Ekonomi Bakan Çağlayan: Kriz edebiyatı M.Ö. dönemde kaldı

Bakan Çağlayan: Kriz edebiyatı M.Ö. dönemde kaldı

12.03.2008 - 16:41 | Son Güncellenme:

.

Bakan Çağlayan: Kriz edebiyatı M.Ö. dönemde kaldı

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan,  yapılmak istenen Sosyal Güvenlik Reformunun, emzirme ödeneğinin 50
 YTL’den 203 YTL’ye, cenaze ödeneğinin 242 YTL’den 608 YTL’ye çıkarılması gibi pek çok iyileştirmeyi içerdiğini ifade ederek, "Şimdi bunlar geriye gidişse sormak lazım, arkadaş bu nasıl geriye gidiş? Ya sayı saymayı bilmiyorsunuz, ya hakikaten bunu dejenere ediyorsunuz" dedi.
         Çağlayan, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından düzenlenen 20. Altın Ambalaj Yarışması’nın Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen ödül töreninde yaptığı konuşmada, Sosyal Güvenlik Reformuna
 sendikaların getirdiği eleştirilere tepki gösterdi. "Sosyal Güvenlik Reformu, mezarda emeklilik getiriyor" diyen sendika  yöneticilerine "Allah’tan korkun" diye seslenen Çağlayan, yasa çıktıktan sonra emeklilik için bugün gerekli olan 7 bin iş günü çalışma süresinin, her yıl gün ilave edilerek, ancak 2028 yılında 9 bin iş gününe çıkacağını ve bunun ancak 2028 yılında işe başlayanlar için  geçerli olacağını kaydetti.
         Çağlayan, getirilen yeni düzenlemeyle birçok iyileştirme yapıldığını  kaydederek, şunları söyledi:
         "Ölüm aylığı, Allah gecinden versin memur ailesine bağlanabilmesi için, şu anki mevcut düzenlemeyle 10 yıl çalışma mecburiyeti var. Şimdi bu yasa bunu 5 yıla indiriyor, yarı yarıya. İsteğe bağlı sigortalı olmak için 3 yıl çalışma şartı vardı, bunu kaldırıyoruz. İsteyen uygun şartlarda bugünden primi ödeyecek ve emekli olabilecek. Doğum izni,
 akademik eğitim süresi gibi daha önce hizmet borçlanması getirilmeyen türler için yeni bir borçlanma getirilecek. Emzirme ödeneği 50 lira şu anki sistemde, yeni uygulama ile 203 liraya çıkarılıyor. Cenaze ödeneği, Allah gecinden versin 242 liradan 608 liraya çıkartılıyor. Şimdi bunlar geriye gidişse sormak lazım, arkadaş bu nasıl geriye gidiş? Ya sayı saymayı bilmiyorsunuz, ya hakikaten bunu dejenere ediyorsunuz."
         Yeni düzenlemeyle, işverenin işçisine yaptığı ayni yardımlardan dolayı prim ödeme zorunluluğunun kaldırıldığını, yurt dışı müteahhitlik hizmeti veren firmalar ile bunların çalışanların sigorta emeklilik primleri konusunda yaşadığı problemlerin tümüyle ortadan kaldırıldığını anlatan Çağlayan, şöyle devam etti:
         "Bugün, geliri asgari ücretin üçte birinden az olanların gelen sağlık primleri Hazine tarafından karşılanacak. Soruyorum size nasıl geriye gidiş? Yani ’Geriye gidiş’ diyenlerin hakikaten insafı yok. Türkiye’de doğduğu gün 18 yaşına kadar herkes genel sağlık sigortası kapsamı içine giriyor. Vatansızlar dahil, ülkeye gelmiş olan sığınmacılar dahil. Bunları dahi 18 yaşına kadar kucaklayan, isteyenin her türlü sağlık hizmeti almasını temin eden bir yapı içine giriyoruz, böyle bir düzenleme. Ben buna işveren olarak bakıyorum, siyasetçi olarak bakıyorum, mühendis olarak bakıyorum, 50 yaşında biri olarak bakıyorum. Burada geriye gidiş değil, ileriye gidiş var."
         Çağlayan, düzenlemenin Türkiye’nin geleceğini kurtarma projesi olduğunu ve mutlaka yasalaşacağını belirterek, "Türkiye’nin 2050’sini 2060’nı  kurtarmaya çalışıyoruz. Bunu bugün yapmazsak 2100’ünü kurtaramayız.
 Yapılmak istenen hadise budur" dedi.

