Türklerin yürüyüşü de konuşması da değişti

İş dünyası her düzeyde geleceği yeniden kurgulayabilmek arayışında. Dünyanın önde gelen telekom şirketlerinden British Telecom, dün İstanbul’da “Küresel Ajanda: Geleceği Anlamak ve Biçimlendirmek Liderlik Zirvesi” düzenledi. Capital dergisinin düzenlediği zirvede BT Global Services CEO’su Luis Alvarez’le bir araya geldik. Türkiye’ye yönetim takımının tamamıyla geldiğini söyleyen Alvarez sorumlarımı yanıtladı.
British Telekom Avrupa’nın en büyük oyunculardan biri. Türkiye’de uzun süredir varsınız ama çok etkin değilsiniz? Birçok yöneticinizle birlikte İstanbul’a geldiniz. Bunu stratejik bir planın parçası olarak görebilir miyiz? Türkiye’de bir alım yapmayı düşünüyor musunuz?
Burada bulunmamazın nedeni Türkiye’ye inanıyor olmamız. Fiat gibi global müşterilerimizin Türkiye’de yatırımlarının var. Yılda, 300 bin otomobil imal eden Fiat, buradan Avrupa’ya da hizmet veriyor. Bunun yanı sıra Koç, Sabancı, Doğuş gibi global ölçekte iş yapan Türk şirketlerine hizmet veriyoruz. Bu şirketlerin yurtdışındaki yatırımlarında yardımcı olmaya çalışıyoruz. Şubat 2012’de yeni yatırımımızı duyurmuştuk. Yatırımımızın arkasında olduğumuzu göstermek için buradayız. Organik büyümek, elimizdeki fırsatları kullanmak istiyoruz. Hizmet verdiğimiz Türk bankaları internet bankacılığında hızlı büyüyor. Türkiye’de şu anda 14 milyon internet bankacılığı kullanıcısı var. Yaklaşık 130 milyon da elektronik ticaret işlemi yapılıyor. Türkiye’de mükemmel iş fırsatları var. Gençlerin yarattığı dinamizm sayesinde ülke çok hızlı gelişiyor. Çevredeki pazarlar açısından önemli merkez olan Türkiye üzerinden neredeyse 1.5 milyar müşteriye ulaşmak mümkün.
Peki şirketlere mesajınız var mı?
Türkiye’nin önünde önemli fırsatlar var. Bunu kaçırmamalı kimse. Hükümet de, şirketler de. Doğru düzenlemeler, açık iş yapma imkanları yaratılmalı. Gençler de eğitimli olursa Türkiye, Avrupa’nın Çin’i olabilir. Enerji yayıyor bu ülke ve insanları. Çin artık sadece düşük maliyetle imalat yapılan bir ülke değil. Yeni ürünler, hizmetler geliştiriyorlar. Ve süreçleri de optimize etmeye çalışıyorlar. Türkiye, üç saat mesefeyle Avrupa ülkelerine rahatlıkla ulaşılabilen bir konumda.
Bu çok büyük fırsat. Burada hizmet, imalat merkezleri kurulabilir. Bu Avrupa açısından çok avantajlı olur. Ancak daha fazla iletişim kurmanız gerekiyor. Bu yıl Türkiye’ye üçüncü gelişim. Bu nedenle olanı biteni çok iyi biliyorum. Ama Avrupa’da, Türkiye’nin potansiyeli tam bilinmiyor.
Yeni yatırımlarınız olacak mı?
Araştırma ve inovasyon konularına bakıyoruz. Olimpiyatlar, finans lojistik sektöründe ciddi bir deneyimimiz var. 2012’de, Türkiye’ye yönelik genişleme programını açıkladık. Kullanıma hazır olan yeni servisler, tümleşik haberleşme, bilgi ve bilgi sistemleri güvenliği, akıllı çağrı merkezi çözümleri ve bulut bilişimi gibi uygulamaları başlattık. Uydu haberleşmesine odaklanan global bir mükemmeliyet merkezi’ni İstanbul’da kurduk.

Türkiye’yi takip ettiğinizi söylediniz? Neleri değişmiş görüyorsunuz, not artışından sonra mesela?
10 yıldır gelip gidiyorum. Ülkenin gelişimini gözlemleme imkanım oldu. Türk insanının mutlu bir karakteri var, yaşam memnuniyetiniz yüksek. Sıcak insanlarsınız ve karşıdakini hemen kabul ediyorsunuz. Ama sanki kredi notu artışından sonra Türk işadamlarının yürüyüşü de, konuşması da değişti. Daha özgüvenliler. Şirketler, hükümetler için uluslararası alanda not artışları sayesinde olumlu tanınmak tabii ki çok olumlu bir gelişme. Hükümetler özellikle çok fayda görüyor.
Şirketler krediyi daha ucuza bulabiliyor. Daha düşük faiz oranı ödediğiniz için yatırımlar artıyor, altyapı iyileşiyor. Eğitim, sağlık sistemine kaynak aktarma imkanı doğuyor. Bu da insanların yaşam kalitesini yükseltiyor. İstanbul halkını bence çok mutlu edecek gelişme, 2020 olimpiyatlarının alınması olur. Bizim bu alanda çok tecrübemiz birikti. Elimizden gelen yardımı yaparız Türkiye’ye.

Yabancı restoranlar da Türkiye’ye gelmek istiyor
Nerelerde yemek yediniz?
Boğaz’daki restoranlarda, Reina’da. Sabah Türk Hamamı’na gittim. İletişim sponsoru olduğumuz 2012 Londra Olimpiyatları’nın tanıtım filminde de yer alan İngiliz restoran Coq d’Argent’ın Türkiye’ye geleceğini duydum. Mehmet Ali Yalçındağ getiriyormuş. Eşimle evlilik yıldönümü yemeklerimizi İngiltere’nin simgelerinden olan bu restoranda yeriz. Bir evlilik yemeğimizi de Türkiye’de yeriz artık! Global restoran zincirlerinin Türkiye’ye gelme hevesi turizm açısından gördükleri potansiyeli gösteriyor. Türk yemekleri iyi ancak ben tatlılarınıza bayıldım. Türk hamamı ise insanı sarsan bir deneyim...

Hizmeti twitter üzerinden veriyoruz
Yeni tüketici profilinden bahsediyorsunuz... Sizin yeni tüketiciniz kim? Nasıl takip ediyorsunuz?
İngiltere’de müşteriyle twitter üzerinden iletişim kuruluyor artık neredeyse. Bütün potansiyel müşterilerimizin tweetlerini takip ediyor, twitter üzerinden cevap veriyoruz. Twitter aracılığıyla bir kanal oluşturmuştuk olduk. Bu tamamen yeni bir konsept. Çünkü bundan önce insanlar web sitemize giriyor veya e-mail gönderiyorlardı bize. Bunlara artık gerek yok. Tweet atmaları yeterli. Sosyal ortamda birinin tavsiyesiyle yüzde 23 oranında işaret edilen hizmet veya ürün alınabiliyor.