Ekonomi Kadim dostum Demirel siyasete dönecek

Kadim dostum Demirel siyasete dönecek

13.05.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kadir Has, 40 yıllık dostu Süleyman Demirel için, 'Benim tanıdığım Demirel siyasete döner. Ancak mevcut bir partiye girmez, yeni bir parti kurar' dedi

Kadim dostum Demirel siyasete dönecek




Kamuoyunda hayırseverliği ile tanınan işadamı Kadir Has, 40 yıllık dostluğu bulunan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i bundan üç gün sonra, yani 16 Mayıs'ta Çankaya Köşkü'nden alıp Güniz Sokak'taki evine uğurlayacak.
"Bundan yedi yıl önce de Güniz Sokak'tan arkadaşlarla beraber O'nu Çankaya'ya yolcu etmiştik" diyen Has, Demirel'in geri dönüşünde de onu yalnız bırakmayacağını söylüyor. Demirel'e Cumhurbaşkanlığına veda edeceği 16 Mayıs'ta vermek üzere eşine İsviçre'den çikolata aldırtan Has, ayrıca bir de veda yemeği verecek.

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile uzun yıllara dayanan dostluğunuz ne zaman başladı?
Demirel, Devlet Su İşleri'ndeki görevinden ayrıldıktan sonra siyasete atıldı. Ben de politikaya atıldığı ilk dönemde gittim ve onunla tanıştım. Ondan önce Adnan Menderes vardı. Benim Menderes ile de yakınlığım vardı. Onu kaybettikten sonra bende bir boşluk oldu. Sonra Demirel politikaya girdi. Girince ben de Demirelci oldum, böyle gidiyor.

Demirel'i cumhurbaşkanlığına veda töreninde yalnız bırakmayacağınızı açıkladınız....
Evet. Demirel ile tam 40 yıllık kadim dostluğum var. Bundan yedi yıl önce Güniz Sokak'tan arkadaşlarla beraber onu Çankaya'ya yolcu ettik. Aradan yedi yıl geçti. Şimdi Çankaya'dan evine dönecek. Ben onu yine yalnız bırakamam. Bu hüzünlü bir ayrılıştır. Sevdikleri yanında olursa daha rahat olur. Çankaya'ya nasıl götürdümse Güniz Sokak'a da götüreceğim. Onu evine teslim etmekten de mutlu olurum.

Uğurlama töreni için özel bir şey düşündünüz mü?
Eşim İsviçre'de. Ona o gün için güzel bir çikolata paketi yaptırmasını söyledim. 16 Mayıs'ta O'na çikolata götüreceğiz. O'na "Şimdi daha fazla yanınızdayız" diyeceğiz. Ayrıca ben Demirel'e her yıl yemek veriyorum. Her davetimde yeni bir şöhret getiriyorum. Bu yıl yine davet var. Onun için bir veda yemeği düşünüyorum. Ama henüz belirlenmiş bir şey yok. Biz onu ağırlamadan edemeyiz.

Dostluğunuzu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Demirel son derece sadık ve bağlı bir dosttur. Her zaman arar sorar. Üç gün aramasam merak eder. Hatır adamıdır. Tenkit etsem de tepki göstermez, bana kırılmaz. Bana hep konuşma fırsatı verir. Bizim onunla unutulmayacak bir dostluğumuz var. Ben onun asla menfaat dostu olmadım. Çünkü 40 yıl içinde ondan kendim için bir şey istemedim. Demirel çıkıp 'sana şunu yaptım şu tahsisini hallettim, sana para kazandırdım' diyemez.

Siz Demirel'e maddi yardım da bulundunuz mu?
Partisine maddi yardımda bulundum. Bir parti nasıl yaşar? Demirel müstesna bir adam. Demirel'e kimse suistimal yaptı diyemez. Demirel'e artık ölene kadar yardımcı olacağız. Hem manevi hem maddi. Demirel bir şeye ihtiyaç duyulduğu zaman, nazı geçtiği için bana söyler. Bir gün dedim ki 'Sizin eliniz benim cebimden çıkmıyor'. 'Ancak ne istiyorsanız yapacağım' dedim. Böylelikle benim bu esprim 'Demirel'in eli cebimden çıkmıyor' şeklinde kaldı.