Haberin Devamı

"TÜRKİYE, BÜYÜK BİR DEĞİŞİM İÇİNDE"

Türkiye’nin özellikle 2002 yılının ardından AK Parti iktidarıyla büyük bir değişim ve dönüşüm içine girdiğini ifade eden Çağlayan, 2002 yılında, bugün revize edilmiş yeni hesaplamayla 230 milyar dolar olan GSMH’nin bu ay sonunda açıklanması beklenen 2007 yılı itibariyle  yaklaşık 650 milyar dolar seviyesine ulaşacağını bildirdi.
         Çağlayan, bu dönemde Türkiye’nin 23 çeyrek özel sektör marifetiyle art arda yüzde 7 seviyesinde büyüyen dünyanın ender ülkeleri arasında yer  aldığını belirterek, şunları kaydetti:
         "Bu büyüme performansıyla beraber Türkiye, dünyanın 16, Avrupa’nın 6. büyük ekonomisi. Bundan 5 yıl öncesinde 36 milyar dolar toplam ihracat yapan Türkiye’nin, 2007 sonu itibariyle gerçekleştirmiş olduğu ihracat
 106 milyar dolar, bugün itibariyle yapılan 1 yıllık ihracat ise 115 milyar dolar. Ülkemizde sadece 2007 yılında siyasi istikrarın ve ekonomik istikrarın getirdiği bir kazanç olarak 22 milyar dolar seviyesinde doğrudan yabancı sermaye gelmiştir. Bu şekilde Türkiye Cumhuriyeti devleti, hepimiz için övünç kaynağıdır. Dünyada yabancı
 sermaye girişinde 16. sırada olmuştur, gelişmekte olan ülkeler  sıralamasında ise 5. sıraya gelmiştir.
         Diğer taraftan dünyadaki her bin aracın 14’ü ülkemizde üretiliyor. Bugün Avrupa’da satılan her 2 televizyondan bir tanesi bizim ülkemizde üretiliyor. Bunlar, 5 yıl içinde yeterli şartları, makro ekonomideki
 dengeleri sağlamanız durumunda, Türk özel sektörünün, Türk müteşebbisinin dinamizminin ne kadar kuvvetli olduğunun ve Türkiye’yi  gerçekten nereden nereye getirdiğinin çok net bir göstergesidir"

Haberin Devamı

"İLKLERİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ"

 Yapılanları yeterli bulmadıklarını, hükümet olarak daha önce önlerine koydukları 2013 ve 2023 hedeflerini tutturmak için yoğun bir çaba içinde olduklarını ifade eden Bakan Çağlayan, bu kapsamda 2013 için koydukları  800 milyar dolarlık GSMH hedefini, GSMH hesaplamasında yapılan revizyonla birlikte gelecek yıl yakalanabileceğini, 200 milyar dolarlık ihracat ve 500 milyar dolarlık dış ticaret hacmi hedefinin de 2013’ten önce tutturulabileceğine inandığını belirtti. Çağlayan, tüm bunları yaparken cumhuriyet tarihinde bir çok ilki de hayata geçirdiklerini belirterek, Türkiye’de ilk defa sanayi envanterinin çıkarılmaya başlandığını, buna göre sanayi stratejisi ve teşvik modelinin belirleneceğini bildirdi. Bu çalışmada yıl sonuna kadar önemli mesafe almayı hedeflediklerini dile getiren Çağlayan, bu çalışma üzerine Türkiye’nin istihdam envanteri çıkarılarak, istihdam politikalarının gözden geçirileceğini söyledi.
         Çağlayan, tüm bunları, cumhuriyetin 100. yılı olan 2023 yılında Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmesi için yaptıklarını ifade ederek, özellikle sanayinin rekabet gücünün artırılması, yeni yatırım ve istihdam yaratılması, ihracatın artılması noktasında girdi  maliyetlerinin düşürülmesinde çok önemli çalışmalar yaptıklarını
 kaydetti.

Haberin Devamı

AR-GE’YE YÜZDE 2 PAY HEDEFİ

Türkiye’nin gelişimi için tüm bunlarla beraber teknolojiye, inovasyona,  Ar-Ge’ye fazlasıyla önem verdiklerini belirten Çağlayan, Resmi Gazete’de bugün yayınlanan yasayla firmalara Ar-Ge faaliyetleri için önemli destekler sağlandığını belirtti. Çağlayan, yasayla Ar-Ge birimlerinde çalıştırılan personelin SSK işveren priminin yüzde 50’sinin devlet tarafından karşılanması, Ar-Ge harcamalarının vergiden düşürülmesi ve üniversite son sınıf öğrencileriyle doktora yapmış ve elinde belli bir teknolojik donesi olanlara 100 bin YTL’ye kadar tümüyle hibe olarak Tekno Girişim Sermaye  Desteği verileceğini bildirdi.
         Bununla birlikte 2002’de GSMH’sinin sadece binde 6’sını Ar-Ge’ye ayıran Türkiye’nin, 2007 yılı sonu itibariyle ortaya çıkacak yaklaşık 520 milyar dolarlık GSMH’nin yüzde 1’i civarında bölümünü Ar-Ge’ye ayırmış olacağını belirten Çağlayan, şunları söyledi:
         "Yeter mi? Yetmez. 2013 yılı hedefimiz GSMH’nin yüzde 2’sini Ar-Ge’ye pay ayırmak. Yani eski rakamla söylersem, 2013 hedefimiz 800 milyar dolardı, 2013 yılında 16 milyar dolar, ki bu rakam 20 milyar doları çok
 rahat geçecektir, bir payı Ar-Ge’ye ayıran bir Türkiye’den bahsediyoruz. Bu rakam, bilmiyorum ama bana çok büyük geliyor. Size ufak gelir mi, gelmez mi bilmiyorum. Bu rakam AB üyesi iki ülkenin, Malta’nın da
 Estonya’nın da 2006 yılı GSMH’sinden daha büyük bir rakamdır."

