Zafer inananlarındır

Bülent Buda: Kappel’in muhteşem solu ile genç Kazımcan’ın iki haftalık çıkışının karşılığı, o birinci sınıf vuruşu gol olmalıydı. Takımın bütün olarak istekli, iştahlı, tutkulu oyun alanı devinimleri haliyle tribünleri de arkalarına almalarını olanaklı kıldı. Lakin yine de yeni Alsancak Stadı’nda o coşkulu taraftar, hala bir galibiyet sevinci yaşayabilmiş değil. Bu bağlamda temel sorunu göz ardı etmeyelim. Altay’ın ligde barınabilmesinin ön koşulu, öncelikle kendi alanında oynayacağı maçları kazanabilmesiyle ve de dış sahalardan toplayacağı puanlarla olası. Takım koşuyor, yarışıyor elbette. Lakin maçlar da gollerle kazanılıyor. Bir hafta önce Göztepe karşısında baskı altında oynamalarına karşın 2 gol çıkardılar, maçı kopardılar. Rize karşısında da iyimser olabileceğimiz görüntüler, eylemler var. Ama sonuçta kazanılan 1 puan mı, ya da kaybedilen 2 puan mı değerli? Rakibi karşısında topa sahip olma yüzdesi 65’e 35. Açık ara öndeler. Lakin skor tabelasında eşitlik yazıyor. Bu sorun aşıldığında ve de gol bölgelerinde daha üretken bir yapıya dönüşüldüğünde Altay için geleceğe umutla bakmamızın eteğe kemiğe bürünmüş halini görebileceğiz.

Fatih Tanfer: Altay-Rizespor müsabakası futbol adına heyecan ve temponun üst düzeyde olduğu bir maçtı. Altay takım halinde başarılı bir performans sergiledi. Ön alanda baskı yaptı. Birebir adam odaklı markaj uyguladı. Tek eksikleri orta alandan hücuma gerekli desteğin gelmemesiydi. Maç içinde Kappel’in ve Kazımcan’ın şutlarının direkten dönmesi büyük şanssızlıktı. Maçın bilhassa ikinci yarısında pres yoğunluğunu artırdı. Rakibini top kaybına zorladı. Takım halinde beraber hareket ettiler. Rizespor kendi alanından çıkmakta bile zorlandı. Her oyuncunun bireysel performansı üst düzeydeydi. Altay’ın düzlüğe çıkması için 3 puanlara ihtiyacı var. İnanıyorum ki Serkan Hoca’nın doğrularda ısrarı başarıyı getirecektir. Ancak tek eleştirim son bölümde yapılan değişikliklerin biraz daha erken olmasıydı. Bunun gerekli olduğunu düşünüyorum.

Mehmet Demirtaş: Teknik adamların işi yalnızca oyunu kurgulamaktan ibaret değildir. Onlar aynı zamanda iyi bir kamp sürecini, soyunma odasını, antrenmanları inşa ederler. Çünkü bir takımın en önemli parçalarıdır bunlar. Serkan Özbalta öncesi Altay’daki en büyük eksikliklerden bir tanesi kuşkusuz bu konuydu. Sahaya baktığımızda teknik ve de taktik konularından önce takım içindeki uyumu ve iletişimi hissetmeye başladık. Pas yüzdeleri artarsa, çevre kontrolü öncekine kıyasla daha iyi yapılıp taktiksel yoğunluğun altı çizilirse bireysel performanslar da ortaya çıkacaktır. Ve de Alsancak’taki ilk zafer sonrası “Evimiz” dedikleri bu mabette kendi kimliklerine, benliklerine ulaşacaklardır.

Eksikler dönüyor

Spor Toto Süper Lig’de cumartesi günü deplasmanda Beşiktaş’la karşılaşacak Altay’da Cesar Pinares, Ahmed Yasser Rayan ve Serge Aka’nın takıma katılması yüzleri güldürdü. Kasığındaki ağrıları nedeniyle Çaykur Rizespor müsabakasında riske edilmeyen forvet arkası Pinares ile dizindeki sakatlık nedeniyle 6 haftadır kadroda yer almayan ön libero Aka iyileşirken, eşinin rahatsızlığı nedeniyle ülkesine giden Rayan da İzmir’e döndü.

Zeren’in spor koleksiyonu Karşıyaka’ya devredildi

Türkiye’nin önde gelen spor hekimlerinden olup 3 yıl önce tedavi gördüğü mide kanseri nedeniyle 71 yaşında hayatını kaybeden Bülent Zeren’in oluşturduğu spor koleksiyonu, 25 seneyi aşkın süre gönüllü doktorluk hizmeti verdiği Karşıyaka Spor Kulübü’ne devreldildi. Aynı zamanda Karşıyaka Spor Adamları Derneği’nin başkanı olarak yıllar boyunca kulüp tarihiyle ilgili topladığı eşyalar, dokümanlarla Karşıyaka Spor Tarihi Müzesi’ni oluşturan Zeren’in eşsiz koleksiyonu, oğlu Can Zeren tarafından yeşil kırmızılı kulübe teslim edildi.

