Ege Yazık oluyor gülüm

Yazık oluyor gülüm

22.12.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Yazık oluyor gülüm

Sonra nedense dilime "Karşıyaka da İzmir'in gülü' şarkısı takıldı. Kendi kendime mırıldanırken sanatta, edebiyatta, bilimde, politikada, iş aleminde Karşıyaka'dan çıkmış ünlüler uzun bir liste halinde aklımdan geçti. Mesela kısa bir süre önce yaşama veda eden Attila İlhan bunlardan biriydi. Sonra elim, yazarının imzalayarak bana gönderdiği bir kitaba gitti. Adı "İzmir Karşıyaka'dan dünyaya." Yazan: Atilla Karaosmanoğlu.Türkiye değerini ne kadar bilebildi bilmem ama Atilla Karaosmanoğlu'ndan bütün dünyanın çok yararlandığı anılarını yazdığı kitabından anlaşılıyor. Bakın ne diyor Atilla Karaosmanoğlu: "Türkiye'de iki defa, istenmeyen ve kendine üniversitelerde iş verilmeyen insan durumuna düştüm. Fakat aynı Türkiye, hiç iltimas olmadan bana 28 yaşımda Devlet Planlama Teşkilatı kanun tasarısının hazırlanmasında büyük bir rol oynama imkanı vermiş. 1971'de başbakan yardımcılığına getirmişti. Bu iki tecrübe bana Türkiye'de yapısal değişimin çok güç olacağını göstermişti."* * *İşte yukarıdaki satırların yazarı Karaosmanoğlu, Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı'na kadar yükselmiş Türk bir ekonomist ve Karşıyakalı. Ve şimdi sıkı durun.Bugün büyüme rekorlarıyla dünyaya parmak ısırtan Çin var ya; bugünlere gelirken Karaosmanoğlu'nun bilgisinden, yaratıcı zekasından en fazla yararlanmayı bilen ülkelerden biri olmuş. 1990 yılında Çin hükümeti Devlet Reform Komisyonu Başkanlığı'nı teklif etmiş Karaosmanoğlu'na.On beş yıl önce atılan temellerin bugün Çin'i nerelere getirdiğini görüyoruz.Ankara İlkokulu ve Karşıyaka Lisesi mezunu Karaosmanoğlu'nun kitabında hem İzmir'in bir dönemini hem de Türkiye'nin çok özel olayların birebir tanığı pek çok kez de aktörü olmuş birinin kaleminden okumak büyük bir keyif. Dudaklarımda "Karşıyaka İzmir'in gülü", aklımda bu güzelliğe leke sürerek dünya aleme rezil eden bir avuç kendini bilmezin yaptığı ve cezasız kalan baskın, bu ülkenin hallerine şaşmaya devam ediyorum. Geçen hafta Avrupa Birliği'nin önde gelen haber kanalı Euro News'e gözüm takıldığında kahroldum. Fanatiklerin Ege TV baskınını veriyordu ünlü Avrupa kanalı. Hem de ne vermek. Saat başı değil neredeyse 10-15 dakikada bir döndürülüp döndürülüp o utanç verici görüntüler geliyordu ekrana. Dünyada belki bir başka benzeri görülmeyen haber kucaklarına düşmüş TV yöneticileri görüntüleri sürekli veriyordu. İzmir'in simgesi incir narin bir meyvedir. Tazeyken kolayca eziliverir.Taşınırken, ambalajlanırken, çuvallanırken ayrı bir özen ister.Atalarımız, aklı dilinin ucundakiler olmayacak hatalar yapıp onca emeğe zarar verdiği zaman "Bir çuval inciri mahvetti" diye boşuna dememiştir.Başbakan Erdoğan İzmir gezisinde aklından geçeni (Gavur İzmir) öyle bir söyledi ki herkes şaştı kaldı. Herhalde AKP'nin seçimlerde başarılı olamadığı az sayıdaki yerden birinin İzmir olması Başbakan'a hayli dert olmuş.Ben gavurluk, milliyetçilik tartışmalarına girmeyeceğim. Ama laik değerlere sahip çıkan, Müslümanı, Hıristiyanı, Musevisiyle çok renkli bir mozaik olan İzmir'in bu güzel özelliği için kötüye yorumlanabilecek ifadeler kullanmak bir Başbakan için büyük bir hata.Seçim çanlarının sesi uzaktan gelmeye başlarken yapılan böyle bir hata ise bir çuval inciri mahvetmekten başka bir şey değil. Bir çuval incir Ekonomi basınında çok zaman geçirdiğim için ekonomide ve bence bir o kadar da siyasette ağırlığı olan TÜSİAD'ı (Türk Sanayici ve İşadamları Derneği) yıllardır yakından takip ederim. Cumhurbaşkanı Sezer'in TÜSİAD toplantısına katılması kanımca çok önemli bir işaret.Türkiye'de dengelerin yeniden kurulması için bazı adımların atılmaya başladığı anlaşılıyor. Toplantıda Mustafa Koç'un, Van Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın'a uygulananları dile getirmesi ise özellikle AKP'nin çok ciddiye alması gereken bir mesaj. AKP iktidarında belediyeler, il ve ilçe teşkilatları eliyle laik Türkiye için tehdit oluşturabilecek boyutlara varabilecek girişimlerde bulunuluyor. İçkide kırmızı bölge, helal et standardı gibi girişimler bunlardan bazıları.Kadrolaşma ise bugüne kadar hiçbir hükümet döneminde görülmeyen boyutlara ulaştı. Fazla uzağa değil Aliağa'ya kadar gidip bakın. Siyasetle hiçbir ilgisi olmayan 20-30 yıldır işinin uzmanı olan teknik personel bile kızağa çekiliyor. İnananlar, inanmayanlar mantığıyla yapılan kadrolaşmanın dev kuruluşları ne hallere getireceğini hep birlikte bir süre sonra göreceğiz. Yaptıklarından hesap sorulmayacağını sananlar ise batık bankacıların, anlı şanlı işadamlarının ve profesyonel yöneticilerin başlarına gelenleri akıllarından hiç çıkarmasınlar. stursen@milliyet.com.tr Sezer, TÜSİAD ve Aliağa