Ekonomi BALON MU? GERÇEK Mİ?

BALON MU? GERÇEK Mİ?

06.08.2009 - 00:44 | Son Güncellenme:

Borsa rekor seviyelere çıktı, faiz tarihi dibine indi, dolar 1.45’lerden işlem görüyor. Borsaya yabancı girişi artıyor. Sermaye piyasalarına gelen bahar, “Kriz bitti” dedirtecek cinsten. Ancak para ve sermaye piyasalarındaki bu olumlu seyir, “Yeni bir balon mu oluşuyor?” endişelerini de gündeme getiriyor Öte yanda ise işsizliğin yüzde 15’e demir attığı, sanayi üretiminin, ihracatın indiği kuyudan çıkmakta zorlandığı, talep daralmasının düşük enflasyonla teyit edildiği bir reel piyasa söz konusu. Kriz bitmedi mi? Doğru saptama için hangi verilere bakılmalı? İşadamları, bankacılar ve iktisatçılar yorumluyor

BALON MU GERÇEK Mİ

Para ve sermaye piyasalarında bahar
BORSA: 45 bin puana dayandı. Kriz sürecinde en düşük değeri, 21 Kasım 2008’de 21.228 puan olarak kaydedilmişti. Bu seviyeye göre yüzde 110 yükseldi.
DOLAR: Martta 1.8250 liraya kadar çıkan dolar, son günlerde 1.45 liradan işlem görüyor. Mart zirvesine göre yüzde 20 değer yitirdi.
FAİZ: Tüm zamanların en düşük seviyesine indi. Önceki gün yüzde 9.92’yi görerek ilk kez tek hane oldu.
YABANCI GİRİŞİ: Yabancı yatırımcıların özellikle borsadaki alımları dikkat çekiyor. Borsadaki yabancı payı mart ortasında yüzde 62’ye dek gerilemişti. Son açıklanan verilere göre bu oran yüzde 66’yı aştı.
BANKA KÂRLARI: BDDK’nın dün açıkladığı verilere göre bankaların toplam kârı ilk yarıda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 32.6 arttı ve 11 milyar dolara dayandı. Sektörün sermaye yeterliliği rasyosu da 1.23 puan artışla yüzde 19.23’e çıktı.

Haberin Devamı

Reel piyasada sert rüzgârlar sürüyor
İŞSİZLİK: Nisanda işsizlik yüzde 14.9, işsiz sayısı 3 milyon 618 bin kişi oldu. Bu, işsizlik oranının geçen yılın aynı dönemine göre 5 puan, işsiz sayısının da 1 milyon 285 bin kişi arttığını gösteriyor.
BÜYÜME: GSYH ilk çeyrekte geçen yıla göre yüzde 13.8 azaldı.
SANAYİ ÜRETİMİ: Temmuzda açıklanan mayıs ayı verilerine göre sanayi üretimi, 2008’in aynı ayına kıyasla yüzde 17.4 azaldı.
KAPASİTE KULLANIMI: İmalatta kapasite kullanımı haziranda, geçen yılın aynı ayına göre 9.6 puan azaldı ve yüzde 72.7 oldu.
İHRACAT: Türkiye İhracatçılar Meclisi, ihracatın temmuzda geçen yıla göre yüzde 27.15’lik düşüşle 8 milyar 893 milyon dolar olduğunu bildirdi.
ENFLASYON: Talepteki gerileme fiyat artışlarını yavaşlattı. Temmuz enflasyonu TÜFE’de sadece binde 2 olurken ÜFE binde 7 düştü. Yıllık bazda TÜFE yüzde 5.39 artarken, ÜFE’de yüzde 3.75 gerileme kaydedildi.

