Ekonomi Krize karşı birleşme rüzgarı

Krize karşı birleşme rüzgarı

19.12.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Krize karşı birleşme rüzgarı

Krize karşı birleşme rüzgarı

       Perihan ÇAKIROĞLU
       HAZIRGİYİM sektörü sonunda birleşti. Kravat üreticisinden çorapcısına, kadın ve erkek giyiminden iç çamaşırcısına, trikotajcısından aksesuarcısına kadar sektörü temsil eden tüm kuruluşlar, biraraya gelerek tek fuar düzenlemeye karar verdiler.
       Sektördeki ekonomik daralmayı ancak güçbirliği yaparak aşacaklarını anlayan giyimciler, Türkiye'nin uluslararası takvimlere giren tek moda fuarı İMF Fuarı için konsorsiyum kurarak birlikte hareket edecekler. Giyimciler, gelecek yıl 25 - 28 Şubat arasında 10'uncusu düzenlenecek Uluslarası İstanbul Moda Fuarı İMF - 99'u, bundan böyle Türkiye'deki tek moda fuarı olarak lanse edecekler. CNR Fuarcılık salonlarında yapılan birleşme törenine TGSD(Giyim Sanayicileri Derneği) Başkanı İsmet Özcan, TRİSAD(Triko Sanayicileri Derneği) Başkanı Mustafa Balkuv, ÇİAD(Çorap İşadamları Derneği) Başkanı Süleyman Örmeci, KYSD(Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği) Başkanı Fikret Poyraz ve CNR Başkanı Ceyda Erem katıldı.

       Bu birleşme ile hazırgiyim dünyasındaki kopukluk ve dağınıklık önlenirken, nihayet Batılı gelişmiş ülkelerde düzenlenen fuarcılık anlayışı da sektöre hakim olacak. Dünya Ticaret Merkezi'nde düzenlenmesine karar verilen fuarda ihracatçılara 1000 metrekarelik özel alan açılacak. Bu bölüme girecekler, ciddi bir elemeden geçirilecek. Bölüme alınacak çok özel koleksiyonların özel standlarda yine çok özel müşterileri olacak.

       GSD Başkanı İsmet Özcan, birleşmeyi "tarihi" olarak nitelerken, sektörde yeni bir dönemin açıldığını belirtti ve "2000'li yıllarda sektörümüz dünya modasına artık markalarla imza atacak ve İstanbul, tam bir moda merkezi olacaktır" dedi.
       İsmet Özcan, sıkıntıya rağmen bu yıl hazırgiyimdeki büyümenin yine de yüzde 6.4 olduğunu belirtti ve "Bankacılar, sadece bankacılık yapsaydı, bu oran daha yüksek olurdu" diye konuştu.

       KOÇ Grubu'nun iki şirketi ARÇELİK ile Ardem birleşme kararı aldı. Her iki şirketten İMKB'ye gönderilen açıklamada, şirketlerin önceki gün yapılan yönetim kurulu toplantısında, şirkette yüzde 63.15 iştirakı bunan Arçelik'in, Ardem'i devralma kararı aldığı bildirildi. İki şirketin birleşmesinin iç satış, ihracat, finansman gibi konularda daha etkin bir yönetim ve tasarruf sağlayacağı ve global rekabet gücünü artıracağı bildirildi.
       Birleşmenin iki şirketin 31 Aralık 1998 tarihli bilançoları üzerinden ve Ardem'in aynı tarihli bilançosundaki tüm aktif ve pasiflerin kül halinde Arçelik tarafından devralınmak suretiyle gerçekleştirilmesine karar verildiği belirtildi. İki şirket arasında birleşme sözleşmesinin akdedilmesi için olağan kuruldan yetki talep edilmesi ve birleşme için tüm hazırlıklar ve işlemlerin yapılması için şirket yönetimlerine yetki verilmesinin kararlaştırıldığı kaydedildi.

