullanılacaktı. Tam 69 proje vardı. Yoktu diyene belgesini veririm."

Şimdi o olsa, İzmir devleşirdi

Erdal İzgi, Ahmet Piriştina döneminin bilinmeyenlerini anlatıyor Konak'ın eski belediye başkanı, Ahmet Piriştina'nın yakın arkadaşı Erdal İzgi, kamuyona yansımayan konuşmaları, girişimleri ve planları anlattı. İzgi, Piriştina'dan sonra bir dönemin kapandığını ifade etti, sorulara şu yanıtlarını verdi: Yıllardır süregelen dostluğumuz vardı. 1998 Kasımı'nda beni, "Çok özel, çok çok özel" diyerek sabahın kör saatinde Çeşme'ye çağırdı. Yıldızburnu'nda otomobilin içinde, DSP'den Konak Belediye Başkanlığı'na aday olmamı istedi. "Kararını ver, bitirelim şu işi" diye ısrarını ifade etti. Şaşkınlık içindeydim. Yaklaşımı içten ve inandırıcıydı. O dakikada bunu reddetmem ya da "zamana bırakalım" demek mümkün değildi.Gazeteciydim. Belediye başkanlığının iğneli fıçı olduğunu iyi biliyordum. Yaşayacağım stresleri, başıma gelecek siyasi kıskaçları, kişisel çıkarı bozulanların karalamalarını, yakıştırmaları göze aldım, "Evet" dedim.Adaylığım ve başkanlığım döneminde yalnız bırakmayan, sorunları çözen, sevgisini vermekle onurlandıran, ortak çalışmakla gururlandıran Ahmet Piriştina'ya yaşamım boyunca sadakatim, şükranım sürecektir. Politik beraberliğiniz nasıl başladı? Kesinlikle hayır. Resmen bihakkın teslimi. Başkan'ın teklifi ve elimden tutması olmasaydı, İzmir'e hizmet etmek gibi şerefi yaşamayacaktım. Ama, yine de bu cümlelerden mesaj alacak varsa, alması gerekenler olduğunu konuşuluyorsa "O noktaya gitmesin" diyemem. Vefa ve sadakat, para ve makam gibi değil, sağlık ve itibar gibidir. Bu sözlerin altında bir yerlere mesaj mı var? Ekibiyle program hazırladı Hizmetinin birinci yılında ortaya attığı "İzmir değişiyor" sloganının, "İzmir devleşiyor"a dönüştüğü görülecekti. Çünkü seçim öncesinde hazırlamış olduğu ve önemli bölümünü de bildirgesine koyduğu öylesine büyük hamleleri vardı ki, gerçekten İzmir'i dünya kenti olma noktasına taşıyacaktı. İş programı, takvimi, bütçesi ve kamusal işbirliği listeleri buna göre hazırlanmıştı. Ne yazık ki, rahmetli başkanımızın ortaya koyduğu bu projelerin ne olduğu hiç kimse tarafından ne merak edildi, ne soruldu? 2004-2009 hizmet programını Başkan Piriştina tek başına hazırlamadı, her zaman olduğu gibi yanında bürokratlar ve bazı kişiler vardı. Ama nedendir bilinmez, hiç kimse bunları dile getirmiyor, "Bari seçim bildirgesini bir daha okuyalım" denmiyor. Gelinen nokta, herkesin yorumuna açık görülüyor. Herkesin bir tarzı, yaklaşımı var. Elbette bugün Piriştina olsaydı, İzmir farklı olurdu. Sizce ne değişirdi? Mega başkanlığa hazırdı 9 ilçeden oluşan İzmir Büyükşehir Belediye sınırlarının bugün olduğu gibi 58 belediyeye geleceğini ve bunun için de aynı bir yönetim, plan ve bütçe çalışması gerektiğine inanıyordu. Biliyorsunuz, bugünkü megapol yapısı içinde İzmir, yarımada (Urla, Çeşme, Seferihisar), Bakırçay (Menemen, Aliağa), Kemalpaşa bölgesi, Torbalı havzası (Selçuk dahil) olmak üzere dört bölümden oluşuyor. Buraların tarihi, coğrafi, ekonomik durumlarına göre nazım plan kapsamında değerlendirmesi gerekli ki, (şimdi yapıldığını sanıyorum, çünkü yasanın öngördüğü zaman çok sıkıştı) bunun öncelikle yönetimi oluşturulacaktı. Peki, ben sorayım, siz söyleyin. Neler planlamıştı?