Ekonomi Her sektörden bir melek çıktı!

Her sektörden bir melek çıktı!

06.03.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Yatırımcıların çoğu farklı sektörlerden. Özellikle reel sektörden gelenler genelde faaliyet gösterdikleri alanlara paralel startup’lara yatırım yapmada hevesli. Yapay zeka, nesnelerin interneti ve blockchain ise yatırımda öne çıkan alanlar.

Her sektörden bir melek çıktı

Türk melek yatırımcılar arasında farklı sektörlerden ve geçmişlerden gelenler var. Teknoloji alanında çalışanlar, yöneticilik yapanlar ve reel sektörde kendi firması olanlar bulunuyor... Özellikle reel sektörden gelenler genelde faaliyet gösterdikleri alanlara paralel startup’lara yatırım yapma konusunda hevesli.

Haberin Devamı

Girişimcilerin fark yaratmasına ve gelecek vaat etmesine önem veriyorlar. Blockchain, yapay zeka gibi yeni teknolojilerle ilgili startup’lar ise ilgi çekiyor. Hepsi de yatırımlarını devam ettirme isteğinde. Çoğu yatırımcı girişimlere finansal kaynak dışında mentorluk de yaptığını belirtiyor. Bu yazımızda Fırat İşbecer, Orhan Turan, İzel Levi Coşkun ve Yomi Kastro var.

Reel sektör kökenli...

Orhan Turan ise reel sektörden melek yatırımcılığa adım atan bir isim. Ode Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı. 2014’den beri lisanslı melek yatırımcı. Turan, “Startup’larda en çok ilgilendiğim alanlar enerji verimliliği, bilişim ve katma değerli üretim alanlarındaki fikirler. Bu çerçevede dört şirkete yatırımım bulunuyor. Bunlar Pozitif Enerji, Abone Sepeti, Albila ve Snapbuy. Pozitif’te lider yatırımcı benim, diğer üçü ise bilişim sektöründen şirketler” diyor.

Haberin Devamı

3 yeni yatırım yolda

Turan, başarılı olacağına inandığı, iş fikrini beğendiği, büyüyeceğine ilişkin kanaatinin olduğu alanlarda yatırımcı olmayı ve mentörlük yapmayı da sürdürmek istiyor. Turan, bu yıl içinde potansiyel gördüğü ve fikrine inandığı 2-3 şirkete yatırım yapmayı planladığını da belirtiyor ve ekliyor: “Bilişim ve yeni teknolojiler, katma değerli ürünler ve çağa uygun hizmet alanlarında büyük potansiyel olduğunu düşünüyorum. Tabii en büyük açık bu anlamıyla ülkemizde hala bilişim ve yeni teknolojilerde.”

Orhan Turan, girişimlere yatırım yaparken ise şunlara dikkat ediyor: “Bunlardan ilki fikrin iş planı. Çünkü iş planında gözetilenler ne kadar doğru ise o girişimin başarılı olma ihtimali de o kadar yüksek oluyor. İkincisi, girişimcinin konusuna ne kadar hâkim olduğu. Son olarak da bu iş fikrinin ne ölçüde başarılı olabileceğine bakıyorum. Girişimlere sadece maddi yatırım yapmakla yetinmiyorum, ihtiyaç duyulması halinde mentorluk de yapıyorum.”

Maliyet hesabı önemli

Turan, Türkiye’de startup’ların en büyük sorunu olarak finansmanı görüyor ve şunları söylüyor:

“Maliyet hesabı önemli. Henüz emekleme döneminde olduğunu düşündüğüm startup yatırımlarının artmasıyla, girişimcilerin gelecekte iş fikirlerine çok daha rahat yatırımcı bulabileceklerini düşünüyorum. Ama daha gitmemiz gereken çok yol var. ”

Haberin Devamı

Türk girişimlere daha fazla öncelik veriyor

Fırat İşbecer de yeni melek yatırımcılar arasında. Geçen yıl 13 yeni girişime yatırım yaptı. Bunlardan 11 tanesi Türk kurucuları olan veya Türkiye merkezli girişimler. ABD, İsveç, Avustralya gibi farklı coğrafyalardaki Türk girişimcileri de desteklemiş. Bugüne kadar toplamda 30’un üzerinde yatırım yaptığı ve aktif olan şirket var.

İşbecer, bu yıl en az üç farklı ülkede 5 yeni girişime yatırım yapmak istediğini söylüyor. Ayrıca yurtdışında şirket kurmuş, global pazarı hedefleyen Türk girişimcilere de yatırım yapmak önceliği arasında. Yatırımda ise tarım, ulaşım, gıda ve perakende gibi sektörlerdeki küçük ve yeni oyuncular ilgisini çekiyor. Fırat İşbecer, “Bu sektörleri büyük veri, yapay zeka ve ileri teknoloji ile daha verimli ve ölçeklenebilir hale getiren girişimlere ilgi duyuyorum” diyor.