Haberin Devamı

BANKACILAR

ZİYA AKKURT Akbank Genel Müdürü
‘En kötüsü geride kaldı, piyasa bunu fiyatlıyor’


“Türkiye’de piyasalarda görülen iyileşmeyi global konjonktüre bağlamak lazım. Dünya piyasalarında cesaretlendirici işaretler var. Hisse senedi piyasaları istikrara kavuşmuş görünüyor. ABD ve Avrupa bölgesinde tüketici ve iş dünyası güven endeksleri iyileşiyor. Risk iştahında görülen iyileşme, gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine ve TL’ye olumlu yansıdı. Likidite gelişmekte olan ülke piyasalarına da yöneldi. Piyasalar beklentileri fiyatlıyorlar. Bu gelişmeler de en kötüsünün geride kaldığını gösteriyor.
Ancak dünyada da, Türkiye’de de toparlanma biraz zaman alacak. Gelişmiş ülkelerde kredi büyümesi hâlâ zayıf. Finansal sistemin kırılgan görünümü nedeniyle ekonomik iyileşme yavaş ve kademeli olacak. Türkiye için de bu argümanlar geçerli.”

VAROL CİVİL TEB Genel Müdürü
‘İyimserliğin dozu kaçtı düzeltme gelecek’


“Para piyasaları ekonomilere ilişkin olumlu gelişmeleri her zaman önceden satın alırlar. Türkiye’de şu anda bu yaşanıyor. İyileşme süreci uzun zaman alabilir ancak küresel krizde dibe gelindiğine işaret eden emarelerin kuvvetli olduğu düşünülüyor ki borsalar yükseliyor. Ancak bunun abartılı bir iyimserlik olduğu düşünülebilir. Ben piyasaların tekrar bir düzeltme yapacağını düşünüyorum.
Para piyasalarında yaşanan bu gelişmeler reel kesimdeki sorunların yok olduğu anlamına gelmez.
Merkez bankaları krizi atlatmak için piyasalara bol miktarda para enjekte etmişlerdi. Bizde de Merkez Bankası, ‘İç talepte artış olmadıkça faiz indirmeye devam edeceğim’ dedi. Merkez bu açıklamayı yaparken çok fazla iyimser olmak ne derecede doğru, düşünmek gerek.”

Haberin Devamı

PİRAYE ANTİKA HSBC Genel Müdürü
‘Yükselişin nedeni gevşek para politikaları’


“Veriler kötüleşme hızının azaldığına işaret etse de henüz güçlü ve kalıcı bir toparlanma olacağı yönünde tatmin edici bir işaret yok. Bu nedenle ben finansal piyasalardaki kuvvetli yükselişin önemli bir kısmını gevşek para politikalarına bağlıyorum. Oluşan zararları fonlamak amacıyla hükümran otoriteler piyasalara dünyada paraya olan reel talebin çok üstünde miktarlarda likidite pompaladılar.
Bu aşırı likidite geri emilinceye dek kısa vadede pek çok parasal değeri yüzdürecek gibi duruyor.
Dış talepte toparlanma zaman alacak. İç talep tarafında ise olumlu gelişmeler görülmekle birlikte iç tasarrufların azlığı ve finansman olanaklarının görece darlığı nedeniyle iyileşmenin kademeli olacağı ve zaman alacağını düşünüyorum.”

Haberin Devamı

CEVDET AKÇAY YKB Başekonomisti
‘Aşırı iyimserlik için uygun veri yok’


“Global düzeyde hisse senedi piyasalarında yaşanan yükselmeler hem moralleri hem de bilançoları düzeltti ancak sürdürülebilirliğinin sorgulanmasında fayda var. Nihai düzelme göstergesi kredi genişlemesi olacak. Ancak orada problemler var. Bu risk dururken Avrupa bankalarının yeni kredi riski almaları zor, dolayısıyla yaşanan soluklanmanın ömrü fazla uzun olmayabilir.
Türkiye’de sanayi üretimi son iki ayda iyi bir hamle yapmışa benziyor ancak uzun soluklu olması konusunda ciddi çekinceler var, aşırı iyimserlik için pek uygun veri yok henüz.
Merkez Bankası’nın faiz söyleminin de büyümeye dair beklentilerinin çok parlak olmadığını vurguladığını düşünüyorum. Türkiye göreli avantajlarını hâlâ devreye sokabilmiş değil.”

