10.12.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
Ayfer Yıldız
Borsa İstanbul’da şu anda işlem gören şirket sayısı 421’e ulaştı. Şirketlerin piyasa değeri de 560 milyar TL seviyesinde. Emeklilik fonlarının toplam büyüklüğü 25 milyar TL’yi aştı. Sigorta şirketlerinin 9 aylık prim üretimi ise 17.8 milyar TL oldu.
Türkiye’de 45 adet banka faaliyet gösteriyor. Eylül itibariyle bu bankaların şube sayısı 10 bin 834’e, çalışan sayısı ise 195 bin 823’ü buldu. Aktif toplamı 1.65 trilyon TL olan bankalar, eylül sonu itibariyle 19.8 milyar TL kâr etti. 4 adet katılım bankasının da sektör içindeki payı yüzde 5’ler seviyesinde.
Yeni iş imkânları...
İstanbul’un Finans Merkezi Projesi, finans piyasalarında yukarıdaki büyüklüklerin artmasına, dolayısıyla da yeni istihdam yaratılmasına imkan verecek. Ancak, bu işgücü kalifiye, iyi yetişmiş, finans piyasalarına hakim kişilerle giderilecektir.
Öte yandan, finans merkezi çalışmaları hızlandıkça, uluslararası yatırımlar da artacak. Birçok kurum İstanbul’da ofis açmaya başlayacak, var olanlar bunu büyütecektir.
Tabi ‘finans merkezi olma’ kriterleri arasında sadece piyasaların büyüklükleri değil ‘şehir’le ilgili kriterlere de bakmak gerekiyor. Bunların başında ise ‘pazarlara ve müşterilere’ yakınlık geliyor. İstanbul Asya ile Avrupa arasında köprü göreviyle bu kriteri sağlamış durumda. Ayrıca, uluslararası noktalara ulaşımda sorunu yok. Avrupa’nın birçok şehrine yaklaşık 4 saatlik bir uçuş uzaklığında. İstanbul gece de yaşayan bir şehir. Eğlence ve kültürel özellikleriyle ilgi çekici.
Ofis alanlarının bulunabilirliği konusunda da İstanbul başarılı. Yeni yeni ofis alanları yapılıyor.
Öte yandan, yabancı yatırımların gelebilmesi için vergisel teşvikler konusunda bir takım düzenlemelere ihtiyaç var.
İslami finans potansiyeli
Bir diğer önemli konuda İstanbul’un öncelikle bölgesel bir merkez olması ve burada da diğer finans merkezleri örneğinden yola çıkarak ‘uzmanlaşması’ gerekiyor. Örneğin, Lüksemburg yatırım fonu merkezi, Zürih ise özel bankacılık merkezi olarak adlandırılıyor. İstanbul’da ‘İslami finans’ konusunda uzmanlaşabilir. Bu potansiyeli mevcut.
Nitekim, geçtiğimiz haftalarda hem Moody’s hem S&P Türkiye’nin İslami finans alanında büyüme potansiyeli olduğuna dikkat çekti. Türkiye bu avantajını kullanabilir.
İstanbul’un 2023’te ‘finans merkezi’ olması hedefleniyor. Bu hedefe 10 yıldan az bir zaman kaldı. Bu konuda bir çok adımlar atıldı, şimdi sırada eksikleri giderip, uluslararası arenada adından daha fazla söz etirmesi var.