Ekonomi Önlem alınmazsa 3 ay dayanırız

Önlem alınmazsa 3 ay dayanırız

09.12.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Önlem alınmazsa 3 ay dayanırız

Önlem alınmazsa 3 ay dayanırız

       HÜKÜMET, krize adım adım yaklaşan ekonomiyi unutup kendi derdine düştü. Tekstil ve otomotiv sektörünün kalbi Bursalı sanayiciler, hükümetin en kısa zamanda acil tedbirleri almazsa, büyük bir krize girecekleri uyarısında bulundular.
       Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Celal Sönmez, bankaların vadesi dolmamış kredileri geri istediğini, sanayicinin dayanma güçünün kalmadığını söyledi. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Beceren de, bankaların yeni kredi vermemesi durumunda tekstil sektörünün en fazla 3 ay dayanacağına dikkat çekti.
       Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ve aynı zamanda Sönmez Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez, global krizin tekstilde derin yaralar açtığını belirterek, fabrikaların kapanmaya başladığını, bazı sanayicilerin ise bitkisel hayata girdiğini vurguladı. Son iki ayda büyük kan kaybettiğini söyleyen Celal Sönmez, Bursa'nın tablosunu şöyle çizdi:
       "Uzakdoğu krizi ve Laleli piyasasının alıcı olmaktan çıkması üzerine pazar kaybettik. Üretimin azalması ile işten çıkarmalar gündeme geldi. İşsizler ordusunun büyümesi, satın alma gücünü azalttı. Dolayısı ile üretici borçlarını ödemekte zorlanıyor. Otomotiv ve tekstil sektöründe, bankalar vadesi gelmeyen alacaklarını istiyor. Bankalar da, dış finans kuruluşlarından yeni kredi alamadıklarını söylüyorlar. Tabi banka da, parasını müşteriden istiyor."
       Bursa'da fabrikaların yüzde 70 kapasite oranı ile çalışırken, Ekim'de yüzde 60'a, Kasım'da yüzde 50'ye düştüğünü söyleyen Sönmez, Aralık'ta ise yüzde 40'a düşmesini beklediklerini belirtti.
       Hükümetin çözüm üretmediğini, kendi derdi ile uğraştığını söyleyen Sönmez, işini devam ettirmek için oturduğu villasını satışa çıkaranlar olduğuna dikkat çekti. Bursa'nın astar üretiminden uzakdoğu malları nedeniyle çekilmek zorunda kaldığını hatırlatan Sönmez, "Tekstile biran önce kota koymak gerek. Mevcut kotalarda çok yüksek. Hiçbir etkisi yok" dedi.
       Eximbank kredilerinin yükselmesini, KDV oranını kriz atlatılana kadar yüzde 15'den yüzde 5'e indirilmesini, düşük fiyatlı enerji verilmesini öneren Sönmez, şöyle konuştu:
       "Biz tektsil sektörünün sorunlarını ve çözüm önerimizi raporlar halinde defalarca hükümete verdik. Ancak hükümetten bir tek yetkili bile gelip, sorunlarınız nedir diyerek bizimle konuşmadı."
       Adidas, Nice, Reebok, Lacoste France, Schiesser AG, Champion Europe markalarını üreten Biesseci'nin Genel Müdürü ve aynı zamanda Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçılar Birliği Başkanı İsmail Beceren, sanayicilerin ihtiyacı olan işletme finansmanı sağlayacak krediyi bulmakta zorluk çektiğini belirterek "Eğer bankalardan kredi alamazsak ancak 3 ay dayanırız. Ondan sonra kapanırız" dedi.
       Avrupa Birliği ülkeleri ile Amerika'ya ihracat yapan tekstilcilerin siparişte sorunları olmadığını söyleyen Beceren, şöyle konuştu:
       "Bizim pazarımızda sorun yok. Sorunu Rusya pazarına ihracat yapanlar yaşıyorlar. Bizim sorunum ise bankalarla ilgili. İhracat siparişimiz var. Üstelik yabancı bankalardan kredi de buluyoruz. Ancak yabancı bankalar Türkiye'de sadece 4 kamu bankasının vereceği teminat mektubunu kabul ediyorlar. Hükümet hiç olmazsa, bu teminat mektuplarının verilmesinde bize kolaylık sağlasın. Bence asıl kriz finans sektöründe. Hükümette, şikayetimizi iletmek için bile karşımızda yetkili birini bulamıyoruz. Liderler sandalye kavgasında. Bürokratlar ise karar merci olmadığı için, birşey yapamıyorlar. Kriz ortamında bir de kaos yaşıyoruz."