Haberin Devamı

İŞADAMLARI

AHMET NAZİF ZORLU Zorlu Holding Başkanı
‘Tüketicinin iyileşmeye inanması lazım’


“Finans piyasaları her zaman hızlı iner çıkar. Reel sektör farklıdır. Fiziki üretim, istihdam bugünden yarına artmaz. Önce küresel planda tüketici bu olumlu gelişmenin kalıcı olduğuna inanacak. Sonra bunu hayatında somut olarak görecek, tüketimini normalleştirecek. Artan talep bizim ihraç mallarımıza talebi artıracak.
Kapasiteler yukarı gidecek, istihdam yaratacağız. Gelir istikrarı bizde de yerine oturacak. İç talep normalleşecek. Yeni yatırım düşünmeye başlayacağız. Yeni istihdam ve gelir artışı ortaya çıkacak. Bu döngünün oluşması hem zaman ister hem de bu olumlu gelişmelerin gerçekten kalıcı olduğuna tüketicinin inanması gerekir.
Umutsuz muyuz, hayır! Umutlu olmak için ülke içi nedenlerimiz de var. Küresel piyasalardaki olumlu seyir, IMF ile anlaşma beklentisinin güçlenmesi, Merkez Bankası Başkanı’nın tek haneli faiz hedefi açıklaması ile faiz oranlarının düşük kalacağı konusundaki beklentilerin oluşması ve bankacılık sektörünün ikinci çeyrek kârlılığı finans piyasalarında olumlu gelişmelerin yaşanmasına neden oluyor.
Sanayi üretiminde, tüketici güveninde ve reel kesim güveninde marttan itibaren çıkış trendi gözleniyor. Ama bunun kalıcılığına hem sanayicinin hem tüketicinin inanması lazım.”

TANIL KÜÇÜK İstanbul Sanayi Odası Başkanı
‘Faiz düşüşü kredi maliyetine yansımalı’


“Ekonominin mali boyutunda görülen iyileşmenin üretime yansıması bazı koşullara bağlıdır. Faizlerdeki düşüş, şimdiye kadar kredi maliyetlerine yansımamıştır.
Yansıdığı takdirde, finansman giderleri nispeten düşecek ve işletmeler bir miktar nefes alacaktır. Diğer taraftan, faizlerdeki düşüş, tüketici kredilerine ve konut kredilerine de yeterince yansımış değildir. Tüketici kredisi ve konut kredisi faizleri düştüğü takdirde, iç talep canlanacak ve bu da üretimi harekete geçirecektir. Ekonomideki olumlu gelişmenin sanayiye yansımasına katkıda bulunacaktır.
Ancak, mevcut durum itibarıyla, mali kesimdeki bu hava, sanayiye olumlu yansımak şöyle dursun, dövizin düşmesine yol açarak, ithalatı canlandırma ve ihracatta rekabet gücünü zayıflatma potansiyeli ile sanayi aleyhine bir gelişmeye yol açacak gibi görünmektedir. Bu istihdam boyutuyla da büyük bir risktir.”

HAMDİ AKIN Akfen Holding Yön. Krl. Başkanı
Borsa av köpeği gibi kokluyor, düzelme var’


“Finans piyasalarındaki iyileşmenin reel sektöre yansıması bir anda olmaz. Bütün bu yükselmeler devam eder. Kalıcı bir özellik arz eder. Sonra bankalar bu imkânları reel sektöre yansıtırlar. Reel sektöre yansıması demek, reel sektöre kredi imkânlarının genişlemesiyle olur. Şu anda hemen yansımaz. Bir hafta on gündür böyle. Yansıması üç ay beş aydır. Kriz bile beş altı ay sonra yansıdı. Aynı şekilde iyileşmenin yansıması bu kadar süre alacaktır.
Borsa iyiye gidiyorsa ülke de ileride iyiye gidecek demektir. Borsalar av köpeği gibi önceden koklarlar her şeyi. Borsanın düzelmesi tam bir işarettir. Kendi sektörlerimizde canlanma emareleri görüyoruz. Her şey kolaylaşıyor artık. En azından üç ay evvelki gibi değil durum. Yavaş yavaş düzeliyor. Eskisi gibi değil. Şirketlerimiz eski değerlerine ulaşınca bankaların bakış açısı da değişecektir. Dolayısıyla tekrar yatırım yapar hale geleceğiz inşallah.”