Öncelikle ilk iş stratejik gelişme planı ve nazım imar planının hazırlanmasıydı. Çünkü, yerel yönetimler yasa taslağı bugüne kadar 11 kez hazırlanmış ama yasalaşmamıştı. Ancak en geç 2005'te çıkması kesindi. Bu amaçla 2003 yılındaki İçişleri Bakanlığı bürokratlarıyla yapılan yerel yönetim yasa taslağında bizzat bulunmuş ve önerilerini sıralamıştı. Bugünkü 5215, 5216 ve 5393 sayılı yasaların belediyelerin önünü açacağını ve kentin de metropollükten çıkarak megapolitan olacağını biliyordu. Yönetim biçimini bile aklına koymuş, ama yasa çıktıktan sonra açıklayacağını söylüyordu. Yasa belki bir genel sekreterliği emrediyordu ama burası için ayrı ve özel Megapolitan Genel Sekreterlik kurulacak, geniş yetkilerle donatılmış bölge koordinatörleri belirlenecek ve örneğin Torbalı havzasındaki belediyelerin tüm sorunları ve gereksinimleri burada toplanarak genel sekreterlik ve başkanlığa aktarılacaktı. Böylelikle hızla yol alınacak, zaman kaybı ve yakınmalar ortadan kalkacaktı. Bakın, rahmetli başkanımızın düşünceleri arasında yer alan bu konu belki de ilk kez açılıyor. Ama yönetimin genişleyen alanla birlikte yaygınlaştırılması ve bugün olduğu gibi merkezden yönetime bağlanmaması ilk koşuldu. Hatta, her ne kadar yasa içinde olmayacaksa da örgüt şeması içinde bazı belediye başkanlarına bu görevin verilmesi fikri hakimdi. Belediyedeki işleri ise yine mevcut genel sekreterlik ve kademeler sürdürecekti. İZSU, ESHOT yine tek merkezde ve yönetimde değil, sorunların en iyi şekilde tespiti ve çözümü için de yaygınlaştırılacaktı. Kısacası Büyükşehir yeniden dizayn edilecekti.Tabi, bu konuda şimdi "yapacaktı veya düşünmemişti" şeklinde tartışma olabilir. Çünkü, bazı konuşulanlar iki kişi arasında olduğu ve biri de aramızda bulunmadığına göre, belki bu yayın sonrası herkes bir şey söyleyecektir. Ama önemli değil, İzmir için önemli olan vaktin kaybedilmemesidir. Çünkü kaybedilen vaktin eşiti, kentin kaybedilmesidir. Yeni örgüt şeması yapılmıştı Polemiğe girmek istemem. Üslubum değildir, böyle de bir niyetim olmaz. Çünkü, herkesin kendine göre bir yoğurt yiyiş tarzı vardır. Yoğurt ağza mı bulaşır, kaşıkta mı kalır, kravatı mı lekeler, yoksa lezzetiyle damakta mı kalır, bu yiyene bağlı. Ben burada rahmetli başkanımızın bugüne kadar konuşulmayan düşüncelerini dile getirmek istiyorum. Örneğin, bir helikopter alınması "olmazsa olmaz" görülüyordu. Hatta belirli kişilerle fiyatı, markası ve kaç kişilik olacağı dahi konuşuldu. Çünkü, genişleyen alanla birlikte fiziksel olarak yetişilmesi mümkün değildi. "Konak'tan Aliağa'ya gidip, Urla'ya geçmek istense tam gün gider" düşüncesiyle helikopterin en sağlıklı ulaşım aracı olduğu düşünüldü. Böylece daha çok insan, yönetici ile birlikte olunacak ve bölgenin sorunları veya yapılan hizmetler daha yakından takip edilecekti. Eğer bir anlam da çıkarılacaksa, bu da önemli bir noktadır. "Hali hazırdaki yönetimin eksikleri, yetersizlikleri var" diye anladım. Bunu mu vurgulamak istiyorsunuz? Toplantı yaptık, belirledik Bunu belgelerle ortaya koymak ve yetkili ağızların açıklaması gerekir. Ne yapılacakların veya neler yapıldığının, ne kadar yol alındığının ölçütünü şöyle ortaya koyabiliriz. 