Haberin Devamı

Karşılıklı güven

İşbecer, Türkiye’de bu alandaki sorunlarla ilgili de şunları söylüyor: “En büyük sorun karşılıklı güven. Bu iklimin oluşması zor ve zaman alıyor. Yatırımcı olduğunu iddia eden ve bu yönde tanıtım yapan şahıs ve şirketlerde aslında kaynak yok. Girişimciler eğitimsiz. Finansal, hukuki ve idari konularda zayıflar. Ülkemizin jeopolitik konumu dolayısıyla risk ortamını yüksek gören global yatırımcı ve girişimcilerin pazara girmekten çekinmesi de diğer bir sorun.”

İşbecer, yatırım yaparken de, “Bir numaralı kriterim girişimci. Eğer girişimciye inanır ve güvenirsem her sektöre yatırım yapabilirim. Aynı zamanda pazara hakim, araştırmacı ve bilimsel yaklaşıma sahip bir profil olması lazım. Topluma fayda sağlayan girişimler de benim açımdan öncelikli. Örneğin; 2017’de başarılı olursa İstanbul trafiğini rahatlatacak, yine başarılı olursa spor ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarımızı değiştirecek girişimlere yatırım yaptım. Bu temada devam etmek istiyorum” diye konuşuyor.

Haberin Devamı

Her sektörden bir melek çıktı

‘Sosyal girişimlere desteğe hazırım’

Mazars Denge CEO’su İzel Levi Coşkun da, sosyal girişimler konusunda adı öne çıkan melek yatırımcılardan. Hissedar olarak bugüne kadar dört şirkete yatırım yaptı. Coşkun, “Benim için yatırım sözünün anlamı sadece şirkette hissedar olmak değil.

Çünkü mesleğime ve tecrübeme istinaden, startuplara şirket kuruluşundan, muhasebe alt yapısına kadar pek çok alanda rehberlik yapabiliyorum. Benim için yatırım yapmak, startup’ın başarısına yönelik teknik, ağ ya da maddi bağlamda her ne gerekiyorsa o desteği sağlamak anlamına geliyor ve bu durumda ille de hissedar olmam gerekmiyor” diyor. Coşkun, potansiyeli yüksek, toplumsal ve çevresel etkisi olan projelere her zaman destek vermeye hazır olduğunu da vurguluyor.

Ciddi fırsat var

İzel Levi Coşkun, Türkiye’de yatırım ve girişimcilik alanında iki açık görüyor. Bunları şöyle aktarıyor: “Yatırımcıların da, girişimcilerin de odaklarını kolay para kazabilecekleri e-ticaret gibi alanlara yöneltmesi. Üretim alanlarında da yapay zeka, robotik gibi yüksek teknolojinin kullanılabileceği çok ciddi fırsatlar var. Bunların daha çok değerlendirilmesi ve girişimlerin bu tarafa da yönlendirilmesi gerekiyor. İkincisi ise sosyal girişimlerle ilgili. Toplumsal ve çevresel sorunlara çözüm getiren sosyal girişimciler için yatırımcı ve destekçi tarafında yeterli bir farkındalık oluştuğunu düşünmüyorum.”

Coşkun, şu dört önemli konuya da dikkat çekiyor: “Kitle fonlama sistemi ve blockchain sistemi altyapısının da yasal düzenlemelerle geliştirilmesi. Startup’lara rehberlik edecek yatırımcıların gelişimine katkıda bulunacak sivil insiyatiflerin artması. Girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesinde bölgesel fırsat eşitliğinin sağlanması.”

Dijital sağlıkta fırsat görüyor

Yomi Kastro, genç yatırımcılar arasında. Inveon ve Inventures Kurucu Ortağı ve CEO’su ve Girişimcilik Vakfı Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi. Startup yatırımlarını Inventures markası altında topluyor. Bugüne kadar e-ticaret, SaaS ve mobil başta olmak üzere 17 şirkete yatırım yaptı ve 3 tane önemli de çıkış gördü.

Özellikle global anlamda rekabetçi olabilecek yazılım bazlı teknoloji şirketlerinin ilgisini çekmeye devam ettiğini belirten Kastro, “Girişimlerde kurucu takımın adaptasyon ve icra kabiliyeti bizim için en önemli konu. Buna ek olarak rekabet avantajı olup olmadığına ve pazara dikkat ediyoruz” diyor. O, yeni girişimlerde dijital sağlık, az kodla çok iş üretme platformları ve dijital kişisel asistan kategorilerinde fırsatlar olduğunu düşünüyor. Kastro, yatırımcı ve girişimcilere de şu tavsiyelerde bulunuyor: “Bir startup kurucusunun sahip olması gereken en önemli kabiliyetin kendi zihnini yönetebilmesi olduğunu düşünüyorum. Girişimci ekiplerin ve hatta bir şirketin zeki olabilmesi yani adaptasyon kabiliyetinin yüksek olabilmesi başarı için ön şartlardan biridir. Girişimcilikte sinerji oluşturan bir ekosistem yaratabilmelisiniz. İşinizin nasıl şekilleneceğini önceden görüp bu yapıları yeni kuruluşlar ya da iş ortaklıkları ile desteklemek kalıcı olmak için gereklidir.”