Ekonomi 38 bin çalışanda var, bakanda şifre yok

38 bin çalışanda var, bakanda şifre yok

28.01.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

38 bin çalışanda var,  bakanda şifre yok

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Başbakan Erdoğan ile birlikte, Ak Yatırım'ın düzenlediği Yatırımcı Konferansı sonrasında, Akbank Murahhas Azası Suzan Sabancı Dinçer'in evindeki yemeğe katıldı. Bakan Unakıtan, gazetecilerle yaptığı sohbette, bazı bakanlık görevlilerinin, Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Erdoğan, CHP lideri Baykal ve Genelkurmay Başkanı Büyükanıt da dahil onlarca kişinin vergi bilgilerine usülsüz olarak girilmesi konusunda sürdürülen araştırma ile ilgili soruları yanıtladı. Araştırmanın, Bakanlık Müfettişi Hamza Kaçar veya başka birine yönelik olmadığını belirten Unakıtan, "Bunun kimseyle özel bir ilişkisi yok. Ben konunun kimi ilgilendirdiğine bakmadım. İmzaladım, bakın, araştırın önüme getirin dedim, sonuna kadar gideceğiz" dedi. Maliye Bakanlığı'ndaki 'şifre' depremi günlerdir gündemdeki yerini korurken, Maliye Bakanı Unakıntan, kendisinin bir şifresi olmadığını açıkladı. Bakan Unakıtan, "Benim şifrem yok, bana vermediler" dedi. Sistemi yeniden gözden geçireceklerini ve bazı kişilerin bilgilerinin ayrı tutulabileceğini belirten Unakıtan bu konudaki çalışmaların devam ettiğini söyledi.Sisteme giriş şifrelerinin görev gereği kullanılması gerektiğini ancak başka amaçlarla kullanıldığının tespit edildiğini anlatan Bakan Unakıtan, "Mesala benim bir şifrem yok. Bana vermediler" dedi. Bilindiği gibi 20 bine yakın bilgisayarın bağlı olduğu sisteme girmek için 38 bin civarında Maliye görevlisinin şifresi bulunduğu belirtilmişti. 'Bana vermediler' Unakıtan, akşam yemeğinde Akbank Murahhas Üyesi Özen Göksel'in kayıtdışılığı gündeme getirmesi üzerine bu konuda birçok açıdan çalışma başlatıldığını, hedeflerinin kayıtdışılık oranını yüzde 10 - 15'lere çekmek olduğunu belirtti. Unakıtan bu kapsamda kredi kartıyla alışverişlerin belgesi olan sliplerin fiş yerine geçmesine dönük bir çalışma yürüttüklerini söyledi.Bu, bankaların POS ağının Gelir İdaresi'ne bağlanması ve idare tarafından izlenebilmesi anlamına geliyor. İdarenin ayrıca tüm yazarkasaları da merkezden izlemeye dönük bir projesi bulunuyor. Böylece harcamalar merkezden anında izlenebilecek, vergi denetimi çok daha etkin ve hızlı yapılacak. 'Slip fiş sayılacak Kızının evindeki akşam yemeğine katılan Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Erol Sabancı, Halk Bankası ile ilgili sorular üzerine şöyle dedi:"Alacak olan, bir bankanın neyine bakar? Pasifine bakacağız. Mevduatı kaçla toplamış? Pahalı toplamışsa ne yapayım ben öyle mevduatı?... Aktiflerine bakacağız. Ne kadar batık kredisi var? Şubelerine bakacağız. Akbank'ın 700'den fazla şubesi var. Bizim şubelerimiz, onunkiler nasıl dağılmış? Personeline bakacağız. İnsan kaynakları nasıl? Kişi çıkarmamız gerekiyor mu? Bunun maddi ve manevi yükü var. Halk Bankası'nı almak istiyorum diyenin 4 - 5 milyar doları nınolması lazım. Yoksa istiyorum demenin çok anlamı olmaz. Biz sadece bilançoyu büyütmek için bakmayız. Bilançoyu büyütmek marifet, ama büyük marifet değil. Alayım, büyük banka olayım. Birleştirince kârlılık nereye geliyor, bakacağız. Onun için Halk Bankası ile ilgili sorulduğunda ben bakıyoruz, bakacağız diyorum."Erol Sabancı, Akbank'ın yüzde 20'sinin Citibank'a satılması ile ilgili olarak da alışverişten tarafların memnun olduğunu belirtti. Sabancı, "Onun da hissedarlarına karşı sorumluluğu var. Bakanın kârlı olması lazım. Yoksa onun hissedarları sorarlar, bu işe niye girdin? Bizim için de öyle. Bize de sorarlar niye sattın?" diye konuştu. Erol Sabancı: Büyük bilanço büyük marifet demek değil Suzan Sabancı Dinçer'in evindeki davete katılan Sabancı Holding Başkanı Güler Sabancı, bir süre önce, Türk basınından gelen taleplere yanıt vermezken sürekli yabancı basına konuşmasıyla ilgili olarak gazetecilerin şikâyetini dinledikten sonra, bunun nedenini şöyle açıkladı:"O işi görev olarak yaptım. O günlerde gündem Avrupa Birliği'ydi. 3 Ekim vardı, 17 Aralık vardı. Dış basında önce bir-iki demecim çıktı. Büyük etkisi olunca başka talepler geldi. Ben de Türkiye'nin pozisyonunu savunmak için görev bildim." 'Yatırımcı, Başbakan'ın aktif politikada kalmasını istiyor' Güler Sabancı, Ak Yatırım Genel Müdürü Berrin Önder'in, yatırımcıların Erdoğan'a, "İstikrar için başbakan kalın" dediğini, Başbakan'ın da "Mesaj alındı" şeklindeki yanıtını kendisine aktarırken, aralarındaki konuşmayı Başbakan'ın fark ettiğini ve "O soruyu Güler Hanım sordurmuştur" diyerek espri yaptığını anlattı. Güler Sabancı'ya, "Sizce Başbakan, Cumhurbaşkanı adayı olacak mı?" diye sorduk. "Bilmiyorum. Ben görüşlerimi daha önce açıklamıştım" dedi. Sabancı, devamla, "En güzel olanı ne olurdu biliyor musunuz? Çıkacaktı, mademki yerlisi yabancısı bu kadar yatırımcı, 'istikrarı yakaladık, başbakan kalın' diyor, 'Aday değilim. Aktif politikanın içinde kalıyorum' demek. Başbakan'ın ne yapacağını bilmiyorum ama böyle yapmasını tercih ederdim" diye konuştu. 'Çıkacaktı ve...' Sabancı, Hrant Dink olayını değerlendirirken de 'delik ayakkabı' görüntüsünün çok etkileyici olduğunu söyledi. Sabancı, "Bu samimiyet göstergesi çünkü. Çok etkiledi. 'Ya bu Ermeni sorunu ile ilgili zaman zaman sert konuşan Hrant var ya' dedi insanlar. Delik ayakkabının yansıttığı samimiyetin peşinden yürüdü. Samimiyet çok önemli şey. Rahmetli amcam, ayakkabıları delik değildi, zengindi, ama samimi olduğu için çok sevildi" dedi 'Delik ayakkabı'

Yazarlar