Ekonomi "Türkiye Avrupa’yı yakaladı, AB'ye alınmalı"

"Türkiye Avrupa’yı yakaladı, AB'ye alınmalı"

31.07.2012 - 12:58 | Son Güncellenme:

London School of Economics and Political Science (LSE) Ekonomik Performans Merkezi Direktörü Prof. Dr. John Van Reenen, kredi derecelendirme kuruluşlarının ”gereksiz” olduğunu belirterek, ”Türkiye hızlı ekonomik büyümesi ile Avrupa’yı yakaladı, arayı kapattı. Artık Avrupa Birliği’ne alınmalı” dedi.

Türkiye Avrupa’yı yakaladı, ABye alınmalı

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Van Reenen, yakın zamanda, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Almanya, Hollanda ve Lüksemburg’un kredi notu görünümlerini, Avrupa’daki borç krizinin etkilerinin bu ülkelerin ekonomileri için tehdit oluşturduğu gerekçesi ile ”durağan”dan ”negatif”e düşürülmesiyle ilgili olarak, ”Bence hepimiz hem kriz öncesinde ve hem de kriz sonrasında ne kadar gereksiz olduklarını açıkça ortaya koyan kredi derecelendirme kurumlarını önemsememeliyiz, söylediklerine kulak asmamalıyız” tavsiyesinde bulundu.

Türkiye’nin son yıllarda elde ettiği hızlı ekonomik büyümeye dikkati çeken Van Reenen, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne alınma zamanının geldiğini söyledi. Van Reenen, ”Türkiye hızlı ekonomik büyümesi ile Avrupa’yı yakaladı, arayı kapattı. Artık Avrupa Birliği’ne alınmalı” dedi.

"Yakın zamanda yeni kurtarma paketleri olacak"

Haberin Devamı

Avro Bölgesi’nde mali belirsizliklerin kaygı verici bir şekilde arttığını vurgulayan Van Reenen, ”İspanya Avro’dan çıkarsa, domino etkisinin arkası gelecektir. Yeni kurtarma paketlerine hazırlıklı olalım. Yakın zamanda yeni kurtarma paketleri olacak. Fakat kötü kredilerin düzenlenmesi amacıyla verilecek bu kurtarmaların bankalara son derece katı şartların sağlanması koşulu ile verilmesi gerekiyor. İspanya, Avro’dan çıkarsa, domino etkisinin arkası gelecektir” şeklinde konuştu.

Van Reenen, Alman Parlamentosu’nun alt kanadı Bundestag’ın İspanya’ya 100 milyar Avro’ya kadar yardım sağlanmasını öngören kurtarma paketini onaylamasına rağmen, ülkedeki bankaların batık kredi oranlarının başlıca endişe kaynaklarından biri olmaya devam ettiğine dikkati çekti.

İspanya Merkez Bankası’nın verilerine göre, geri ödenmesi zor olan kredilerin bankaların toplam portföyüne oranının Mayıs’ta yüzde 8,95’e yükselerek Nisan 1994’ten bu yana en yüksek seviyesini gördüğünü anımsatan Van Reenen, Avrupa’nın dördüncü büyük ekonomisi İtalya ile İspanya’nın ekonomik pozisyonlarını karşılaştırdı.

Van Reenen, ”İtalya’da emlak balonunun büyüklüğü İspanya’ya kıyasla çok daha sınırlı, batık krediler daha az. Fakat, İtalya’da her şeye rağmen borçluluk fazla ve ekonomik büyüme olukça yavaş. İtalya Başbakanı Mario Monti doğru yolda, fakat yapısal reformalar için daha çok baskı yapmalı” dedi.

Haberin Devamı

"Avro’dan ayrılık Kuzey Avrupa’yı da vurur"

Almanya’nın Avro Bölgesi’nde istikrarın sağlanabilmesi için atacağı adımların büyük önem taşıdığını vurgulayan Van Reenen, "Almanya’nın diğer ülkeleri finanse etmeye devam etmesi gerektiğini kabul etmesi gerekiyor. En iyisi sürekli kemer sıkmak yerine, finansal kaynakların büyümenin teşvik edilmesi için kullanılması” görüşünü dile getirdi.

Avro Bölgesi’ndeki belirsizliklerden merkez ülke olarak adlandırılan (core countries) ülkelerin de etkilenebileceğini belirten Van Reenen, ekonomik büyümelerini düşük borç oranı ve görece sağlam bankacılık sistemleri ile pozitif bir şekilde sürdüren Kuzey Avrupa ülkelerinin de risk altında olabileceğini ifade etti.

Van Reenen, Danimarka, İsveç ve Finlandiya için, "Krizde son derece başarılı bir model ortaya koydular. Fakat eğer Avro Bölgesi’nden bir ayrılık olursa, bu ülkelerin ekonomileri de bundan ciddi bir biçimde etkilenecektir” dedi.

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Çin’in yavaşlayan ekonomisinin ”aşağı yönlü” risklerle karşı karşıya olduğunu belirtmesi ile ilgili olarak ise Van Reenen, ”Son yıllarda küresel büyümeyi büyük ölçüde BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) ülkeleri sağladı. Çin, temel olarak ekonomik büyümenin ve inovasyonun itici gücü oldu. Ama bunu sadece kendi başına yapamaz, devam ettiremez” dedi.