Ege Türkiye için fırsatlar

Türkiye için fırsatlar

13.01.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Türkiye için fırsatlar

Japonya uzun bir aradan sonra büyümede olumlu bir performans gösterdi. Finansal krizler, WTO görüşmelerindeki tıkanma, enerji fiyatları, iç ve dış borçlanma ve işsizlik dalgası ile birleştiğinde hemen her ülkede ekonomik travmalar yaratan uzun bir süreç acaba geride mi kaldı?2006 ile başlayan yeni bir beş yıllık perspektifte Dünya ekonomisinde büyüme, istihdam, ticaret ve yatırım dengesi acaba nasıl kurulacak?Ve hepsinden önemlisi dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olan Türkiye, bu ligdeki yerini koruyabilecek mi ve hatta daha üst sıralara tırmanabilecek mi?Yoksa hızla puan kaybederek ikinci kümeye mi düşecek?* * *Bütün bu soruların yanıtını aslında Türkiye'den başkası veremez.Bunun için uluslararası politika, dünya liderliği tartışmaları ve ekonomi-teknoloji gibi konulardaki kritik yönelimlere dikkatle bakmak gerekiyor. Dünya siyaseti ve ekonomisi yeni aktörler tarafından nasıl yönlendirilecek? Çin tehdidi gerçekten bir tehdit mi?Yoksa bir değerlendirme hatası mı yapılıyor?Çünkü, her tehdit aynı zamanda bir fırsatın da kapısını aralıyor.2005 yılını yüzde 9.8 gibi göz kamaştıran bir büyüme performansı ile kapatan Çin'in GSYİH'sı 2 trilyon ABD doları olarak bir önceki yıla nazaran 285 milyar dolar arttı.Bu sonuçlarla Çin, İtalya'nın yerini alarak dünyanın altıncı büyük ekonomisi oluyor.* * *Çin yatırım modundan tüketim moduna geçiyor.Dev artık tüketmeye de başlıyor.2005'deki yüksek oranlı büyüme iç tüketimin patlaması ile açıklanıyor.Çin'in tüketim potansiyelinden Türkiye önemli bir pay alabilir.OECD ortalamalarının altında bir büyüme performansı gösteren AB ise bu gelişmeler karşısında istenen kritik hamleyi yapamıyor.Bu konu Türkiye'yi doğrudan ilgilendiriyor.Çin ve Japon ekonomisi ile bağlantıların güçlendirilmesi Türkiye'nin AB karşısındaki konumunu da güçlendirecektir.Finans boyutuna gelince...Bundan önce gelişmiş ülkelerin kendi aralarında oynadıkları bir oyun olan yabancı sermaye akımları artık gelişmekte olan ülkelere doğru yön değiştirmektedir. Bu eğilim belki biraz uzun zamanda etkisini gösterecektir.Bu ülkelerin önemli bir kısmında ekonominin serbestleşmesi yolunda atılan adımların henüz istenilen boyutlarda olmaması bu konuda hayli yol alan Türkiye için bir başka fırsattır. * * *Türkiye'nin küresel rekabet senaryolarının satır aralarını çok iyi okuması, ekonomik ve sosyal politikalarına yansıtması gerekiyor.Çok boyutlu, çok şıklı ve rasyonel bir politikalar seti oluşturmamız gerekiyor. Türkiye önümüzdeki on yılda atacağı akıllı adımlarla dünyanın ilk on ekonomisi içinde yer alabilir.Bu kesinlikle çok iddialı bir öngörüm olarak değerlendirilmemelidir. ege@milliyet.com.tr Ekonomik krizlerin ardından tüm OECD üyesi ve üye olmayan ülkelerde hızlı bir büyüme dönemi yaşanıyor.