Ekonomi “Finansal piyasalarda yeni sürprizler yaşanabilir”

“Finansal piyasalarda yeni sürprizler yaşanabilir”

30.12.2009 - 13:45 | Son Güncellenme:

.

“Finansal piyasalarda yeni sürprizler yaşanabilir”

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, ekonomi yönetiminin, küresel krizin Türkiye üzerindeki etkisini teşhis ve tedavide geç kaldığını savunarak, ekonomik tedbirlerin alınmasındaki gecikmenin, krizin maliyetinin yükselmesine neden olduğunu bildirdi.
Özdebir, ASO Meclis toplantısında yaptığı konuşmada, 2009 yılı ekonomik verilerini değerlendirdi.
Yılın son çeyreğinde baz etkisinden dolayı çok az da olsa pozitif bir büyüme görüldüğünü, eğer yılın son çeyreğinde sıfır büyüme olursa 2009 yılının yüzde 6’lık bir küçülme ile kapatılacağını kaydeden Özdebir, bu baz etkisinin birçok ekonomik göstergede görüleceğini ifade etti. Özdebir, bundan sonra açıklanan birçok ekonomik verinin bir önceki yıla göre büyüme sergileyeceğini bildirdi.
Özdebir, dünya ekonomisindeki küçülmeye paralel olarak dünya ticaret hacminin bu yıl yaklaşık yüzde 10 daraldığına ve bu daralmadan Türkiye’nin de nasibini aldığına işaret ederek, başta AB olmak üzere gelişmiş ülkelere yapılan ihracatın, o ülkelerdeki ekonomik daralma nedeniyle sert bir biçimde düştüğünü, örneğin Türkiye’nin Ekim ayında 12 aylık ihracatın yüzde 26 oranında gerilediğine dikkati çekti.
ASO Başkanı, baz etkisinden dolayı Ekim ayında 2008 yılının aynı ayına göre ihracatın yüzde 4 artarak 10 milyar dolar, ithalatın ise yüzde 15 azalarak 13 milyar dolar olduğunu anımsattı. Aynı dönemde dış ticaret açığının yüzde 51 azalarak 2,6 milyar dolara gerilediğine işaret eden Özdebir, 2008 yılının Ekim ayında yüzde 65 olan ihracatın ithalatı karşılama oranının bu yıl yüzde 80’e yükseldiğini kaydetti.
Özdebir, düşen iç ve dış talebe bağlı olarak sanayi üretiminin de gerilediğini belirterek, geçen yıl Ağustos ayında düşmeye başlayan sanayi üretiminin Şubat 2009’da dibe vurduğunu, ancak ekim ayında yüzde 6,5 artarak geçen yılın üzerinde bir üretim düzeyine ulaştığını bildirdi.

Haberin Devamı

“ASGARİ ÜCRET, GELİŞMİŞ BÖLGELER İÇİN AZ”
Nurettin Özdebir, asgari ücret komisyonunun açıkladığı 2010 yılı rakamlarını hatırlatarak, bu artışla birlikte asgari ücretli bir işçinin işverene maliyetinin ulaşım ve yemek masrafıyla birlikte bin lirayı aşacağını ve asgari ücretin gelişmiş bölgeler için az, gelişmemiş bölgeler için yüksek olduğunu söyledi.
Bölgesel asgari ücret uygulamasına geçme çağrısını yineleyen Özdebir, bu uygulamayla bölgeler arasındaki gelişmişlik farklarının azalacağını, rekabet gücünün artacağını, kayıt dışı istihdamın azalacağını ve istihdam artışının sağlanacağını ifade etti.
Özdebir, 2009 yılının en önemli olaylarından birinin kredi hacminde daralma olduğunu anımsatarak, kredi kanallarının özellikle Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) için hala tıkanık olmasının ekonomideki toparlanmanın çok yavaş olacağı şeklindeki endişeleri artırdığını belirtti.
Bankaların büyük işletmelere düşük faizlerle kredi verdiğini ancak, KOBİ’lere kredi vermediğini, kredi vermesi durumunda da çok yüksek faiz talep ettiğini savunan Özdebir, Kredi Garanti Fonu’nun etkili biçimde çalışmamasının da finansman sıkıntısı içindeki KOBİ’lerin sorunlarını ağırlaştırdığını dile getirdi.
Özdebir, KOBİ’lere kredi açılmadıkça sanayide güçlü ve yaygın bir toparlanma beklemenin iyimserlik olduğunu dile getirerek, bu nedenle bankaların KOBİ’lere kredi açmak için öne sürdükleri şartları yumuşatmaları ve KOBİ kredilerinin yeniden yapılandırılmasında daha esnek bir tavır sergilemeleri gerektiğini, aksi taktirde sanayideki kan kaybının 2010 yılında da hızlanarak devam edeceğini ifade etti.