Demirel'e, ikinci defa cumhurbaşkanı seçilmesinin yolunu açacak olan beş artı beş formülünün hayata geçirilememesinde haksızlık yapıldığını düşünüyor musunuz?
Evet ona haksızlık edildi. Çok yakın olduğum için her şeyi biliyorum. Ecevit'in çok büyük adam olduğunu başbakanlığından sonra anladık. Demirel'i takdir ettiği, değerini bildiği için elinden geleni yaptı. Ancak liderler söz verdikleri halde maalesef olmadı. Demirel buna son derece üzüldü. Ben ona, tekrar cumhurbaşkanlığı gündeme geldiğinde, üç dört kere telefon ettim. 'Rica ederim vazgeçin bu işten' diye. 'Güniz Sokak'a dönün dinlenin' diye. 'Ben de istemiyorum ama göreve çağırırlarsa bundan kaçamam' demişti. Demirel yedi yıl kaldığı Çankaya'da yedi gün yatmadı. Ben onun sağlığından yanaydım.

Sizce siyasete tekrar dönecek mi?
Benim tanıdığım Demirel siyasete döner. Ancak mevcut bir partiye girmez, yeni bir parti kurar. İşe A'dan başlar. İsmini bulur ve işe başından başlar. Çünkü ona yapılan bu hareketi hiçbir zaman affedeceğini sanmıyorum.

Yeni Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i nasıl değerlendiriyorsunuz?
Demirel ile mukayese edilemez. Her ikisinin de tarzı farklı. İkisiyle de Türkiye hedefe gider. Sezer, 'Cumhurbaşkanının yetkilerini azaltacağım' diyor. Ne kadar güzel. Ecevit'in bu memlekete yaptığı en iyi hizmetlerden birisi de bu. Kendisi hukukta da en yüksek mertebeye gelmiş, Atatürkçü, insan haklarının yanında yer alan büyük vasıflara sahip birisi. Umarız büyük bir devlet adamı olur. Onu tanımayı isterim.

Siyaset yapmayı hiç düşündünüz mü?
Benim siyaset yapmamı Menderes de Demirel de istedi. 'Ben aktif siyasete girmem' dedim. Çünkü benim işim değil. Ben dobra dobra konuşan birisiyim. Lafımı hiç esirgemem. Ben Meclis'e gitsem bu yüzden beni kovarlar. Siyaset yapamam ama siyasilere bayılıyorum. Ama dalavericilerle işim yok.

Kendinizi hayır işlerine adanınız...
Evet, kendimi hayır işlerine adadım. Çünkü Demirel bir gün, 'Sağlığında eser bırakmamış bir kimsenin öldüğü yerde yeller eser' demişti. Ben gerek bu söz, gerekse ailemden dolayı - ki babam çok hayırseverdi - hayır işleri yapmaya karar verdim. Hayır işlerim trilyonları geçti. Kadir Has Üniversitesi en büyük hayır işim oldu. Kolları sıvadım ve bunun için çalışmaya başladım. Ama sorunlar çıktı. Bu işi çekemeyenler oldu.

Kim bir hayır işini engellemek ister ki?
Cibali Tütün Fabrikası'nı bana üniversitenin merkez binası olarak tahsis ettiler. Anlaşmam yapıldı. Sigortasını bile yaptırdım. İçine girip restorasyon yaptırmam gerekiyorda ama bazı YÖK üyeleri bizi 'izniniz yok' diye içeriye sokmadı. Bunu ilgili bakanlıklara yazılı olarak ilettim. Bana burası verildi. Eğer verdiğim sözde durmazsam geri alsınlar. Ama ben yapmaya talibim. Elimi kolumu bağlamasınlar. Benim eserlerim meydanda.

