Ege Toplar, tüfekler, tanklar yapmak istedi Mona Lisa'yla dünyaları değiştirdi

Toplar, tüfekler, tanklar yapmak istedi Mona Lisa'yla dünyaları değiştirdi

29.01.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Toplar, tüfekler, tanklar yapmak istedi Mona Lisayla dünyaları değiştirdi

Oysa bunu hesaplayıp çizenler de var.Tıpkı Da Vinci gibi..."Altın oran" dediğimiz dikdörtgenin tüm açılarını aldığınızda ortada bir boşluk kalır.Bunu Da Vinci'den, 300 yıl önce yaşamış adaşı Fibonacci de ortaya koymuş.Onun ortaya attığı formülle Da Vinci'nin resimlerinde kullandığı matematiksel formül birbirini tutuyor.Bir dikdörtgen çiziyorsunuz, sonra onun içine bir üçgen ve yüzü, saçları yerleştirmeye başlıyorsunuz.Bir başka gerçek de portreleri ortadan ikiye ayırdığınızda, çizginin bir gözün üzerinden geçmesi.Bu Mona Lisa'da da var ve size hareket ettiği izlenimi veriyor.Vinci'nin tamamen kendisinin yaptığı yedi resim var."Resim yapmak ona çok kolay geldi" diyorlar.O yüzden de hep zor şeylerle uğraşmış.Bir işe başlar; ortaya çıkarır, sonra diğerine geçermiş.Yani hep yeni şeylerin peşinden koşmuş.Hatta Mona Lisa'nın bile bitirilmemiş olduğu söyleniyor.Da Vinci makas, tanklar, bisiklet birçok şey icat etmiş.* * *Bütün bunları "Matematik ve Mona Lisa: Leonardo da Vinci'nin Sanatı ve Bilimi" adlı kitabın yazarı ABD Mary Washington Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Atalay'dan öğreniyorum.Da Vinci, 1480 senesinde Fatih Sultan Mehmed tarafından davet edilmiş.Hatta o yıl Da Vinci, Milano'daki bir düke mektup yazmış, "Toplar, tüfekler, tanklar, seyyar köprüler yapabilirim..." diye iş istemiş.Fatih Sultan Mehmet'in daveti ile ilgili elde belge yok.Ama II. Beyazıd'a yazılan bir mektup var.Mektupta Haliç'e bir köprü ve Boğaziçi'ni birleştirecek dubalı bir köprü inşa etmek istediğini yazmış.Askeri danışman olarak görev yapıp surlar, yeni silahlar yapmak istediğini söylemiş.Mektubunu, "Resim de yaparım..." diye bitirmiş.Atalay, "Herhalde o zaman Osmanlı'nın bunlara ihtiyacı yoktu. Da Vinci'nin iş başvurusu kabul edilmedi..." diyor.* * *Kimbilir...Da Vinci İstanbul'da olsaydı, Türkiye'nin diğer kentlerini dolaşsaydı.Farklı eserler ortaya çıkabilir miydi?Sistemler, kurumlar çok önemlidir.Ama beni ilgilendiren bazı insanların o sisteme, o kurumlara yüklediği anlamdır.Ben buna yürekten inanırım.İnsanlar isterlerse birçok şeyi değiştirebilir.O yüzden Da Vinci'nin mektubuna Osmanlı'nın yanıt vermesini isterdim.Ne kadar doğru bilinmez, ama Leonardo Da Vinci'yle ilgili hemen her gün yeni bir iddia ortaya atılıyor.En sonuncusu Da Vinci'nin otomobilin de mucidi olduğuydu.Üstelik bu iddia, NASA'nın Mars'taki aracı Spirit'i üreten mühendislerin de destek verdiği bir çalışmayla kanıtlandı.Da Vinci'nin meşhur el yazmalarındaki (Codex Atlanticus) 812 numaralı sayfayı mercek altına alan İtalyan akademisyen Carlo Perdetti ve ABD'li robot teknolojisi uzmanı Mark Rosheim, ürettikleri aracı, İtalya'nın Floransa kentindeki Tarih ve Bilim Müzesi'nde sergiledi.Petrol yerine zemberekle çalışan araç, tıpkı oyuncak arabalar gibi arka tekerlekleri kurulduğunda metrelerce yol alıyor. * * *Uzmanlar, sürücü bölümü olmayan tahta aracın, Rönesans dönemindeki ünlü festivallerde, halkı hayrete düşürüp eğlendirmek için tasarlandığı görüşünde. Ne var ki o günlerden günümüze kalan tek bir örnek yok.Floransa yakınlarında doğan Da Vinci ardında uçan makineler, helikopterler, denizaltılar, tanklar ve bisikletlere dair yüzlerce eskiz bırakmıştı.Dan Brown ve tarih araştırmacıları Da Vinci şifresini çözmeye çalışıyorlar.Leonardo Da Vinci, tablolarına, hangi şifreleri, keşfedilmek üzere yerleştirmişti.Matematik hayatının her alanında mıydı?Ne dersiniz, II. Beyazıd bir büyük fırsatı mı tepmiş oldu acaba? Çoğu ressam çalışırken ne çizdikleri dalların sayısına bakarlar, ne de açıları hesaplarlar. Şu sözü çok severim."Matematiğin yüzde 50'si formül, yüzde 50'si kanıt, yüzde 50'si de hayal gücüdür."Hep şuna inanırım.Bilim matematiği kullanır.Müzik, resim, mimari matematikten faydalanır.Ama...Hayatı matematikle açıklayamazsınız.Bilimde iki kere iki dört ederken; hayatta bazen üç, bazen beş edebilir.Hayat matematik değildir.Öyle olsaydı, bazı şeyleri çok önceden öğrenebilirdik.Belki de yaşam çok da sıkıcı olurdu, biraz da dayanılmaz.Hayatta sürprizler olmalı; insanları değişime itecek olaylar, insanlar olmalı...Hayat matematik olsaydı, hayal gücü olmasaydı...Ne yapardık sonra...Gerçeği arıyorsanız harflere başvurun, sayılar bu konuda size yardımcı olamayabilirler. dsipahi@milliyet.com.tr Hayat matematik değildir