Göztepe ateşle dansta

Spor Toto Süper Lig’de Göztepe, 2 hafta üst üste aldığı kötü sonuçların ardından düşüşe geçti. Sarı kırmızılıları değerlendiren yazarlarımız, “Göz Göz tehlikeli sularda kulaç sallıyor. Seçenekli oyuncu topluluğuyla puan sıralamasında yerleştiği yer örtüşmüyor” dedi

Bülent Buda: ‘Alanda 11 kişiyseniz eksik sayılmazsınız’ denir futbol oyununda. Bir futbolcu eskisiyim. Bu yaklaşıma da katılmıyorum. Bu ligde orta alanda maksimum düzeyde top kazanmakla ve de müthiş savaşçılığıyla öne çıkan Obinna yoksa oradaki boşluk da derinden duyumsanıyor. Savunmada yüksek topları karşılamada öne çıkan Atınç’ı da bu yoruma katabiliriz. İleri uçlarda Ndiaye hatta Jahovic söz gelimi maçın bitimine doğru Hatayspor üzerinde oluşturulan baskı, pozisyonlar, final vuruşları ile ünlü bu ikilinin alanda olduğunu varsaysak, skor tabelası maçın bitiminde ne gösterirdi acaba? Bir soru da kafaları kurcalıyor bu oyunda. Kendi halinde giden bir tempoda 2 hızlı girişimle 2 gol yiyorsunuz ve de ardından vites yükseltiyorsunuz. Çoğunlukla da yetmiyor bu başkaldırı. Bu aşamada hakkını yemeyelim Di Santo’nun direkte patlayan vuruşu birinci sınıftı. İşte tam da bu aşamada yorumlamakta zorlandığım bir hamle. Di Santo 89’da oyundan alınıyor. Oyuna genç Ege giriyor. Bırakın da bitirsin şu oyunu. Adam atmak istiyor. Ne yapar ki Ege uzatmalarla birlikte 5 dakikada? Kasları bile ısınmaz. İşimiz ne öğüt vermek ne de mavi boncuk dağıtmak. Göztepe son 2 yenilgiyle tehlikeli sularda kulaç sallıyor. Bu denli seçenekli oyuncu topluluğuyla puan sıralamalarında yerleştiği yer örtüşmüyor. 

Fatih Tanfer: Göztepe Hatay deplasmanında bilhassa ikinci yarıdaki oyunuyla hak etmediği bir mağlubiyet yaşadı. Göztepe’nin bence temel oyuncuları defansta Atınç ve Arslanagic, orta sahada Türkiye’nin en çok top kazanan oyuncusu Obinna, hücumda da Jahovic ve Ndiaye’nin eksiklikleri hissedildi. Yerleşim hataları yüzünden büyük aksamalar oldu ve ilk yarının bitiminde 2 golü kalesinde gördü. İkinci yarı futbol adına heyecan ve temponun üst düzeyde olduğu bir maçtı. Takım halinde iyi oynadılar. Kaptan Halil ve kaleci İrfan Can’ı özellikle tebrik ediyorum. Halil hızlı ve agresifti, kaleci İrfan Can ise harika kurtarışlar yaptı. Halil durumu 2-1’e getirdikten sonra Di Santo, 77. dakikada bomboş topu kaçırdı. 81. dakikada şutu direkten döndü. Sonuçta da maalesef kaybedilen 3 puan vardı. Emeklere yazık oldu. 

Mehmet Demirtaş: İlk yarı ile ikinci yarı gece ile gündüz arasındaki fark kadar açık. İlk yarıda yokları oynayan Göztepe, eksiklerinin de getirdiği olumsuz tabloda pek bir varlık gösteremedi. Özellikle ileride top tutma kabiliyetlerinden yoksun bir şekilde pas trafiğini istenilen kıvama getiremedi. Bence en önemlisi savunma merkezinde yaşanan alan ve adam paylaşımındaki sorunlardı. Rakiplerine bu kadar alan verilmesi onların oyununu kabul etmek demekti. İkinci yarıyla maça tutunan ve ortak olan sarı kırmızılılar, Halil’le farkı eritti, gerisini getiremedi. 2 haftadır altın tepside sunulan fırsat da itilmiş oldu. Önlerinde zorlu bir fikstür bulunuyor. Düşme potasındaki rakiplerinin sonuçlarına bakmadan önce Göztepe gibi oynayıp artık sonuca gitmek gerekiyor.

Pınar KSK kupa mesaisinde

ING Basketbol Süper Ligi’nde son 3 maçını kazanarak ilk 4 sıra içinde yer alan Pınar Karşıyaka, Bitci Türkiye Kupası’nın çeyrek final mücadelesinde bugün Anadolu Efes’e konuk olacak. Sinan Erdem Spor Salonu’nda saat 20.30’da başlayacak karşılaşmayı kazanan taraf adını 18-20 Şubat tarihleri arasında Bursa’da düzenlenecek Dörtlü Final’e yazdıracak.