En Dağlardaki otelci

Dağlardaki otelci

17.11.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Dedeman Grubu'nun başındaki Murat Dedeman, kâh yerin 160 apartman katı altında, kâh bulutların üstünde... Yerin altında, çünkü madencilik şirketleri var; Bulutların üstünde, çünkü en büyük hobisi dağcılık. Kaçkar, Demirkazık gibi zirvelere çıkmayı başarmış. "Gördüğüm bütün zirvelere tırmanmaya çalışıyorum" diyor

Dağlardaki otelci





Hiçbir iş için hiçbir zaman geç değil. Dedeman Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Dedeman'ın sıkı bir dağcı olduğunu öğrenince buna bir kere daha kanaat getiriyor insan.
Çünkü Dedeman, dağcılığa ikinci baharında başlamış. Kaçkar, Demirkazık gibi zirvelere çıkmayı başarmış. "Gördüğüm bütün zirvelere tırmanmaya çalışıyorum" diyecek kadar tutkunu olmuş bu sporun.
Bir süre önce Ağrı Dağı'na da tırmanmaya heveslenmiş ama 4 bin 200 metre yükseklikte fırtınaya yakalanınca geri dönmüş.
"K2 zirvesine çıkmayı düşünüyor musunuz?" soruma, "O kadar uzun boylu değil. Türkiye'deki zirveler bana yetiyor" diye yanıtlıyor.
"Peki bu iş tehlikeli mi?"
Bu sorumuzu da şöyle yanıtlıyor: "Evet tehlikeli, ama tedbirli olunca pek sorun çıkmıyor. Doğayla başa çıkamazsınız. Onu kullanarak iç içe yaşamak lazım. Tırmanmak çok yorucu oluyor. Saatlerce tırmanıyorsunuz yoruluyorsunuz ama zirveye çıktığınız an bütün yorgunluk bir anda bitiyor. O zirveden aşağıya, diğer dağlara ovalara baktığınız zaman, kendinizi bulutların üzerinde gördüğünüz zaman yorgunluğa fazlasıyla değdiğini hissediyorsunuz."
Dedeman büyük bir tehlike atlatmamış ama başına gelen ilginç bir olayı şöyle anlatıyor:


Madencilik baba mesleği
"Bir tepeye çıkarken yukarıdan kayaların düşme olasılığı var. Üstteki arkadaşın ayağı bir kayaya çarpabiliyor ve o kaya kopabiliyor. Bizim de başımıza geldi. Bir kaya benim önümdeki arkadaşın üzerine düştü ve kolu kesildi. Ama dağcı olduğu için çantasından iğne ve ipliği çıkararak, asılı vaziyetteyken kolunu dikti. Ardından tırmanmaya devam etti."
Dedeman'ın ikinci baharında başladığı dağcılık, hayatının ilk bölümünü yerin metrelerce aşağısına, ikinci bölümünü ise yerin zirvesine ayırdığını gösteriyor.
Neden mi? Çünkü Dedeman çocukluğundan bu yana baba mesleği olarak tabir ettiği madencilik işiyle uğraşmış. Çocuk yaşta yerin metrelerce aşağısına inerek bu işi uzmanları kadar iyi öğrenmiş.
"Çocukluğumdan beri çalışıyorum. Hatta Ankara Koleji'ni kazandığımı da madendeyken öğrendim" diyor.
Oysa biz onu hep Dedeman otelleriyle yani turizm sektöründen tanımıştık. Hem dağcılık hem de madencilik yanını, belki de gözlerden uzak işler olduğu için kaçırdık.
Oysa Dedeman grubunun gelirlerinin yüzde 20'sini bu iş oluşturuyor.
Baba Dedeman madencilik işine 1947'de Kayseri Pınarbaşı ilçesinde krom üretimi ve ihracatıyla işe başlıyor.


Üç gökdelen derinliğinde
Türkiye'nin bilindiği gibi dünya krom piyasasında yüzde 10 payı var. Bu yüzde 10'luk pastanın içinde Dedeman'ın payı ise yüzde 20. Grup paslanmaz çeliğin hammaddesi olan kromu dünyanın pek çok ülkesine satıyor.
Dedeman'a göre kromun artan bir kullanım trendi var. Çünkü artık tencereler, çatallar, kaşıklarda olduğu gibi tabaklar da paslanmaz çelikten üretiliyor.
Dedeman'lara ait madenin bulunduğu bölge bin 450 metre rakıma sahip. Bu nedenle kış aylarında çalışma şartları çok zorlaşıyormuş. Dedeman, "Maden bölgesi alçakta da olabilirdi ama kısmet meselesi. Bizimkisi yüksekte" diyor.
Madende yıllık 120 bin ton üretim yapılıyor. Çalışan madenci sayısı ise 250. Açılacak 500 metrelik yeni madenle üretimlerini ikiye katlamayı planlıyorlar.
Soru sırası Dedeman'da bu kez.
"500 metre nedir, tahayyül edebilir misiniz?" diye soruyor. Yanıtı beklemeden tarif etmeye başlıyor: "Bir apartman katını 3 metre olarak düşünürsek, bu rakam yerin yaklaşık 160 kat aşağısını gösteriyor demek. Yani krom için birkaç gökdelen yüksekliği yerin altına ineceğiz".
Dedeman çocukluğunda olduğu gibi halen madene iniyormuş. "Çok tehlikeli bir iştir" diye de ekliyor.
Şirketin nasıl kurulduğunu merak ediyorum. Anlatıyor:
"Babam Kemal Dedeman, Kayseri doğumlu. 1934 yılında Kayseri'den Ankara'ya göç etmiş. Böylece Dedeman'ın temelleri de atılmış. Ankara'ya göç ettikten sonra ticaret ve inşaat işleriyle uğraşmış. 1947 yılında madenciliğe başlamış. 1966 yılında da otelciliğe. O günden bugüne inşaat, madencilik ve otelcilik grubumuzun üç temel konusu. Grubumuzun şu anda 110 milyon dolar cirosu var."


'İki yılda 50 otele çıkacağız'
Biraz da otelcilikten konuşalım istiyorum.
Dedeman, otelciliği ev sahipliği olarak tanımlıyor. Konaklayanları da misafir olarak.
"Bugün 16 otelimiz var. 3 bin 500 odada 8 bin yatakla hizmet veriyoruz. Moldovya, Taşkent ve Kıbrıs olmak üzere yurtdışında üç otelimiz var. Özbekistan'da üç şehirde daha otel işletmeciliği düşünüyoruz. İpek Yolu üzerinde otel işleteceğiz. 2005 yılında 50 otele çıkmayı hedefliyoruz. Amacımız Paris'te ABD'de otel açmak. Hedefimiz ise uluslararası bir zincir olmak" diyor.




BUSINESS