       Hacı Ömer Sabancı Holding Yönetim Kurulu, ABD'li Dupond firması ile dünya genelinde işbirliği yapma kararı aldı. Holding'den İMKB'ye gönderilen açıklamaya göre, işbirliği, naylon endüstriyel iplik, ham bez ve terbiye edilmiş kord bezinin üretim ile pazarlamasını içeriyor.
       Kordsa Kord Bezi Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile Dusa Endüstriyel İplik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin Kordsa çatısı altında birleşmesini de kabul eden Holding Yönetim Kurulu'nun bugün yaptığı toplantıda, Amerika kıtasında yeni yatırımlar için de onay çıktı. Açıklamada, bu yatırımlarla ilgili şu bilgiler yer aldı:
       'Şirketimiz Yönetim Kurulu, Brezilya Camacari, Salvodor Do Bahaia'da kurulu 10 bin ton naylon iplik üretim ile 8 bin 750 ton büküm ve ham kord bezi kapasiteli Dupond Nordeste S.A. (DUNE) şirketinin yüzde 50 hissesinin 3 milyon dolara, Arjantin Buenes Aires kentinin Brazatagui mevkiinde kurulu 8 bin 900 ton büküm ve ham kord bezi kapasiteli Dupond Kord S.A. (DUKORD) şirketinin yüzde 50 hissesinin 13 milyon dolara satın alınmasına ve bedelinin ödenmesine
       karar vermiştir.''

       Tamer ALTUNAY
       Taşıt filosunu 1994 - 1998 yılları arasında üç kattan fazla büyüten uluslararası karayoluyla eşya taşımacılığı sektörü şimdi küçülmenin yollarını arıyor. Ekonomik krizden kurtulmak için çeşitli çözüm seçenekleri üreten taşımacılar, önce Türkiye'nin önde gelen ihracatçı ve ithalatçı firmalarının kapılarını çalarak, "Mallarınızı yurtdışından getirirken, bizim taşıtlarımızı tercih edin, aksi takdirde yaşanan krizin boyutları daha da büyür. Hepimiz aynı gemide olduğumuz için, bu olumsuzluk size de yansır" uyarısında bulunuyorlar.
       Uluslararası Nakliyeciler Derneği'nin (UND) öncülüğünde kurulan "kriz masası" bugüne kadar Sabancı Holding, Koç Holding, Eczacıbaşı Holding, Toprak Holding, Borusan Holding ve Sarkuysan yöneticileriyle görüşerek, "ülke dayanışması" için çağrı yaptı.
       UND Başkanı Saffet Ulusoy, 1998 yılının ilk 11 ayında taşıma filosunun yüzde 16'sının boş döndüğünü ve bu oranın daha da büyümesinden kaygı duyduklarını belirtiyor. Ulusoy, Türkiye'nin iş hacmini karşılayacak çekici sayısının 13 - 14 bin civarında olduğunun altını çizerken, Türk taşımacılık filosunun elinde halen 22 bin çekici bulunduğunu aktarıyor.
       Plansız büyümenin, Gümrük Birliği'ne ilişkin beklentiler ve yurtdışındaki otomotiv üreticilerinin Türk taşımacılara açtığı krediler nedeniyle oluştuğunu vurgulayan Ulusoy, ithalatçı ve ihracatçılarla yapılan görüşmeler sonucunda ithal taşıma paylarını yüzde 20 oranında artırmayı amaçladıklarını anlatıyor.
       Yapılan görüşmelerden olumlu izlenimler aldıklarını söyleyen Ulusoy, sektörün krizden çıkış için aldığı ve alacağı diğer önlemleri de şöyle sıralıyor:
       * Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'na başvurarak, yurtdışından çekici alımı için açılan teşvik kredilerinin durdurulmasını istedik ve kabul ettirdik.
       * Taşımacıların aldıkları ama kullanmadıkları teşvik kredilerinin kullanım zorunluluğunun kaldırılmasını istiyoruz.
       * Yugoslavya, Romanya ve Türk cumhuriyetlerine giderek, filoda atıl biçimde duran taşıtların satışına yöneleceğiz. Bu girişimle filonun yüzde 30 - 35'ini elden çıkarmayı amaçlıyoruz.
       * Yurtdışına çıkan taşıtların, Türkiye'nin 44 ülkeyle yaptığı karayolu ikili anlaşmasına uygun olduğunun daha sıkı biçimde denetlenmesi için girişimlerde bulunuyoruz.
       * Avrupa'ya yönelik olarak çalışan uluslararası taşımacılar halen filolarında bulunan bir çekiciye karşı, bir kiralık çekici kullanabiliyorlar. Bu kararın kaldırılmasını ve taşımanın sadece özmal çekicilerle yapılması isteyeceğiz. Kiralık taşıtların da yurtiçi eşya taşımada kullanılmasını, bunun için tonaj denetiminin daha sıkı biçimde yapılmasını istiyoruz.
       * BDT'ye yönelik taşıma yapan firmalar için kiralık çekici kullanma oranını bire bire çekeceğiz.
       * Son seçenek ise bütün UND üyelerinin filolarında bulunan taşıtların yüzde 10 ya da 15'ini garaja çekmelerini istemek olacak!