Haberin Devamı

“FİNANSAL PİYASALARDA YENİ SÜRPRİZLER YAŞANABİLİR”
ASO Başkanı Özdebir, Türkiye ekonomisinin 2010 yılındaki performansının dünya ekonomisindeki gelişmelere bağlı olacağını vurgulayarak, uzmanların üzerinde tartıştığı gibi çift dipli bir kriz yaşanması durumunda işlerin yeniden nasıl ve ne zaman bozulacağını kestirmenin güç olduğunu söyledi. Özdebir, şöyle devam etti:
“Önümüzdeki dönemde Dubai’de olduğu gibi finansal piyasalarda yeni sürprizler yaşayabiliriz. Yunanistan, İspanya, İrlanda, Macaristan gibi ülkeler borçlarını çevirmekte zorluk çekebilirler ve bu gibi gelişmeler dünya ekonomisindeki toparlanmayı yavaşlatabilir, hatta yeniden resesyona sokabilir. Ama biz çift dipli resesyon ihtimalini göz ardı etmemekle birlikte ihtiyatlı iyimserliğimizi koruyor ve küresel ekonomideki toparlanmanın yavaş olmakla birlikte devam edeceğini düşünüyoruz.”
Dünyadaki gelişmelerin yanı sıra içerideki gelişmelerin de büyüme hızı üzerinde etkisi olacağını anlatan Özdebir, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın 2009 yılındaki borç çevirme oranını yüzde 99,5 olarak açıkladığını, bu kadar borçlanması durumunda reel sektöre fazla bir şey kalmayacağını ve faizlerdeki düşüş eğiliminin tersine döneceğini söyledi.
Özdebir, bütçe tahmininde yer alan vergi gelirlerine ulaşmak için getirilecek yeni vergilerin tüketicinin harcanabilir gelirinde düşüşe yol açarak, iç talep artışını frenleyebileceğine işaret ederek, bu tür gelişmelerin 2010 büyümesini olumsuz etkileyeceğini belirtti.

Haberin Devamı

“IMF KONUSU ARTIK BİR YILAN HİKAYESİNE DÖNMÜŞTÜR”
Gelecek yıl için bir başka belirsizliğin ise dış finansman ihtiyacının nasıl karşılanacağı olduğunu ifade eden Özdebir, şunları kaydetti:
“IMF konusu artık bir yılan hikayesine dönmüştür. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, konuyu gündemde tutmak ve beklentilerin bozulmasını engellemek için ayda bir açıklama yaparak IMF anlaşmasını yeniden ısıtıyor. Hükümet 20 aydır IMF anlaşma olasılığını masada tutmayı başardı ancak, bu tür söylemler ekonomideki belirsizliğin azalmasına bir fayda sağlamıyor. Artık en kötü günler geride kaldığına göre bundan sonra da bir IMF anlaşmasına Türkiye’nin ihtiyacı olmadığını hepimiz kabul ediyoruz.”
Son aylarda artan siyasi gerginlik ve kutuplaşmadan duydukları endişeyi dile getiren Özdebir, ekonominin geçmişte siyasi istikrarsızlıktan çok çektiğini söyledi ve tüm kesimlere sağduyu çağrısı yaptı.

Haberin Devamı

“BÜYÜME, 2010 YILINDA ÇOK SINIRLI KALACAK”
Özdebir, 2009 yılının ilk yarısında Türkiye ekonomisinin hızla küçüldüğünü ifade ederek, şunları söyledi:
“Büyümenin 2010 yılında çok sınırlı kalacağını, toparlanmanın oldukça yavaş olacağını tahmin ediyoruz. Türkiye genç, dinamik, 73 milyonluk nüfusuyla kendi iç dinamiklerini, kendi iç tüketimini harekete geçirebilirse beklentilerin üzerinde bir büyümeyi de gerçekleştirebilir. Ancak, bunun olabilmesi için maliye politikalarıyla desteklenmesi lazım. Vergi artışındaki işaretler, harcanabilir gelirin düşmesi, tüketimi olumsuz yönde etkileyecektir. Bu yönde alınabilecek tedbirler var.”
Bu tedbirlerin alınması halinde Türkiye’nin kendi büyüklüğüyle dışarıya muhtaç olmadan büyüme potansiyelini artırabileceğine işaret eden Özdebir, şöyle konuştu:
“Ekonomi yönetimi, kanımızca, küresel krizin Türkiye üzerindeki etkisini teşhis ve tedavide geç kalmış, ekonomik tedbirlerin alınmasındaki gecikme krizin maliyetinin yükselmesine neden olmuştur. Ekonomide güven artırıcı tedbirlerin alınmasındaki gecikmeler, tüketici ve reel kesim güveninde toparlanmayı da geciktirmiş ve geciktirmektedir. Ekonomi yönetimi, ekonomik toparlanmayı hızlandırmak ve işsizliğin sosyal maliyetlerini düşürmek için ekonomik politikalarda reel sektöre öncelik vermelidir. Daha da önemlisi, gerçekleştirilecek yapısal reformlar reel sektör üzerinde yoğunlaşmalıdır. Reel sektörün rekabet gücünü artıracak, ülkemizde iş yapma ortamını iyileştirecek, üretim, yatırım, istihdam ve ihracatın önünü açacak yapısal reformlar mutlaka gerçekleştirilebilmelidir.”