       MALİYE Bakanı Zekeriya Temizel, son günlerde başta tekstil sektörü olmak üzere sanayi sektöründe başgösteren sıkıntıya karşı önlemlerin çıkması için çırpınıp durduklarını söyledi. Temizel, alınan önlemlerden bazılarının cuma günü açıklanacağını bildirdi.
       Geçici bütçeden önce alınması gereken bazı önlemler olduğunu, ancak kesinleşmediği için şimdilik açıklayamayacağını da kaydeden Temizel, "Belirli saptamalar olmuş. Ben üzerime düşenleri, özellikle ihracatçılarla ilgili düzenlemeleri büyük bir hızla yaptım. Tebliğlerini de yayımladım. Diğer kuruluşlarca da yapılması gereken bazı şeyler de var. Çalışmaları son aşamaya geldi. Bu hafta sonuna kadar nihai şekilde sonuçlandırıp, büyük bir hızla yürürlüğe koyarız zannediyorum. Onu da Cuma günü açıklarız. Sıkıntı var. Ama Türkiye bunları aşacaktır" diye kouştu.
       Temizel, kredilerin ucuzlamasını sağlayacak olan KKDF kesintilerinin 1 Ocak 1999'dan itibaren kaldırılmasını, Bakanlar Kurulu'nun daha önce taahhüt ettiğini anımsatarak, sanayinin rahat soluk alabilmesi için bu kararı öne çekeceklerini bildirdi.
       Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, bu ayın 15'inde geçici bütçeyi Meclis'e sevk ederek, işlemleri başlatmayı planladıklarını tasarının 12 -13 maddelik bir kanun tasarı olacağını ve Meclis'ten 5 gün içinde çıkacağını söyledi.
       Bankalar Yasası Tasarısı'nın Meclis Genel Kurulu'nda bugün gündeme geleceğini bildiren Temizel, tasarıya ilişkin görüşmeler bitene kadar genel kurulda çalışma kararı alınmasının gündemde olduğunu kaydederek, "Büyük ihtimalle, Perşembe sabaha karşı bitmiş olur" diye konuştu.

       TÜRK - İş Genel Başkanı Bayram Meral, krizin etkilerini yeni yeni göstermeye başladığını belirterek, "sorunlar giderek daha da artacak, derinleşecek ve yaygınlaşacaktır" dedi. Meral, bugün ağırlık olarak tekstil, deri, otomotiv ve inşaat sektörlerinde önemli sayıda işçi çıkarılmasına, işletmelerin kapatılmasına veya küçültülmesine yol açan krizin önümüzdeki aylarda diğer bazı sektörlerde de ciddi sorunların yaşanmasını getireceğini belirtti. İşten çıkarmaların büyük bir bölümünün henüz kayıtdışı sektörde yaşanmasına bağlı olarak, işten çıkarılan işçilerin sayısına ilişkin sağlıklı tahminlerde bulunmanın mümkün olmadığını anlatan Meral, şunları söyledi.
       "Krizin en önemli nedeni, ulusötesi şirketlerin ve onlardan yana politikalar uygulayan hükümetlerin işçi ücretlerini düşürme, sosyal devleti tahrip etme politikalarıdır. Artan işsizlik ve yoksulluk ve daha da bozulan gelir dağılımı adaletsizliği nedeniyle ortaya çıkan tüketim yetersizliğidir.
       Dünyada ve Türkiye'de sermayenin verimli alanlardan özellikle gelişmekte olan ülkelerin hükümetlerine yüksek faizlerle borç verme alanına kaymış olması da sosyal devletin tahrip edilmesinin temel nedenidir.
       Ülkemizde yıllardır önerdiğimiz doğrultuda bir vergi reformu yapılmayarak, kamu açıklarının yüksek faizli borçlanma yoluyla geçici olarak kapatılmaya gidilmesi, krizin daha da derinleşmesine yol açmaktadır. Özellikle tekstil sektöründe plansız programsız büyüme, sorunları daha da ağırlaşmıştır."

       HAK - İş Konfederasyonu Genel Başkanı Salim Uslu, çözüm getirilmemesi halinde önümüzdeki yıl işten çıkarmaların 600.000'i bulacağı kaygısını taşıdıklarını söyledi. Uslu, Türkiye'nin gerek global krizin etkisiyle, gerek kendi ekonomik politikalarındaki bir kısım yanlışlar nedeniyle bir ekonomik kriz ile karşı karşıya bulunduğunu belirtti.
       Ancak krizin boyutunun iddia edildiği kadar derin olmadığını anlatan Uslu, şunları kaydetti:
       "Uygulanan ekonomik politikalar rant ortamı için avantajlar sağladı. Umut finansal göstergelere bağlandı. Sanayi üretimini artırmak gibi temel bir teşvik politikası olmayan ekonomik yaklaşımların aslında gelebileceği nokta buydu. Patronların şikayet ettikleri konuların bir bölümü haklı; sanayi sektöründe ciddi bir teşvik olmadı. Bütün bunların hükümetin ekonomik politikalarındaki yanlışı gösteriyor. Ancak patronlar da bu yanlışı gereğinden fazla abartıyor ve büyütüyorlar ve krizin faturasını çalışanlara çıkarmak istiyorlar. Sadece çalışanlara değil vergi mükelleflerine çıkartıyorlar. Çalışanların arkasından siyasi istikrara baskı yaparak vergi mükelleflerine yıkmalarını ahlakı bulmuyorum."
       Uslu, Hak - İş'e bağlı sendikalarda işten çıkarmaların, şu ana kadar kendilerine ulaşan bilgilere göre, 15.000 - 20.000 civarında olduğunu, bu sayının artmasından çok ciddi kaygı duyduğunu bildirdi. "İş güvencesi ve işsizlik sigortası olmadığı için işten çıkarmalar konusunda ne hukuki bir yaptırım ne de istatistik tutmaşansımız var" diyen Uslu, şunları kaydetti:
       "Ancak sendikalı olanları tespit ediyoruz. Oysa sendikasız olanlar içinde bir hayli fazla işten çıkarmalar.