Ekonomi Hava dönüyor

Hava dönüyor

26.03.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

IMF, eleştiri dozunu artırdı. Yabancılar, hükümetin, Merkez Bankası'na atama konusundaki tavrının 'ciddi bir itibar kaybına' yol açtığı görüşünde. Bir yatırım bankası, 'Türk hisselerini azalt' tavsiyesinde bulundu

Hava dönüyor

axeko022.jpg Merkez Bankası Başkanlığı'na atama konusunda, hükümetin 'kendisine yakın' bir isim üzerindeki ısrarı, yabancı yatırımcıda, Türkiye'de bağımsız para politikasının, 'hükümetin siyasi kararları' yörüngesine girebileceği endişesi yarattı. Bazı yatırım bankaları, müşterilerine, 'portföylerindeki Türk hisselerini azaltma' tafsiyesinde bulundu. Bu gelişmelerin, global sermaye hareketlerinde bir yön değiştirmenin izlendiği, Türkiye gibi gelişmekte olan pazarlardan, faiz artırımı (ve artırma sinyalleri) ile cazip hale gelen 'gelişen pazarlar'a yöneldiği bir dönemde yaşanması, durumu daha da kritik hale getirdi. Rekor cari açık (23 milyar dolar!) nedeni ile zaten dikkatle izlenen Türkiye ekonomisi hakkındaki 'kırılgan' değerlendirmelerde, bu noktaya vurgu arttı. Son yıllarda, Uluslararası Para Fonu (IMF), büyük yatırımcılar, yabancı yatırım bankaları ve derecelendirme kuruluşlarından, Türkiye'ye yönelik övgü dolu açıklamalar, yerini sert uyarılara ve eleştirilere bırakıyor. IMF'ye 'artık vergi indirimi, affı yok' sözü veren hükümetin bu uygulamaları sürdürmesi IMF Başkanı Rato'nun, Türkiye'nin "kredibilitesini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya" olduğu ifadelerini içeren sert bir açıklama yapmasına yol açtı. Bu gelişme Türkiye ile IMF arasındaki bahar havasının bozulabileceği kaygısı yarattı. Bu hükümet döneminde imzalanan üç yıllık yeni stand - by'ın gözden geçirmelerine ilişkin takvim sürekli aksamaya başladı. Üçüncü gözden geçirme için 830 milyon dolarlık kredi kapısı 1 Mart'ta aralanmıştı. Ancak Türkiye'nin, IMF'yi davet edip, görüşmeleri başlatmaması nedeniyle, ilk iki gözden geçirmesi birleştirilen yeni stand-by anlaşmasının üçüncü ve dördüncü gözden geçirmelerinin de birleştirilmesi olasılığı ortaya çıktı.KDV indirimi ve ek ödemeler ile anlaşmanın yapısal kriterlerine uymayan Türkiye'nin, gözden geçirmeyi ertelemesindeki en önemli sorunu, ilk iki gözden geçirmenin gecikmesinde de etkili olan Sosyal Güvenlik Reformu oluşturuyor. IMF'ye sunulan niyet mektubunda, sosyal güvenlik idari reformuna ilişkin yasanın çıkarılması için Ocak 2006 sonu tarihi belirlenmişti. Emeklilik reformu yasa tasarısının da 15 Şubat'a kadar çıkması gerekiyordu. Her iki düzenleme de tamamlanamadı. Sürekli performans kriteri olarak belirlenen, kamu kesimi alacaklarına af getirilmemesi ilkesini delen SSK prim affı da IMF ile sorun yarattı.IMF, KDV indirimi ve memura ek zam konusunda, birbirini izleyen iki uyarı yaptı. Önceki gün de IMF Başkanı Rato'dan, 'Türkiye kredibilitesini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya' ifadelerini içeren, çok sert bir uyarı geldi. Stand-by'da ikinci aksama ve sonunda uyarı 9 Mart: Bir gün önce hükümetin yaptığı "Tekstil ve hazırgiyimde KDV'yi yüzde 18'den 8'e indiriyoruz" açıklaması üzerine, IMF'nin resmi internet sitesine bir açıklama konuldu: İndirimi fon destekli programın amaçlarından sapma olarak değerlendiriyoruz.22 Mart: Memurlara değişik adlar altında ek ödeme yapılmasına ilişkin yasa 22 Mart'ta kabul edildi. Reuters'in sorularını yanıtlayan bir IMF yetkilisi, 2 milyar YTL'lik ekstra harcamanın IMF beklentilerinin ötesinde olduğunu açıkladı.24 Mart: Her iki gelişme üzerine IMF Başkanı Rato şu açıklamayı yaptı: Türkiye, makro ekonomi kredibilitesini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya!.. İşte tarih tarih IMF uyarıları: Hükümetin, para politikasındaki kararlı uygulaması ile itibar kazanan Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin görev süresini uzatmaması, yerine yapılacak atamada, 'yakın çevresinden' bir isimde ısrar etmesi, IMF programının temel unsuru olan para politikasının kalıcılığı konusunda kaygı yarattı. Bilindiği gibi hükümet, eski Başkan Serdengeçti'yi kur düşüklüğü ve faiz indirimlerinde ağırdan alması konusunda eleştiriyordu. Serdengeçti'nin atanmaması, hükümetin bu konulardaki taleplerini karşılayacak, dolayısıyla hükümetin isteklerine uygun hareket eden bir başkan arayışı içinde olduğu yorumlarına yol açtı.Atamada izlenen yöntem, hükümetin adayını bir türlü açıklamaması, muhtemel adaylarının Cumhurbaşkanı Sezer tarafından veto edileceğine ilişkin tahminler, bu kritik başkanlık koltuğunun geleceği ile ilgili endişeler yarattı. Yatırım bankaları, olayın Türkiye için ciddi bir itibar kaybına yol açtığı yorumları yaptı. Morgan Stanley, gelişmelerin, Merkez Bankası'nın güvenilirliği ve bağımsızlığına gölge düşürdüğünü vurguladı.Dün itibariyle, hükümetin adayı Adnan Büyükdeniz'in veto edilmesinin bu endişeleri artıracağı tahmin ediliyor. Merkez'de kaygı yaratan gelişmeler Türkiye ile ilgili bir başka gelişme de yabancı yatırım bankalarının müşterilerine yönelik tavsiye açıklamaları oldu. Bu yatırım bankalarının en önemlilerinden birisi olan Citibank, müşterilerine "portföylerindeki Türk hisse senetlerini azaltma" tavsiyesinde bulundu. Açıklama cuma günü borsada yüzde 2.8'lik kayba neden oldu. Yatırımcıya olumsuz tavsiye