Ekonomi Patronluğu oğluna bıraktı parayı okula, bursa yatırdı

Patronluğu oğluna bıraktı parayı okula, bursa yatırdı

20.09.2009 - 00:21 | Son Güncellenme:

Bolu için İzzet Baysal adı ne ifade ediyorsa, Erdoğan Mustafa Akdağ adı da Yozgatlılar için onu ifade ediyor.

Patronluğu oğluna bıraktı parayı okula, bursa yatırdı

TBMM’in verdiği Üstün Hizmet Ödülü sahibi Yozgatlı işadamı, Yibitaş’ın eski patronu Erdoğan Mustafa Akdağ’ın adı, aynen İzzet Baysal gibi Yozgat’ın her tarafında göze çarpıyor. Erdoğan M. Akdağ İlköğretim Okulu, Serpil Akdağ Lisesi, Erdoğan M. Akdağ Anadolu Öğretmen Lisesi, Halıcılık Okulu, Bozok Üniversitesi Erdoğan M. Akdağ Kampusu, Erdoğan M. Akdağ Mimarlık Mühendislik Fakültesi, Laboratuvar binası, Erdoğan M. Akdağ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi... Daha birçok kuruluş! Kurduğu vakıf aracılığıyla 14 yıldır eğitim, sağlık ve kültür alanında bütçesinin tamamını kendisi karşılayarak onlarca sosyal sorumluluk projesine imza attı. Onlarca eğitim, sağlık binası kurdu,
Türk Basın Birliği’nin 1989’da “Türkiye’nin en başarılı işadamı” seçtiği Erdoğan M. Akdağ’ı Türkiye iş camiası daha çok kurucusu olduğu Yibitaş Holding’le tanıyor. Yibitaş’ı 1973 yılında kurmuş. 19 şirket, 15 fabrikayla hizmet veren ve büyük bir gruba dönüşen Yibitaş’ı 27 yıl yönetmiş.

Başarılı çok ortaklılık
Hayati macera. ‘Dövizli özel öğrenci’ olarak gitmiş Almanya’ya, 1955’te. 1963’te de üniversiteyi bitirip dönmüş, evlenmiş, eşini de alarak Almanya’ya gitmiş, üniversitede asistanlık yapmış. Oradan ABD’ye... MIT’te master...
1965’te dönmüş. Muhabere Okulu’da askerdeyken işini ayarlamış. Mercedes’in Türkiye’de fabrika kurduğu yıllar... Askerlik bitince kurulan şirketin (Otomarsan) başına geçmiş. ‘İlk otobüs’ o genel müdürken çıkmış, 1968 yılı...
Otomarsan yıllarında merhum işadamı Kadir Has tarafından çağrılmış. (“İki senede işlerini hallettim, toparladım. Kadir bey kalp krizi filan geçirmişti. Sıkıntılar vardı” diyor.) 30 yaşında Türkiye’nin önemli şirketlerinden birinde genel müdür! Ama Erdoğan Akdağ’ı kesmiyor bu iş. Almanya’ya gidiyor. Orada bir şirkette çalışırken yeni bir girişimi başlatıyor ve Yozgatlılar’la çok ortaklı Yibitaş’ı kuruyor.
Yibitaş (Yozgat İşçi Birliği İnşaat Malzemeleri Ticaret ve Sanayi AŞ.) Türkiye’de kurulmuş çok ortaklı, işçi şirketleri içinde başarılı olanlardan biri. Yüzde 35’i, Almanya’da çalışan Yozgatlı işçilerin. Kendisi de büyük ortaklardan biri olmak üzere kalanı 5-6 kişinin.