29 Mayıs 2004'te, Başkanlık Projeler Koordinasyon Toplantısı yapılmıştı, katılanlar bellidir. Öncelikle ulaşım ve trafikte olmak üzere yapılanlar ana başlıklarıyla tek tek belirlenmişti. Kentin engellilere göre düzenlenmesinden, otopark politikası oluşturma ve otoparklarda Kentkart kullanımına kadar öngörüler yer almaktadır. 69 ayrı projenin belgeleri var. Kim ne yapacak, ne kadar para harcanacak, hangi yıllara yayılacak teker teker yazılmıştır. "Böyle bir şey yok" diyen olursa ben kendilerine yardımcı olurum. Çünkü bu toplantılarda bulundum. Söylediğim gibi, bunlara bakılır, ne yapıldıysa açıklanır, hem kamuoyu bilgilendirilir hem de değerlendirme yapılma fırsatı yaratılır. Piriştina'dan sonra alınan mesafe ne kadar? İzmir'in 15 Haziran 2004'te yaşamını yitiren efsanevi belediye başkanı Ahmet Piriştina, ikinci ölüm yıldönümünde günboyu çeşitli etkinliklerle anıldı. Büyükşehir Belediyesi'nin organizasyonuyla ilk tören, Piriştina'nın Aşağı Narlıdere Mezanlığı'ndaki kabri başında gerçekleşti. Piriştina'nın eşi Mine Piriştina, ablası Merkim Gülmen, oğlu Levent, kızı Zeynep, gelini Nevda Piriştina, amca oğlu Fatos Piriştina, aile bireyleri, Başkan Aziz Kocaoğlu, ilçe belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, eski Konak Belediye Başkanı Erdal İzgi, Altay'ın eski başkanları Ahmet Taşpınar, Mahmut Özgener, Büyükşehir Belediyesi'nin eski bürokratları, Türk-İş ve DİSK temsilcileri, belediye çalışanları, Türk Eğitim Gönüllüleri'nde eğitim alan öğrenciler, Ege Ordu Komutanlığı'ndan subaylar, tiyatro sanatçısı Rutkay Aziz, kızı Doğa Rutkay, belediye çalışanları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Efsane başkan törenlerle anıldı Rutkaz Aziz yaptığı konuşmada, "Benim için Ahmet İzmir, İzmir de Ahmet demektir. Ahmet'i yitirdiğimiz gün aslında bir başlangıç oldu. Demokratik ve laik güçler varolduğu sürece, Piriştina'nın da ölümsüzlüğü daha da gelişecektir. Piriştina sadece Mine, Levent ve Zeynep'in kalbi değil, barıştan, demokrasiden yana olan herkesin kalbidir" dedi.Levent Piriştina ise katılanlara kendilerini yalnız bırakmadıkları için teşekkür etti. Dualar okundu, kırmızı karanfilleri kabre bırakıldı. Kabirde, Ahmet Piriştina'nın büyük çerçeveli fotoğrafı, Türk-Eğitim Gönüllüsü çocuklarla birlikte sarmaş dolaş çekilmiş, Karşıyaka Spor Kulübü kaşkoluyla göründüğü fotoğraflar dikkat çekti. Ailesi ile Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Mezarlık dışında taziyeleri kabul etti. Herkesin kalbinde Ardından Narlıdere Belediyesi de Pir Sultan Abdal Parkı'ndaki Ahmet Piriştina büstü önünde tören düzenledi. Üzerinde Ahmet Piriştina'nın resmi basılı tişörlerle, adı Ahmet olan çocuklar, büste karanfil bıraktı. Narıldere Belediye Başkanı Abdül Batur, "Hiçbir şey bize Ahmet Başkan'ı unutturamaz" dedi. Daha sonra Konak Belediyesi'nin Doğal SİT Parkı'nda düzenlediği tören yapıldı. Kentin çeşitli yerlerinde Piriştina'nın ruhuna lokma döküldü. Gece de Efes Antik Tiyatro'daki Uluslarası İzmir Festivali'nin açılış konseri Piriştina'ya ithafen gerçekleştirildi. Ahmetler ağlattı