Doğru zamanda doğru karar aldıklarına inanıyoruz

OECD Genel Sekreteri Angel Gurria ile dün düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin Merkez Bankası’na yönelik siyasilerin eleştirileri ve faiz kararına ilişkin sorularını da yanıtlayan Babacan, “Merkez Bankası’nda gayet yetkin bir ekibimiz var, ekibimize güveniyoruz... Doğru zamanda doğru kararlar aldıklarına inanıyoruz” dedi. Merkez Bankası ve benzer uygulamalarda ülkelerin değişik pratikleri olduğunun altını çizen Babacan, bu kurumun parti politikası ve seçim manifestosunda durumunun gayet açık olduğunu vurguladı. Babacan, “Merkez Bankası’nın objektif fonksiyonu yasalarla belirlenmiştir ve gayet nettir. “ dedi.

Bankalar problem yaşamadı
2009 krizinden bu yana merkez bankaları ile hükümetler arasındaki ilişkilerin, değişik yönlere doğru evrim geçirdiğini, iki taraf arasında daha yakın iletişim ve işbirliği söz konusu olduğunun altını çizen Babacan, “Merkez bankaları ve hükümetler daha fazla iletişim ve etkileşimde bulunabilir, ortak çözümler bulmaya çalışırlar. Bunda bir sorun yok” diye konuştu.
Babacan, yapısal reformlara çok önem verdiklerini, Türkiye’nin mali açıdan kuvvetli olduğunu kaydetti. Babacan, “Çok güçlü bir finansal sistemimiz var. 2008-2009 krizi boyunca tek bir Türk bankası bile problem yaşamadı. Çünkü krizden önce reformlarımızı yapmıştık. Bu şekilde bilançolar kuvvetlendi” dedi.

Yatırım tavsiyesi
OECD’nin ülkelere yatırım tavsiyesinde bulunduğunu hatırlatan Babacan, “Kamu-özel sektör işbirliği gibi özel-kamu ortaklığı modeller daha yoğun kullanılabilir. Daha çok özel kaynağı, kamunun yapısal yatırımlarına yönlendireceğiz. Negatif faiz oranları çağındayız. Herkes, uzun dönem riski iyi yönetilebilen yatırımları aramakta ve altyapı yatırımları aslında bu konuda iyi bir fırsat” ifadesini kullandı.

Yüksek faize ‘ABD’ örneği...

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, “Türkiye’nin Başkanlığında G20 Gündemi” konferansında, enflasyona ve faizlere ilişkin değerlendirmeler yaptı, Amerika örneğini verdi.
ABD’nin bir dönem enflasyonu yüksek faizle düşürdüğüne işaret eden Başçı, “Çoğu insan unutuyor ama ABD’de enflasyon 1970’li yıllarda petrol fiyatlarından dolayı çift haneye çıkmıştı. İvedi şekilde parasal sıkılaştırmaya gitmek gerekiyordu. Paul Volcker bunu yaptı. Para arzını sıkılaştırarak bankalararası gecelik faizi yeterli yüksek seviyeye çekti. Bu sayede enflasyon beklentisi ve enflasyon hızla, sadece bir yılda düştü” dedi.

Enflasyonun katkısı
Yılın sonu itibariyle enflasyonda yüzde 5 seviyesine gelinmesinin, büyümeye de katkı sağlayacağına dikkat çeken Başçı, dış faktörlerin etkisinin geçici olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Örneğin bu yıl petrol fiyatları geriler ama seneye gerilemez. Kurda oynamalar olur ama geçicidir. Burada ana itici güç para ve kredi büyümeleridir. Faiz inecektir, kalacaktır, daha da inebilir. Piyasalar bunun olabileceğine ikna olduktan sonra. Merkez Bankası’nın ülke büyümesine katkısı da önemli olacaktır.”