Çimentoda büyüdü
O zaman işçilerin birleşip şirket kurmaları moda. Erdoğan Akdağ’ın aklında sanayi yatırımları var. Bir de işçilerin geri dönüşlerinde iş imkânı hazırlamak istiyor. Yibitaş başarılı oluyor. İlk fabrikası Yozgat Çimento! Tek fırında en büyük ve en hızlı kurulmuş fabrika. 1974-75 krizinde yatırımı da ucuza getirerek üretime başlamış. Arkasından kâğıt fabrikası kurmuş, yeni bir ortaklar grubuyla. Sonra tuğla ve yem fabrikası, un fabrikası... Ana grup çimento. 1980’de şirketler Yibitaş Holding çatısı altında birleşmiş.
Erdoğan Akdağ anlatıyor: “Ankara’da Hasanoğlan’da yeni bir çimento fabrikası kurduk. Özelleştime başlamıştı, amatörce işler yaptık. Ankara Çimento’yu aldığım halde vermediler, hikâyesi uzun. Niğde Çimento da benzer şekilde başka yatırımcıya gidince Nevşehir’e çimento kurdum. Özelleştirmeden Çorum ve Sivas’ı aldık. Bu iki fabrika fazla geldi, 65 milyon dolar vermiştim. 15 milyon dolar da yatırım. 1994 krizi geldi, dolar fırladı. Fransızlarla (Lafarge) ortaklığa gittik, yüzde 50-50’ydi. Ortaklığın içinde 5 fabrika vardı, Samsun fabrikası eklendi. 17 hazır beton fabrikası, 3 agrega tesisi vardı içinde. 2000 yılına kadar yönetim kurulu başkanlığını yaptım.
Sonra eski ortaklarım bazı işleri sattılar. Hissem kaldı ama diğer ortaklar yönetti. Çimentoda 2007’ye kadar ortaklık devam etti. Sonra Lafarge’la birlikte fabrkaları Cimpor’a sattık. Halen onlar sahip. Lafarge tamamen çıktı. Benim ortaklığım yüzde 36’ydı. Yozgat Çimento’yu satınca Yibitaş Holding de Cimpor’a geçmiş oldu.”


Bahri Akdağ dönemi
2007 yılı, Erdoğan M. Akdağ’ın 34 yıllık Yibitaş macerasının da sonu. Fabrikaları Cimpor’a sattıktan sonra yüzde 36’lık payının karşılığını almış. Peki ne yapıyor bu parayla? “Ben kendimi yatırımlardan çektim. Bahri bey icranın başında” diyor. Erdoğan Bey, vakfının başında, yine çocuk okutmakla, okul, kampüs yapmakla ilgileniyor. İşadamlığı, ya da ailenin servetini işletmek, yeni işler, oğlu Bahri Akdağ’ın sorumluluğunda. Barcelona’da yaşayan kızı da babası gibi vakıf işleriyle uğraşıyor
Bahri Akdağ, 2008’de Ankara’da Doğaner Alçı fabrikasını kurmuş. İstanbul’da 2 işi var. Turizm ve gayrimenkul sektöründe. Maslakta Türkiye’nin ilk ofis merkezini kuruyor. Burası her hangi bir ofis bloku değil. ‘Ofis servisi’ demek daha doğru. Bir saatten 1 yıla kadar, geçici ama beş yıldızlı bir ofise ihtiyacı olana yalnızca mekanı değil, hizmeti de vererek kiralayacak.
22 katlı bu merkez yılbaşında açılıyor. Aynı anda 200’e yakın ofis olabilecek. Şirketlere prestij sağlayacak bir konsept. Bu ofis konsepti bir ‘dünya markası’ olacak. Bu da grubun yurtdışında da benzer yatırımlar planladığı anlamına geliyor.
Üç yatırım daha...
Şirketin 3 yatırımı daha var. Hepsi gayrimenkul sektöründe. Bunlar hakkında şimdilik fazla açıklama yapılmıyor. Ama birisi biraz ilerlemiş durumda. Büyükada’da bir otel ve marina yatırımı. Büyük Anadolu Kulübü’nün yakınında Seferoğlu’nun 30 dönümlük yerini almış. Onaylar bekleniyor.

