Ekonomi Salı Pazarı’nda ‘Roman’ havası

Salı Pazarı’nda ‘Roman’ havası

21.06.2015 - 02:30 | Son Güncellenme: 21.06.2015 - 02:30

Duygu Erdoğan

Tarihi Kadıköy Salı Pazarı’nda ‘ikinci el’ tartışması çıktı. Genellikle Roman vatandaşların kurduğu ikinci el tezgahlarıyla yeni eşya satan pazar esnafı arasındaki gerginlik ayrılıkla sonuçlanacak gibi

2010 yılının sonlarında Fikirtepe’deki yeni yerine taşınan Tarihi Kadıköy Salı Pazarı’nda her cuma günü gergin geçiyor. Adı üzerinde Salı Pazarı ancak yıllardır haftanın hem salı ve hem cuma günleri kuruluyor. Pazar genel olarak cuma günleri ikinci el tezgahlarıyla dolup taşıyor. İkinci el kavramına alışık olan pazarda sorun, son bir yıldır ikinci el eşya olarak getirilip satışı yapılmaya çalışılan ürünler. Pazardaki esnaf tarafından ‘çöp’ olarak tanımlanan bu eşyaların satışlarının ayrı bir alanda yapılması isteniyor. İkinci el satan esnaf da mümkün olursa pazar içinde ayrı alanda toplanabileceklerini söylüyor.

Haberin Devamı

‘Çöp’ ve ‘marka’ farkı

Genel olarak Roman vatandaşların satış yaptığı söylenen ikinci el tezgahlarda bardaktan yemek takımlarına, tüpten ev gereçlerine kadar aklınıza ne gelirse bulunuyor. Gözlük çerçevesinden elektronik alete, hatta kullanılmış oksijen tüpüne ve doldurulmuş hayvana kadar da pek çok şey satılıyor. İkinci el satış yapan tezgahlar da kendi aralarında ayrılıyor. Bir grup eski pazar yerinden itibaren pazarda olan, ya markalı ikinci el satan ya da antika ürün satanlar. Diğerleri ise son iki yıldır pazara gelip giden, ya ayda bir, ya da her cuma tezgah açan, ‘toplama’ eşyaları burada satışa sunan esnaf. Bu iki grup birbiriyle ‘geçinemiyor.’ İkinci el eşya satan Yüksel Bey, “Yıllardır buradayım. Antika eşya, markalı giysi satıyorum. Yeni esnaf ikinci el kavramını yanlış anlamış. Nerede bir çöp, atılmış eşya bulurlarsa, Pendik’ten Tuzla’dan alıp buraya getiriyorlar” diyor.

Haberin Devamı

Eşyalar evden, bazısı da gümrükten

Aytül Tül, pazarda birkaç haftadır tezgah kurmuş ve annesiyle kendi eşyalarını sattığını söylüyor. Ürünlerin ‘temizliğinden’ emin olduğunu söyleyen Gül, bu eşyaları kimilerinin ihtiyaçtan, kimilerinin ise ‘eskiye meraktan’ satın aldığını kaydediyor. Birkaç köşede, ‘gümrük eşyası’ olarak yapılan satışlar da var. Bu tezgahlarda ise esnaf, yeni olmasa da geçen yıllarda gümrük kapılarına ‘takılmış’ ürünleri satıyor.

‘Bizi de eskici sanıyorlar’

Pazardaki ilk şikayet, ‘çöp’ olarak görülen eşyaların dağınıklığına ve bu tezgahların sürekli artmasına geliyor. Diğer şikayet ise, ilk elden, paketli ürün satan tezgahlara sık sık yöneltilen, ‘bunlar da ikinci el mi’ sorusu. Pazardaki genç esnaftan biri, “Herkes ekmeğinin peşinde ama bu da iş değil, 6 aydır bu soruyu yanıtlamakla geçiyor günüm, hatta sonra inanmayan bile oluyor” diyor.

İkinci el tezgahta satış yapan esnaf ise, “Ordan burdan topluyoruz” dediği eşyaların olduğu tezgah için bir şikayet almadığını, ama diğer esnafla aralarının ‘gergin’ olduğunu kabul ediyor ve “Valla ayrı yer verirlerse orada da dururuz, zaten sandığımız kadar kazançlı çıkmadı iş” diyor.

‘Düzen kalmadı’

‘Yerli’ esnaf, pazarın çehresinin uzun zamandır değişmeye başladığını anlatıyor. ‘Eski günleri arayan’ esnafa göre, pazarın içindeki ‘düzensizlik’ her geçen gün artıyor. İkinci el tezgahlar sürekli çoğalırken, hem bu grupta hem de giysi, sebze, meyve tezgahlarında azalan satışlar da esnafın sorunlarından. Esnaf Recep Bey, “Eski eşya satıyorum, tadı tuzu yok, sebze meyvenin bile eski alıcısı yok. Bu yüzden de en ufak sorun bile bu parasızlıkta daha da büyüyor” diyor.

Pazarda 25 yıldır satış yaptığını anlatan Hamdi Ertaş ise, “Eskiden biraz daha kaliteliydi yaptığımız iş, şimdi zaten daha birbiriyle geçinemeyenler var” diye konuşuyor.