İKTİSATÇILAR

TANER BERKSOY
‘Spekülatörler trene hemen bindi’


“Beklentilerin düzelmesi nedeniyle mali piyasalardaki değerler tekrar yükselmeye başladı, risk iştahı arttı. Bu nedenle fon dolaşımı hızlandı ve hacmi büyüdü. Bütün bunları bir araya getirdiğinizde borsa niye çıkıyor, döviz niye düşüyor bunu anlıyorsunuz.
Krizin temel nedeni özellikle düşük faizle desteklenen bir finansal balonla ekonomilerin reel dengeleri arasındaki uyumsuzluğun büyümesiydi. Şimdi sanki bu krizde çok daha küçük bir boyutta olmak kaydıyla böyle bir şey oluyor gibi geliyor bana.
Borsadaki coşku, kurun aşağı gitmesi, faizin düşüyor olması, böyle yine bir finansal coşku olduğunu gösteriyor. Halbuki ekonominin reel dengesizliklerindeki düzelme aynı hızla olmuyor, dolayısıyla yine ikisinin arasındaki fark açılıyor.
Sanki yine bir finansal balon oluşuyor gibi, finansal balonlar oluştuğu zaman düzenli veya düzensiz bir şekilde patlıyor biliyorsunuz. Düzensiz şekilde patlayınca adı kriz oluyor. Çok aktif iktisat politikaları izlendiği için çok düzensiz bir patlama olacağını sanmıyorum ama düzenli bir şekilde belki bir sönme olabilir.
Gelişmekte para akışı yeniden başladı. Bizim spekülatörler de bunu gördü ve bu trene hemen bindi.”

MAHFİ EĞİLMEZ
‘Bence iyileşme yeni bir balon, patlayabilir’


“Türkiye ekonomisinde toparlanmayı gösterecek henüz bir şey yok. Ne büyümede düzelme var, ne işsizlikte azalış var. Hatta enflasyonun düşüyor olması bile olumlu bir şey değil, o da talebin büyük ölçüde yokluğunu gösteriyor. Ama bütün bunlara rağmen faizler düşüyor.
Makro tarafta düzelen bir şey yok. Benim şöyle bir korkum var; her yer çok ani iyileşmeye başladı. Dünyada da, Türkiye’de de... Kış bitmeden, karlar erimeden birdenbire bir bahar geldi. Tekrar soğuyabilir! Mesela metal fiyatları çok hızlı arttı. Bu kadar ani iyileşme olamaz belli ki burada müthiş spekülatif hareketler var. Bu bizim borsalar için de geçerli. Bana yeniden bir balon gibi görünüyor ve patlayabilir. Biz de, eğer IMF ile anlaşma olmazsa tekrar aşağı inebiliriz.
Türkiye makro tarafta, henüz sanayi üretiminde kötüleşme çok hız kesmiş görünmüyor. İşsizlik sorunu devam ediyor ve Türkiye önlem alamıyor. Bütçe bozuluyor, Türkiye hâlâ orta vadeli mali planını açıklayamadı.”

EGE CANSEN
‘Bu havalar bizi mest eder, coşturur’


“Borsadaki hareket ve faizin tek haneye düşmesi reel sektörde iyi gelişmelerin göstergesidir veya öncüsüdür. Tek negatif faktör döviz fiyatlarının düşmesi, ihracat açısından. Fakat döviz fiyatlarının düşmesinin pozitif tarafı ithalatın ucuzlaması, Türk sanayi şirketlerinin döviz borçlu olduğu için finansman maliyetinin azalması gibi faydaları var. Yani biz yine aslında 2001’den sonraki saadet zincirine geri döndük.
Dolayısıyla bir döviz krizi veya sıkıntısı olmazsa Türk ekonomisi bu havayı sever. Bu havalar mest eder bu çok iyi gelir bizim piyasaya şimdi. Düşük faiz iyi gelir bize. Bu aralar negatif gibi duran hadise şu: Faiz geliriyle geçinen kesimler var, Güngör Hoca’nın Ayşe teyzesi gibi, bunların faiz geliri düştü gibi görünüyor. Ama onlara şu mesajı vermek lazım: Eskiden nominal faizler yüksekti ama enflasyon da yüksekti, şimdi enflasyon düştüğü için nominal faiz düşük ama zannettikleri kadar da zararda değiller.”