İş hayatını ne zaman bıraktınız?
Ticareti bırakalı altı sene oldu. Şu anda hiçbir faaliyetim yok. Has Otomotiv adlı şirketim var sadece. Benim yan gelirlerim çok. Kira ve bazı şirketlerden ortaklık gelirlerim var. Artık hayır işleri ile uğraşıyorum. Kurduğum Kadir Has Vakfı'na (HASVAK) tüm servetimi bırakıyorum. Ben öldükten sonra bu hayır işleri devam edecek. Devletimiz fakir. Vatandaş yardımcı olmazsa eğitim, sağlık faaliyetlerini yapamazdı. Babam da hayırseverdi. Adrana'da okulu, hastanesi Kayseri'de camiisi, okulu var. Kayseri'ye zamanında içme suyunu getirmiş.

'Hayır yaptığım için zenginim'

"Türkiye'de benden zengin en az 100 kişi var. Çok zengin görünüyorsam hayır işlerinden dolayı. Onlar fakir görünüyorsa hayır yapmadıklarından dolayı. Allah yedirecek para versin. Bu yaşamda ne hayal ettiysem gerçekleştirdim. Ben paranın esiri olmadım. Para benim esirim oldu. Şimdi hayatımla ilgili bir kitap yazıyorum. Birkaç aya kadar tamamlanacak. Adı 'Vatanıma borcumu ödüyorum' olacak. Hayatta en zor şey hayatımı yazmak oldu. O kadar çok şey oldu ki hatırlamak güç oluyor. Onun dışında evde oturmayı seviyorum. Bahçeyle ilgileniyorum. Özel zevkim giyinmek. Çocukluğumdan beri en büyük tutkum. Eşimin giyimine varıncaya kadar ilgileniyorum. Yılda 15 - 20 takım elbise alıyorum."


İzlenim.....

Genetik senaryosu: Bağış
Kadir Has'la her yıl düzenli olarak kadim dostu Cumhurbaşkanı Süleyan Demirel'e davet verdiği Sarıyer'deki Boğazı kucaklayan villasında sohbet ettik.
Herkesin bir genetik senaryosu vardır ya, Has'ın senaryosunun da "bağış yapmak" olduğunu öğrendik.
Bağış yapmak Has'a babasından geçmiş genetik bir hadise. Türkiye'nin ilk sanayicilerinden Kayserili Nuri Has da okular, hastaneler, camiler yaptırırmış.
Hayır işleriyle rekortmen olmayı kendine hedef edinen oğul Has da bağışlarından dolayı devlet üstün hizmet madalyası almış.
Has, "Madalya alan ilk kişi benim" diyor övünerek.
Kendisini "Paranın esiri değilim, para benim esirim" diye tanımlayan Has, diğer zenginlere de sitem ediyor: "Bir çok zengimizin cebinde akrep var. Ellerini ceplerine atamazlar. Benim yaptığım hayır işinin onda birini yapsalar Türkiye'nin eğitim, sağlık sorunları çözülür."

İlk işinde dolandırıldı
1921 yılında Kayseri'de doğan Has, 1942 yılında İstanbul Boğaziçi Lisesi'ni bitirdi. Liseyi bitirdikten sonra Adana'ya giden Has, babasının desteğiyle ilk işini kurdu.
"İlk işim müteahhitlik şirketi kurmak oldu. Bulduğumuz müteahhit bizi dolandırdı ve ilk işimde kaybettim" diyen Has'a babası hiç kızmaz. Has, "Babam böyle başlamanın iyi olduğu söyledi. 1960 yılında İstanbul'a geldim ve gerçek anlamda ticarete başladım" diyor. Türkiye'ye ilk Coca Cola fabrikasını kuran Has, sonra Mercedes'in ve Michelin lastiklerinin distribütörlüğünü üstlendi.
1991 yılında kurduğu "Türk Eğitimine Özgü Kadir Has Vakfı" ndan (HASVAK) sonra ticari faaliyetlerini bırakan Has, kendisini hayır işlerine adadı.
"Bağış yapınca, yararlı olacağım insanları düşünüp mutlu oluyorum" diyen Has'ın bugün 13 tane lisesi bulunuyor.