Haberin Devamı

GSMH HESAPLAMASINA GETİRİLEN YENİ DÜZENLEME

Haberin Devamı

 Çağlayan, GSMH hesaplamasında getirilen yenilik konusuna da açıklık getirdi. Türkiye’de geçmişte 1987 yılı fiyatları baz alınarak yapılan GSMH hesaplamasının yapılan yeni düzenlemeyle AB standartlarına çekildiğini belirten Çağlayan, şöyle konuştu:
         "Bugün yapılan bu çalışma, AB’nin getirdiği bir zorunluluktur. Yani kimsenin kafasına esti, ’Ben Türkiye’deki rakamları değiştireyim’ diye ortaya koyduğu bir gelişme değil. Şu anda biz ESA-95 dediğimiz hesaba göre bir GSMH çıkardık ve bunu Türkiye İstatistik Kurumu yaptı. Bunu  yaparken, artık fiyatlamada baz olarak 1998 yılı alınacak ve 1998  yılından başlamak üzere her yıl için farklılaştırma yapıldı. Artık bütün kriterlerimiz, bütün standartlarımız, tüm dünyanın kabul ettiği,  uluslararası derecelendirme kuruluşlarının kabul ettiği kritere göre yapılacak."
         Çağlayan, yeni standartla birlikte 1998 yılından başlayarak GSMH  rakamlarından her yıl için yüzde 35’lik bir farklılaşma ortaya  çıktığını, bunun Türkiye’nin cari açık, borç stoğu gibi hesaplamalara da  yansımaları olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
         "Bu düzenlemeyle Türkiye’nin cari açık kompozisyonu da değişti. Çünkü cari açığınız sabit, ama GSMH’niz artıyor, dolayısıyla cari açığın GSMH’ye oranı da yüzde 8’lerden yüzde 5.8’e revize edilmiş oldu. Yine
 çok önemli bir veri, Türkiye’nin bütçe açığının GSMH’ye oranı 2.1 iken yeni hesaplama ile 1.6’ya düştü."

KRİZ EDEBİYATI 

Bu rakamlar ışığında Türkiye’de ekonominin kötüye gittiği yönündeki eleştirile de yanıt veren Çağlayan, şöyle devam etti: "Türkiye’de zaman zaman bir kriz edebiyatı yapılıyor. O milattan önceki dönemde kaldı. Bu dönemde kriz kelimesi yok. Niye? Bugün, AB  ekonomisinin anayasası niteliğindeki Maastricht kriterinin ortaya koyduğu rakam, bir ülkenin bütçe açığı GSMH’sinin yüzde 3’ünü geçemez.  Bizim ülkemizde 1.6’ya düşmüş durumda. 2002 yılında Türkiye’nin toplam  kamu borcu GSMH’sinin yüzde 90’ydı. Bugün yüzde 30’lara düşüyor. AB’nin kabul ettiği rakam nedir? Yüzde 60. Türkiye bunu yarıya indiriyor. Bakın, dışardan yabancı sermayenin geldiği, bir çok firmamızın yüzlerce
 milyar avro, dolar kredi aldığı bir ülkeden bahsediyorum. Bu rakamlar ne kadar düşükse, Türkiye’ye o kadar fazla yabancı sermaye girecek, Türkiye’ye verilen kredilerin maliyetleri düşmüş olacak. Merkez Bankası, 75 milyar dolar döviz rezervine sahip Türkiye’nin, borç, cari açık kompozisyonu değişmiş, bütçe açığı değişmiş böyle bir ortamda
 Türkiye’nin dünyada olabilecek bir krize muhatap olabilmesi söz konusu değil. Olsa olsa, yurt dışına mal satan bir ülke olarak büyümeden  etkilenecek."

İSTİHDAM PAKETİ

Çağlayan, Türkiye’nin en önemli sorunları arasında yer alan istihdamın artırılması noktasında da önemli çalışmalar yaptıklarını belirterek, hazırlanan istihdam paketinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığınca yakın zamanda açıklanacağını kaydetti.  Paketle sosyal güvenlik sisteminin 37 milyar YTL’lik GSMH üzerindeki tüm  yüküne rağmen işveren priminin 5 puan aşağı çekileceğini kaydeden  Çağlayan, "Diğer taraftan 50 işçi çalıştırmakta olanlara getirilen
 zorunluluklar, 150 işçi çalıştırmakta olanlara getirilen tüketim kooperatifi kurma gibi, artık komünist sistemde bile olmayan alışkanlıklar, 500 işçi çalıştıran işletmelere getiren futbol sahası, antrenör tutma gibi çağ dışı uygulamalar, hepsi kaldırılacak" diye  konuştu.