Ekonomi İş dünyası büyüme rakamlarını nasıl yorumladı?

İş dünyası büyüme rakamlarını nasıl yorumladı?

31.03.2016 - 14:03 | Son Güncellenme:

Türkiye'nin büyüme verilerini değerlendiren iş dünyası memnuniyetlerini dile getirdi. Kocaeli Ticaret Odası Başkanı Özdağ, 'Tüm olumsuzluklara rağmen ülke ekonomimiz geçen yıl yüzde 4'le dünya  ortalamasının üzerinde büyüyerek önemli bir başarı yakalamıştır' derken, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, de 'Ekonominin gösterdiği  performans, küresel ekonominin içinde bulunduğu koşullar ve bizimle aynı  sınıftaki ülkelere baktığımızda bu büyümeye iyi denebilir' diye konuştu. İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, sanayinin Türkiye’nin 2015 yılı ekonomik büyümesine katkısının "çok değerli" olduğunu söyledi.

İş dünyası büyüme rakamlarını nasıl yorumladı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Türkiye ekonomisi 2015 yılında lira bazında yüzde 4.0 büyüdü; dolar bazında ise yüzde 9.9 küçüldü. Bu veriler ile kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) 10 bin doların altına çekilerek, 9 bin 261 dolara düştü. Kişi başına yıllık gelir lira bazında ise 25 bin 130 lira oldu.

Haberin Devamı

İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, ekonomik büyümeye ilişkin olarak yaptığı açıklamada, "2015 yılındaki bütün iç ve dış olumsuz konjonktürü göz önüne aldığımızda, Türkiye’nin zorlu bir yılda elde etmiş olduğu bu büyümeyi ekonomimizin geleceği açısından önemli ve değerli buluyorum" dedi. Bahçıvan şunları söyledi

"Özellikle sanayimizin, yaşadığı sıkıntılara rağmen büyümeye son çeyrekte verdiği 2 puanlık katkının değerini ve 2015 performansına olumlu etkisini vurgulamak istiyorum. Ekonomide konjonktürel nedenlerle de olsa hala iç talep ağırlıklı bir büyümenin söz konusu olduğunu ve bunun dış taleple daha çok desteklenmesi gerektiğini hatırlatarak, 2016 yılının nitelik ve kalite yönünden çok daha güçlü ve sağlıklı bir büyümeyi hak ettiğine inanıyorum."

Haberin Devamı

Kocaeli Ticaret Odası (KOTO) Başkanı Murat Özdağ, Türkiye'nin geçen yıl yüzde 4 büyümesinin önemli bir başarı olduğunu bildirdi.

Özdağ, geçen yılın büyüme rakamlarına ilişkin yaptığı açıklamada, TÜİK verilerine göre üretim yöntemiyle hesaplanan gayri safi yurtiçi hasılanın 2015'te bir önceki yıla göre sabit fiyatlarla yüzde 4 artışla 131 milyar 289 milyon lira olduğunu hatırlattı.

Geçen yılın siyasi belirsizlik nedeniyle yatırımların ertelenmesi, küresel finans piyasalarında dalgalanma, artan jeopolitik gerginlikler ve Avrupa Birliği'nde (AB) devam eden durgunluk gibi ekonomik gelişmelere sahne olduğuna dikkat çeken Özdağ, "Tüm olumsuzluklara rağmen ülke ekonomimiz geçen yıl yüzde 4'le dünya ortalamasının üzerinde büyüyerek önemli bir başarı yakalamıştır." değerlendirmesinde bulundu.

Özdağ, tarım, sanayi ve hizmetler sektör kalemlerinin hemen hepsinde görülen güçlü satış trendinin Orta Vadeli Program'da (OVP) öngörülen büyüme hedefinin yakalanmasını sağladığını vurgulayarak, "Orta ve uzun vadede sürdürülebilir yüksek büyüme patikasına geçebilmek için öncelikli yapısal reformların hızla uygulamaya konulması gerekmektedir. Bu nedenle önümüzdeki 6 aylık süreçte iş dünyası için sunulan reform hareketlerinin hayata geçirilmelidir." ifadesini kullandı.

Haberin Devamı

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Türkiye'nin 2015 yılında yüzde 4 büyümesine ilişkin, "Ekonominin gösterdiği performans, küresel ekonominin içinde bulunduğu koşullar ve bizimle aynı sınıftaki ülkelere baktığımızda bu büyümeye iyi denebilir." değerlendirmesinde bulundu.

Özdebir, yaptığı yazılı açıklamada, ASO olarak büyüme beklentilerinin yüzde 4 civarında olduğunu belirterek, "Ekonominin gösterdiği performans, küresel ekonominin içinde bulunduğu koşullar ve bizimle aynı sınıftaki ülkelere baktığımızda bu büyümeye iyi denebilir." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin ekonomik büyüme potansiyelinin yüzde 4'ün üzerinde bulunduğunu vurgulayan Özdebir, yüksek büyüme potansiyelini gerçekleştirmek için öncelikle kafaların değişmesi gerektiğini savundu.

Dünyada, Sanayi 4.0'ın, Analitik 3.0'ın, yeni iş yapma yöntem ve şekillerinin konuşulduğu bu ortamda iş dünyası ve sanayiciler olarak bir zihniyet değişimine ihtiyaç duyduklarına işaret eden Özdebir, yeni bir dünya kurulurken, bu dünyaya ayak uyduracak şekilde işlerini organize etmelerinin zorunluk taşıdığını kaydetti.

