Eğitim Psikiyatri alanında ‘en etkili’ bilim insanı

Psikiyatri alanında ‘en etkili’ bilim insanı

18.12.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Psikiyatri alanındaki araştırmalarıyla 5 yıldır Web of Science Yüksek Atıflı Bilim İnsanları Listesi’ne giren Doç. Dr. İbrahim Emre Bora, bu yıl da listede yer alan tek Türk akademisyen oldu. Bora, son dönemde şizofreni ve bilişsel sinirbilim çalışmalarıyla adından söz ettiriyor.

Psikiyatri alanında ‘en etkili’ bilim insanı

 

Akademik başarının en önemli göstergelerinden biri araştırmacının yazdığı makalelerin yüksek atıf alması. Türkiye’deki birçok akademisyenin uluslararası yayını bulunuyor ancak yüksek atıf alanların sayısı, yapılan çalışmalarla doğru orantılı değil. Öyle ki akademik dünyada her yıl heyecanla beklenen 2020 Web of Science Yüksek Atıflı Bilim İnsanları Listesi’ne (The Highly Cited Researchers List) Türkiye’den sadece bir akademisyen girmeyi başardı.

Haberin Devamı

Avustralya’dan aldığı ödülle 10 yıl Melbourne Üniversitesi’nde çalışmalar yapan, 2016’da Türkiye’ye dönerek Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı ve DEÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü Sinirbilimler Anabilim Dalı’nda Öğretim Üyesi olan Doç. Dr. İbrahim Emre Bora, son 5 yıldır girdiği listede, bu yıl da yer aldı. Çalışmalarını şizofreni ve bipolar bozukluk olmak üzere psikiyatrik hastalıkların erken tanısı konusunda sürdüren Bora, yüzde 1’lik dilimdeki yüksek atıflı makaleleriyle listeye girmeyi başardı. İbrahim Emre Bora’ya yaptığı araştırmaları ve akademik alanda hedeflerini sorduk. İşte cevaplar...  

Beyne odaklandı

- Psikiyatri ve sinirbilim alanlarındaki çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?

Haberin Devamı

Klinik araştırmacı kimliğimle ağırlıklı olarak şizofreni ve bipolar bozukluğun (manik-depresif) doğasını anlamaya yönelik araştırmalar yapıyorum. Son yıllarda, özellikle bu bozuklukların farklı tiplerini gençlerde erken evrede tanımak, hastalığın seyrini öngörmek ve kişi çok fazla kayba uğramadan müdahale etmekle ilgili araştırmalara odaklanıyorum. Bu amaçla bölümümüzde Psikiyatride Erken Tanı ve Nörogelişim Polikliniği’ni kurduk. Dünyada son yıllarda öne çıkan, kişiselleştirilmiş ve öngörücü tıp yaklaşımı gerektiren bu alan Türkiye’de henüz emekleme aşamasında. Erken tanı alanında var olan çalışmalar büyük oranda gelişimi tipik olan gençlerde yapılmakta. Halbuki, otizm spektrum bozukluğu ve velokardiyofasiyel sendrom gibi farklı genetik sendromları olan, beyin gelişimi atipik olan bireylerde gençlik yıllarında psikotik ve bipolar bozukluk gelişimi riski belirgin derecede artmıştır, bu durum gözden kaçmakta. Bu nedenle, bu alanda çalışmalara yöneliyoruz.    

Şizofreni ve bipolar bozuklukların ciddi mesleki ve sosyal işlev kaybına yol açan, ailelerde belirgin sıkıntı oluşturan ve toplumsal sonuçları olan rahatsızlıklar olması ve standart tıbbi modelin yetersiz kalabilmesi nedeniyle bu konuya ilgil duydum. Bilişsel sinirbilimci olarak, farklı psikiyatrik ve nörolojik hastalıklarda gözlenen nörobilişsel ve sosyal bilişsel bozuklukları incelemeye ve bu bozuklukların beyin yapısındaki ve fonksiyonundaki gelişimsel veya sonradan oluşan anormalliklerle ilişkisini araştırmaya odaklanıyorum. Bu alanda çalışmamın nedeni, Tıp Fakültesi’nin 2. sınıfından itibaren beynin gizemine büyük ilgi duymam.