       UND yöneticilerinin destek istemek için gerçekleştirdikleri ziyaret sırasında ekonomik krizi değerlendiren Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç, hükümetin ekonomik koşulların çok kötüye gittiği bir ortamda düşürüldüğünü belirtti ve krizden daha az zararla çıkma şansının gitgide yitirildiği uyarısını yaptı.
       Konuşmasında bazı ekonomik gelişmeleri de anımsatan Koç, "Devlet dolar üzerinden yüzde 57 faizle borçlanıyor. Devlet böyle yaparsa, biz sanayiciler olarak ne yapacağız? Pahalı iç borçlanmadan ötürü Hazine'ye 1 milyar dolar yük geldi. Bunun hesabını kimse ödemiyor!" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
       "Özelleştirmeler de topalladığı için Hazine'ye bu yolla da para gelmiyor. Özelleştirmeye içte ve dışta ilgi duyanlar vardı, ancak bu ilgi de yok oldu. Yaşanan global bir kriz. Bu krizin her ülkeye yansıması, o ülkenin alacağı tedbirler ve yapacağı çalışmalara göre değişiyor. Bu anlamda Türkiye'ye yansıması da doğal. Ancak tedbirlerin süratle ve zamanında alınması lazım."
       Krizin psikolojik yönünün bertaraf edilmesi için önlemler alınması gerektiğini de vurgulayan Koç, ekonomi ve siyaset arasında oluşan "gerilim hattını" da şöyle aktardı:
       "Hükümet tedbir alma yoluna gidiyor, fakat hükümet olmadığı için esasında dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyoruz. Kuvvetli bir hükümetin kurulması süratle temin edilmeli. Bu olmadığı sürece işimiz çok zor. Kriz tahribat yapacaktır ama hükümetsiz ne kadar beklersek bu krizin içinden çıkılması o kadar çetin olacak. Kriz kapıya kadar gelmişken ve hala buradan en az zararla çıkmak mümkünken gerekli kararların süratle alınması lazım. Her geçen dakika bizim aleyhimize çalışıyor. Ankara'daki siyasi havanın netleşmesi ve hükümetin güvenoyu alıp masaya oturarak işlere bakması lazım."

       PİYASADAKİ daralma, 19 firmayı biraraya getirdi. Türkiye'nin önde gelen 19 markası, krizi atlatmak için geçen hafta içinde aynı kartta birleşti. Boyner Holding kuruluşlarından Benkar organizasyonunda Advantage kart adlı yeni bir ödeme sistemi geliştirildi. Böylece, Türkiye'de ilk kez banka dışında kredi kartı uygulaması, Benkar tarafından başlatıldı. Cem Boyner bu kartı, "Krizi atlattıran kart" olarak tanımladı.
       Tüketiciye, özellikle peşin ve kısa vadeli alışverişlerin tamamında hediye çeki armağan eden Advantage Kart'a geçen hafta şu firmalar imza attı:
       Boyner Holding, Altınyıldız, Beymen, Burger King, Çarşı, Divarese, Fahri Kuz Optik, Gen- Pa, Gilan, Hertz, Homa Store, İstanbul Cerrahi Hastanesi, İremtur, Levi's, Reebok, Sentez Halı, Toys'R'us, Benetton, Yataş.
       1.5 yıl boyunca Advantage kart üzerinde çalışan Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner, kartın kamuoyuna tanıtımı sırasında şöyle konuşmuştu:
       "Öyle bir kart düşündük ki, tüketiciye net yarar sağlasın. Yaptığı alışverişten cebine yarar kalsın. Artık oyunun adı müşteriye iyi hizmet. Önümüzdeki yıl hedefimiz 2 milyon adet Advantege kart vermek. Bahar aylarında bir otomobil firması, bir büyük havayolu şirketi, belki de bir benzin istasyonu, beyaz eşya firmaları da bu kart kapsamına alınacak."