Haberin Devamı

Özdebir, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

"Ocak ayında yatırım malları üretiminde yüzde 0,2, ithalatında ise yüzde 17'lik bir düşüş olmuştur. Bu, insanların beklentisinin, yatırım hedeflerinin çok iyimser olmadığını, yatırım ortamının iyi olmadığını gösteriyor. Bunu çözmemiz, insanlara moral vermemiz, yatırım şevkini artırmamız azım."

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmacıları Vakfı (SETA) Ekonomi Araştırmacısı Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, "2011'de cari açığın yükselmesiyle büyüme frenlenmişti. Şimdi büyüme trendine yeniden girildi. Cari açığın da düşmesiyle bundan sonraki dönemde daha yüksek büyüme rakamları için alan açılıyor" dedi.

Karagöl, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı 2015 yılı büyüme rakamlarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin, etrafındaki jeopolitik riskler ve geçen yıl geçirdiği 2 seçime rağmen 2009'un son çeyreğinden itibaren aralıksız 25 çeyrektir büyüdüğünü, bunun da büyük önem arz ettiğini söyledi. Türkiye'nin büyüme rakamlarıyla G20 ülkeleri içerisinde 4'üncü sırada yer aldığını anlatan Karagöl, "2011'de cari açığın yükselmesiyle büyüme frenlenmişti. Şimdi büyüme trendine yeniden girildi. Cari açığın da düşmesiyle bundan sonraki dönemde daha yüksek büyüme rakamları için alan açılıyor" diye konuştu.

Haberin Devamı

Türkiye'nin dış ticaretinde son dönemde bir daralma görüldüğünü anımsatan Karagöl, şunları kaydetti:

"İhracatta azalma var, ihracatın katkısı olsa daha yüksek büyümeden bahsedebilecektik. Bütün bunlara rağmen yüzde 4'lük büyüme Türkiye ekonomisi için önemli bir performans. Ekonomi kuruluşları rakamları aşağı doğru revize ediyorlardı ama her çeyrekte daha büyük bir büyüme rakamı gördük. Son çeyrekteki 5,7 oranı çok önemli. Geçen yılki iki seçim ve içerideki koşullara rağmen tahminlerin üzerinde büyüme olması önemli. Sanayi üretim endekslerinde bir işaret vardı, bu endeksler büyümenin öncü göstergeleriydi."

Karagöl, reformların hayata geçirilmesi ve AB'deki parasal genişlemeye bağlı olarak ihracatta artış görülmesiyle bu yıl yüzde 4,5'lik büyüme hedefinin üzerine çıkılabileceğini bildirdi. Ekonomik büyümedeki artışa rağmen kurlardaki değişim nedeniyle kişi başına milli gelirin düşüş gösterdiğini de hatırlatan Karagöl, "Bu rakamın 10 bin doların üzerine çıkılması önemli, çünkü 10 bin dolar psikolojik nokta. Bu patinajdan Türkiye'nin bir an önce çıkması gerekiyor. Reformların hayata geçirilmesi, katma değerli ve Ar-Ge değeri yüksek ihracatın artırılmasıyla Türkiye ekonomisini temsil eden, ülkenin yüksek gelirli ülkeler arasına girmesinde önem taşıyan bu rakam artacaktır" değerlendirmelerinde bulundu.

'KRİZE DÖNÜŞME RİSKİNE KARŞI TAMPONLAR VAR'

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Toprak ise Türkiye'nin büyümesinin önemli ölçüde yurt içi talebe dayandığını, yurt dışı talebin etkisinden bahsedilemeyeceğini söyledi.

Asgari ücret ve hükümetin telafi edici harcamalarının büyümeye imkan verdiğini ifade eden Toprak, "Bu verimlilik artışı, teknolojik gelişme sonucu oluşmuş bir büyüme değil. Bütün dünyanın krizde olduğu bir dönemde Türkiye'deki politika yapıcıların basiretli tavırlarıyla ekonominin dar boğaza girmesi önlendi. Bunu sağlayan kamu harcamaları ve telafi edici maliye politikası araçları oldu. Ancak bunun da maliyeti var. Bu, hedefin üstünde gerçekleşen enflasyon ve fiyat dalgalanmaları olarak karşımıza çıkıyor" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin en büyük dış avantajının enerji ithalat fiyatlarındaki düşüş olduğuna dikkati çeken Toprak, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin henüz orta gelir bariyerini aşmaya yakın olduğunu söyleyemeyiz. Avantajımız finansal sektör sermaye yeterliliği açısından gerekli rakama sahip. Özel sektörün yurt dışı yükümlülükleri yönetilebilir düzeyde ve takipteki alacaklarımız çok yüksek düzeyde değil. Bütün bunlar Türkiye ekonomisinin yapısal olarak kırılgan olmadığını, bir krize dönüşme riskine karşı tamponlarının olduğunu gösteriyor. IMF de bu tespitleri önemli ölçüde yaptı ve yapısal reformların hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye yeni ve yenilenmiş bir vizyonla 13 sene önceki o şevkini yeniden yakalarsa büyüme rakamlarını artırabilir."

İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Yülek, 2015 yılı son çeyreğinde yüzde 5,7'lik büyümenin yüksek olduğunu ve sanayi üretim rakamları başta olmak üzere gelen öncü rakamlardan yüksek büyümenin beklendiğini vurguladı. Yülek, "Ancak gerçekleşme, beklentilerin de üzerinde oldu. Bunun sayesinde 2015 büyümesi de yüzde 4'e ulaştı. Harcama tarafından bakıldığında büyümenin, son çeyrekte daha da yükselen iç tüketim, kamu tüketimi ve yatırımlar sayesinde gerçekleştiği görülüyor. Düşen ihracat bu kalemin etkisini negatif hale getirirken, kısılan ithalat pozitif büyüme etkisi oluşturdu" ifadelerini kullandı.