Ekonomi Finansa insaflı yeni yörünge lazım

Finansa insaflı yeni yörünge lazım

05.11.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, faize dayalı küresel finans sisteminin, sukuk gibi, altyapı gayrimenkul yatırım ortaklığı gibi insaflı finans araçlarıyla yeni bir yörüngeye ihtiyaç duyduğunu söyledi

Finansa insaflı yeni yörünge lazım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, faize dayalı küresel finans sisteminin, sukuk gibi, alt yapı gayrimenkul yatırım ortaklığı gibi insaflı finans araçlarıyla yeni bir yörüngeye oturtulmasına ihtiyaç olduğunu söyledi.
Sermaye Piyasaları Kongresi’nde konuşan Erdoğan 2013’te yürürlüğe giren Sermaye Piyasaları Kanunu ile birçok konuda yeni yöntemlerin devreye alındığını, bankaların yanında hisse senedi, tahvil, bono, sukuk, gayrimenkul yatırım ortaklığı, alt yapı gayrimenkul ortaklığı, gayrimenkul sertifikası gibi çok sayıdaki formülün yatırımcıların hizmetine sunulduğunu hatırlattı.

Finansa insaflı yeni yörünge lazım


“Yatırımcılara çağrımız şudur: Banka kredisi yanında veya onun yerine bu yöntemleri kullanarak, gelin faiz yükünüzü, yani maliyetinizi düşürün” diyen Erdoğan çok yakında sermaye piyasası araçlarıyla sağlanan finansmanın banka kredilerinin tutarını aşacağına inandığını ifade etti.
Faizler çok yüksek
Türkiye’deki faizlerin hâlâ çok yüksek olduğunu dile getiren Erdoğan, bu oranlar ne kadar yüksek olursa vatandaşın yaşam koşullarının o kadar zor olduğunu kaydetti.
Yatırımların önünde ciddi bir engel haline dönüşen bu yüksek faizlerin üstesinden gelmede sermeye piyasası araçlarının önemli olacağını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
“Faize dayalı küresel finans sisteminin, sukuk gibi, alt yapı gayrimenkul yatırım ortaklığı gibi insaflı finans araçlarıyla yeni bir yörüngeye oturtulmasına ihtiyaç vardır. Faizden para kazanmak yerine gelin, yatırımdan para kazanmak, sadece insaflı değil aynı zamanda sürdürülebilir bir modeldir. Bunun üzerinde duralım. Bu finansman araçlarını ön plana çıkartamayan ülkelerin halen yaşadıkları krizden daha uzun yıllar çıkamayacaklarına inanıyorum.”
Merkez İstanbul
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel finans krizi başladığında, bunun Türkiye’yi teğet geçeceğini ifade ettiğini hatırlatarak, “Birileri bu sözümü o zaman kendilerince hafife almıştı. Sonuçta ülkemiz 2009 yılındaki küçülme dışında, bu kriz dönemini rekor büyüme oranlarıyla atlattı” dedi.
İstanbul’u finans merkezi yapma yönündeki çabalarının, kongreyle bir adım daha ileriye gittiğini belirten Erdoğan, “İnşallah şimdi finans merkezi olarak İstanbul’un bu yeni atacağı adımlarla dünya finans merkezleriyle bir yarışın içerisinde olacağını ben inanıyorum. Burada en ufak bir şüphem yok ve bunu örnek hale getirmemiz lazım” dedi.
Para kasada durmasın...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bir yandan uluslararası yatırım şirketleri için cazip imkanlar sunarak, diğer yandan kendi bankacılık sistemini güçlendirerek, yatırımların finansmanı konusunda şu ana kadar sıkıntı çekmediğini ancak Türkiye’nin çok büyük hedefleri olduğunu dile getirdi.
Erdoğan, “2023 hedeflerimize ulaşmak için yatırımlarımızı çok daha artırmak mecburiyetindeyiz. Bunun için de yerli ve yabancı tüm yatırımcıların finansmana erişimlerini kolaylaştırmak için harekete geçtik” diye konuştu. Erdoğan, “Parayı yastığın altında saklamak nasıl bir gafletse, finans sektörünün de parasını kasalarda tutması, piyasaya sürmemesi o denli gaflettir” dedi.
Yatırıma dev kaynak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bireysel emeklilik ve yatırım fonlarında 110 milyar lira, işsizlik fonunda da 100 milyar lira bulunduğunu belirterek, bunun çok ciddi bir rakam olduğunu söyledi.
Yılbaşında hayata geçirilecek Türkiye Varlık Fonu’nun önemli bir kaynağa ev sahipliği yapacağını anlatan Erdoğan, yaklaşık 13 milyon kişiyi kapsayan otomatik katılımlı bireysel emeklilik sisteminin de yılda 100 milyar liralık bir kaynak oluşturacağını kaydetti.
Erdoğan, böylece yatırımlar için gereken uzun vadeli ve düşük maliyetli finansman ihtiyacını karşılayacak imkanlara kavuşulacağını belirtti.
‘Hem pasta, hem dilim büyüyecek’
GYODER Başkanı Aziz Torun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını ‘doğru söze ne denir’ şeklinde değerlendirdi. Torun, “Rantçı ya da faize dayalı ekonomi yerine riske ortak olan ekonomi anlayışı hakkaniyetli dağılım bakımından çok doğru. 2016 sonunda göreceğiz ki, birçok şirket faiz gideri olarak kazançlarının önemli bir parçasını ayırmış. Halbuki, halka açık şirkete ortaklıkla, riski azaltacak. Bunun kısa özeti; pastayı büyütelim ve herkesin dilimi de büyüsün” dedi.