Dükkânları dolaşıp öğrenci kovanları ikna ettim
Erdoğan Akdağ’ın kendisini hayır işlerine adamasında eşiyle, aşkıyla hikâyesinin büyük payı var. Şöyle anlatıyor:
“Almanya’da eğitimi tamamlayıp döndükten sonra evlendim. Babam Yozgat’ta Demokrat Parti’nin kurucularından. Evlenmek istediğim kız CHP Yozgat Milletvekili Veli Uyar’ın kızı Serpil. Oldu sonunda. Dönemin TBMM Başkanı Fuat Sirmen ile Başbakan İsmet İnönü nikah şahitliğinde evlendik. Eşim 1987’de trafik kazası geçirdi, 9 yıl sardalyede yaşadı, 1996’da vefat etti.
Ondan sonra malı mülkü ne yapayım, dedim. Çocuk okutuyorum. Eşimin adına okullar yapıyorum. Yozgat’ın içinde birçok okul yaptım. Lise filan derken 1991 yılında üniversite için yola çıktım. Bana milyonlarca dolara mal oldu ama 8 bin 500 öğrenci var. Fakülteler filan derken şimdi kongre ve kültür sarayı yapıyorum.”
Erdoğan Akdağ, anketlerden isminin verilmesi sonucu çıktığı halde Bozok Üniversitesi’ne adının verilmemesinden biraz incinmiş gibi gözüküyor. Ama bu Yozgat için planlarını etkilememiş. “İsim konusu yaptırmadılar. Devletin bir kuruşu yoktur. En sonunda heykelimi dikmek için Yozgatlılar teşebbüse geçmişler” diyor.

‘Teşekkür eden az’
Erdoğan Akdağ vakfını 1994’te kurmuş. Her yıl 80 öğrenci okutuyor, toplamı bini geçmiş. “Vakfın geliri tamamen benden geliyor. Kimsenin para verdiği filan yok. Sms’le filan para aradığım yok. Bu kadar şey yaptıktan sonra dedikoduya kavuşmasın iş. Benim vakıf sistemim çok farklı. Birikimlerimin gelirleriyle devam edecek. Bundan sonra küçük ama insan odaklı yatırımlarım olacak. Benden sonra da çocuklar devam edecek. Bu iş hoşuma gidiyor. Tabii zoruma giden bir şey var. Bin kişi okuttum ama teşekkür eden, gelen 5-6 kişiyi geçmez.
Yozgat’ta her hafta bir konferans verirdim, çok uğraştım. Şimdi herkes para kazanmanın peşinde. El ele tutuşup geziyor çocuklar. İran’ın kum şehri gibiydi. Yozgatlılar talebeleri kovalıyordu. Kızlar şöyle böyle. Esnafı gezdim tek tek. Aslı yok böyle söylentilerin. 3-4 sene sonra sosyal yapı değişti. Rektörümüz çok iyi. Gidiyor, istiyor, alıyor, geliyor. Valimiz hayatını adadı. Halk da çok seviyor.”

Erdoğan M. Akdağ kimdir?
Erdoğan M. Akdağ, 1937’de Yozgat’ta doğdu. Almanya ve ABD’de eğitim gördü. Braunchweig Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptı. İş hayatına Otomarsan’da direktör (1967-1969) olarak başladı, Has Holding’de Genel Koordinatörlük (1969-1971), Batı Almanya’da ise Genel Müdürlük (1971-1973) yaptı.
1973’te 19 şirket ve 15 fabrikayla hizmet veren Yibitaş Holding’in temellerini attı. 27 yıl başkanlığını yürüttü. Alman ve Fransız firmalarla ortaklığa gitti. Daha sonra bu şirketlerden ayrılarak kendisini emekliye ayırdı. Vakfı aracılığıyla eğitime destek oluyor.