Haberin Devamı

Psikiyatri alanında ‘en etkili’ bilim insanı

Erken tanı önemli

- Hangi çalışmanızla 2020 Web of Science’da listeye Türkiye’den giren tek akademisyen oldunuz?

Web of Science’ın ilgili listesi, belirlenen 21 bilim dalında, dünyada kendi alanına son 10 yıldaki çalışmalarıyla en çok etkisi olan bilim insanlarını seçiyor. Bunu yaparken akademisyenlerin kaç tane makalesinin yüksek atıflı (Yüzde 1’lik dilimde) olduğuna bakılıyor. Bu listeye girmek, üniversitenizin Dünya Üniversiteleri Akademik Sıralaması’ndaki (ARWU) yerini belirgin şekilde etkiliyor. 2016’dan beri, aralıksız olarak bu listeye girmekteyim. Atıf sayısına göre alanında yüzde 1’lik dilimde olan ve alana belirgin etkisi olan makalelerim duygudurum bozukluklarında ve şizofrenide nöropsikoloji, zihin kuramı ve beyin görüntüleme alanlarındaki çalışmalarıma dayanıyor. Yüzde 1 düzeyinde atıf alan makaleler yazmak, Türkiye’de bilim insanlarımız arasında çok sık görülmüyor. Örneğin, YÖK üniversitelerimizin performansını değerlendirirken yüzde 10’luk dilime giren makaleleri yüksek atıflı sayıyor.           

Haberin Devamı

- Hedefleriniz neler? 

Önümüzdeki yıllarda, psikotik ve afektif hastalıklarda meslektaşlarımla hem hizmet hem bilim odaklı çalışmalarımızı sürdürmeyi hedefliyorum. Pandeminin bitimiyle aile odaklı terapi, bilişsel rehabilitasyon gibi psikososyal girişimleri psikotik hastalıkların ve bipolar bozukluğun erken evresinde hizmet olarak sunmak için hazırlanmaktayız. Kısa-orta vadede, üniversitemizden ve devletimizden almayı umduğumuz destekle, Gençlerde Ruhsal Hastalıklara Erken Müdahale Uygulama ve Araştırma Merkezi kurulmasına öncülük, en önemli hedefim.

Türkiye’ye dönmemdeki motivasyonlarımdan biri bu alanda dünyadaki gelişmeleri ülkemize uyarlamak ve erken tanı ve tedaviye yönelik yenilikçi paradigmaları bu ortamda yapılacak araştırmalarla geliştirmekti. Bilişsel sinirbilimci kimliğimle, üniversitemizin Sinirbilimler Anabilim Dalı’nda, dünyayla rekabet edebilecek bir Sosyal Afektif ve Bilişsel Sinirbilim Laboratuvarı kurmayı hedefliyorum. Ayrıca üniversitemizin Sinirbilimler Bölümü’nün, yurt dışı örneklerinde olduğu gibi kapsamlı ve kendi öğretim üyesi kadrosu olacak şekilde gelişmesine katkıda bulunmayı umuyorum.

Haberin Devamı

Avustralya’dan Türkiye’ye döndü

- Projelerinizle ilgili bilgi verebilir misiniz? 

2006’da Avustralya Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Endeavour ödülüyle Melbourne Üniversitesi’ne çalışmalar yapmak için gittim. Burada, 10 yıl çalışmalarımı sürdürdükten sonra 2016’da TÜBİTAK BİDEB yurda dönüş programıyla Türkiye’ye döndüm. Uzmanlık eğitimimden başlayarak, araştırmalarımla kongrelerden, şizofreni ve bipolar bozuklukla ilgili örgütlerden çeşitli ödüller aldım. Aktif olan projelerim, şizofreni ve bilişsel bozukluğun farklı evrelerinde yapılan bilişsel sinirbilim çalışmalarını içermekte. Şu sıralar TÜBİTAK 1001 destekli yürüttüğümüz bir projede, şizofreni-bipolar bozukluk spektrumunda erken prognostik belirteçleri çalışmaktayız. Ayrıca, multipl skleroz, hareket bozuklukları gibi nörolojik hastalıklarda, bu alanda çalışan değerli akademisyenlerimizle, sosyal biliş alanında iş birliği yaptığımız çalışmalar sürmekte.