11.03.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
PINAR ÇELİK NACAR
Borsa İstanbul Araştırma Bölümü tarafından organize edilen İslami Finans Konferansı serisinin ilki “Katılım Modelinin Finansa Etkileri” temasıyla gerçekleştirildi. Konferansta konuşan Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan, “İstanbul İslami finansta kalkışa hazır. Bu alanın gelişmesi için katkı yapmaya hazırız ancak potansiyel müşterilerin yüzde 80’ine henüz ulaşamadık. Dolayısıyla yapacak çok iş var” dedi.
İslami finansta son 10 yılda yüzde 12.5’lik bir büyüme olduğunu ve toplam aktif varlıkların büyüklüğünün 2020 yılında 6.5 trilyon dolara ulaşmasını beklediklerini dile getiren Turhan, dünyada İslami finansta yönetim altında bulunan varlık toplamı 2012 sonu itibarıyla 1.6 trilyon dolar olduğunun altını çizdi.
Turhan, İslami finans, özellikle son krizden sonra birçok insanın daha fazla ilgisini çekmeye başladı. Bu anlamda Borsa İstanbul olarak ürün çeşitliliğini artırmak için borsa yatırım fonlarını, emtiaya dayalı sözleşmeleri, kıymetli madene dayalı sözleşmeleri, hatta sukuk piyasasındaki likiditeyi artırmak üzere bunların repo benzeri teminatlandırılmış geri alım işlemlerine konu edilmesi de dahil edilmek üzere faaliyet gösteriyoruz” diye konuştu.
‘Ekonomiler hâlâ kırılgan’
İslam Kalkınma Bankası Başkan Yardımcısı Dr. Abdul Aziz Al-Hinai ise Hindistan veya Türkiye’de faiz artırımı yaşanırken Kazakistan’da devalüasyon yaşanmasının, ekonomilerin hâlâ çok kırılgan olduğunu gösterdiğini söyledi. Al Hinai şöyle devam etti: “Bugün, dünyanın dört bir yanındaki spekülatif yatırımların azaltılması gerektiğine inanıyoruz. Burada İslami finansın önemi ortaya çıkıyor, çünkü İslami finans, İslami kurallara göre şekillendirilerek kalkınmaya daha fazla katkı sağlıyor. İngiltere gibi ülkeler de bu sene bu pazara adım atmayı hedefliyorlar. Sahip olduğu potansiyel ile İslami finans’ın her türlü ülkeye açık bir yapı olduğuna inanıyoruz.”
International İslamic Financial Market Genel Müdürü Ljlal Ahmed Alvi de toplam sukuk ihracının yüzde 74’ünün Malezya’dan gerçekleştiğini söyledi. Körfez ve Ortadoğu’nun ise yüzde 22 pay aldığını dile getiren Alvi, “Hâlâ gelişmekte olan bir alan Sukuk. Türkiye’de de büyüme potansiyeli var” dedi.
Altyapı projelerine sukuk
Dünya Bankası Finans ve Özel Sektör Geliştirme Bölümü Doğu Asya ve Pasifik Bölgesi Direktörü Tunç Tahsin Uyanık, pek çok kuruluşun sukuku fon yaratma aracı olarak kullandığını, özellikle altyapı projelerinde sukukun önem kazanacağını ifade etti.
“Bu noktada en büyük sorun kaliteli ihraçların sınırlı olması. Piyasalar Sukuk ihraçlarına olumlu yanıt vermediler. Yeni yatırımcıların piyasaya girmesinde zorluk var” diyen Uyanık, dünyada ihraç edilen birçok sukuk fonunun finansal enstrümanlar arasına dahil edilmediğini vurguladı.
‘İslami’ kelimesi yatırımı sınırlıyor
Lüksemburg Borsası CEO’su Robert Scharfe, ‘İslami’ kelimesinin bu alana yapılacak yatırımları kısıtladığını söyledi. Scharfe, “İslami finanstan bahsettiğim zaman, bana ‘Bunun için Müslüman olmamız gerekiyor mu’ diye soruyorlar. Bu da yatırımların önüne geçiyor” diye ekledi.
İbrahim Turhan ise Scharfe’ye hak verdi. Turhan, “İslami finansman araçları ifadesindeki ‘İslami’ kelimesinin bazı ülkelerin konuya mesafeli yaklaşmasına sebep olabiliyor” dedi ve ekledi: “En doğru ifade Türkiye’de kullanıldığı gibi katılım bankacılığı” dedi.