Ekonomi TÜSİAD: Fransa hasmane tutumundan vazgeçmeli

TÜSİAD: Fransa hasmane tutumundan vazgeçmeli

12.12.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

TÜSİAD: Fransa hasmane tutumundan vazgeçmeli

"2008 yılının ikinci yarısında AB dönem başkanlığını üstlenecek Fransa'nın, AB'ye üyelik yollarını kapatma yönündeki yoğun çabalarına anlam vermek mümkün değildir" denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nden (TÜSİAD) yapılan açıklamada, "Fransa, Türkiye'ye karşı kültürel önyargı, art niyet ve hasmane tutumdan vazgeçmelidir" denildi. TÜSİAD, 14 Aralık 2007 tarihinde gerçekleştirilecek AB Konseyi öncesinde hazırlanan sonuç bildirisi taslağının Türkiye ile ilgili kısmında, "AB'ye katılım" ifadesinin metinden çıkarılmasını savunan Fransa'nın tutumuna yönelik bir açıklama yaptı. "Fransa'nın yeni dış politika anlayışında, Türkiye'ye uygun gördüğü, ancak uluslararası hukuk ve küresel siyasal gerçekliklerle ilgisi olmayan tutumu, tek yanlı girişimlerle AB'ye empoze etme çabaları, Fransa'nın yaklaşımının ardında kültürel ön yargı, art niyet ve hasmane bir tutumun yattığı hissini güçlendirmekten başka bir amaca hizmet etmemektedir. Bir demokrasinin başka bir demokrasiye, bu yönde patolojik olarak değerlendirilebilecek hukuk dışı bir direniş göstermesi, Avrupa bütünleşmesinin temelindeki idealizmle çelişmekte ve iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişiminin önüne set çekmektedir." Açıklamada, Türkiye'nin AB bünyesindeki kurumsal ve hukuksal kazanımlarının geçici siyasal kararlarla elinden alınmasının mümkün olmadığı kaydedildi. Genişleme sürecinin, ortak değerlerde uzlaşmanın yanı sıra karşılıklı ve uzun vadeli stratejik çıkarlara dayandığının unutulmaması gerektiğine işaret edilen açıklamada, şu görüşler aktarıldı: "İçinde bulundukları ekonomik ve sosyal krizden çıkmak üzere siyasetçilerinden çözüm bekleyen Fransa halkına bu gerçekleri yansıtarak gerekli reformları gerçekleştirmek yerine, kısa vadeli siyasal hesaplarla korku ve kuşkuları körükleyecek bir genişleme senaryosu sunmak, toplumsal beklentileri karşılamayacak, yeni ve daha derin krizlerin habercisi olacaktır. Bu tutum, toplumlar arasında güven ve işbirliği hislerini zayıflatarak, AB'nin özünü oluşturan uzlaşma kültürünü zedeleyecek, AB'nin bütünleşme çalışmalarını daha ileri düzeye götürme hedefini baltalayacaktır. Ekonomik olarak güçlenme, siyasal ve sosyal alanda modernleşme yolunda ilerlemesini sürdürmek için tüm olanaklarını seferber etmiş olan Türkiye'nin, bu yolda kendisine önemli bir esin kaynağı ve tarihinde diplomatik ilişki kurduğu ilk Batılı ülke olan Fransa'nın, kendisini bu şekilde uluslararası hukuk dışı bir konuma oturtma yolundaki girişimlerini esefle karşılıyoruz." 'Derin krizlerin habercisi'