En İtalyan şirketi, Harmanlı Deri'nin Güzide Duran'lı 'imaj dia'sını çaldı

İtalyan şirketi, Harmanlı Deri'nin Güzide Duran'lı 'imaj dia'sını çaldı

02.11.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Adımızı 'taklitçi'ye İtalyanlar çıkardı. Ama taklitçi olan yalnızca Türk firmaları değilmiş. İtalya'da fuara giden Türk işadamları, bir İtalyan firmasının, Türk şirketi Harmanlı'nın Güzide Duran'lı afişindeki şirket logosunun yerine kendi marka logosunu basarak fuarda sergilediğini gördüler. Üstelik bu ilk değildi. Daha önce de bir Fransız firması yine bir Türk şirketinin afişindeki logonun yerine kendi logosunu basarak fuara katılmıştı

İtalyan şirketi, Harmanlı Derinin  Güzide Duranlı imaj diasını çaldı



İtalyan şirketi, Harmanlı Derinin  Güzide Duranlı imaj diasını çaldı



Yabancı markaları taklit eden Türk firmaları 'binleri' aşmıştı. Hele İtalyanlar Türkler'den çok çekmiş, adımızı 'taklitçiye' çıkarmışlardı. Gün bugündür, sevinin ve bu konu açılırsa eğer 'Ama siz de bizim bir deri firmamızın imaj diasını yürüttünüz' deyin.
Deri sektörü bugünlerde pek mutlu. Neden mi? Son birkaç yıldır 'Bizim markalarımız İtalyanlar'a rakip' diyorlar, ama adları 'taklitçi' sektöre çıktığından kimseye dertlerini anlatamıyorlardı. Artık ellerinde belgeleri var. Bir İtalyan ve bir Fransız firmasını 'imaj hırsızlığında' suç üstü yakaladılar. Dava etmek bir yana kendilerini ispat ettikleri için 'zil takıp' oynadılar.
Doğruya doğru, moda ve marka yaratmak konusunda İtalyanların eline kimse su dökemez. Türkiye'de 'yaratıcılığa' dayalı pek çok sektörde İtalyanlar taklit ediliyor. Ve yine doğru ki, 'taklit' konusunda da Türkler'in eline kolay kolay kimse su dökemez. 'Timsahın döktüğü gözyaşları' daha kurumadı, koca Lacoste firması merdiven altı üretimden çektiğini bir kendi bilir, başkası da bilmez zaten...
Marka üretmek kolay iş değil. Bir gün uyanıp ta 'Haydi marka' üretelim diyerek olmuyor bu iş. Örnek Japonlar. Yıllarca ABD'deki, Avrupa'daki fuarları, mağazaları casus tipi fotoğraf makineleriyle gezip durdular, kopyaladılar, batılılara 'illallah' dedirttiler ama sonunda başardılar. Anlaşılan Japonlar'ın 30 - 40 yıl önce yaptıkları gibi biz de taklit denizinde yüzdük yüzdük ve sonuna geldik. Sonuna dediysek, karaya daha çok var ama 'boğulmadığımız da ortada.'


Deri Fuarı'nda yakaladılar
Yer: İtalya Milano'daki deri fuarı... Dünyanın dört bir yanından gelen büyük alıcılar 'İtalyanlar bu yıl ne yapmışlar acaba' diye gözlerini dört açıp bakınıyorlar. İtalyan standlarını merakla izleyenler arasında Türk dericiler de var. D'arienzo adlı bir firmanın standının önüne gelindiğinde Türk heyetinden biri 'Aaa...' diye çığlığı basıyor. 'Bakın, Güzin Duran'ı manken olarak kullanmışlar...'
Türkler 'milli mankenin resmine' hayran hayran bakıp gururlanırken, Seydali Gönel'in 'Çalmışlar, vallahi de billahi de çalmışlar' sözleriyle kendilerine geliyorlar. Seydali Gönel yıllardır fuarlarını düzenlediği, dergilerini yayınladığı deyim yerindeyse 'imaj coach'luğu yaptığı firmaları yakından biliyor. Bu nedenle de İtalyan deri firması D'arienzo, Türk derici Harmanlı'nın Güzide Duran'lı imaj fotoğrafındaki 'DUO' marka logosunun üzerine kendi logosunu bastığını ilk o farkediyor. Heyet hemen fotoğraf makinelerine davranıyor. Afişin poz poz resmi çekiliyor. Hatta afişin önünde hatıra fotoğrafı çektiren bile oluyor. Normalde bu olayın dava konusu olması lazım. Ama böyle olmuyor, bizimkiler neredeyse zil takıp oynuyorlar. Çünkü bu bir ispat... Seydali Gönel'den dinleyelim:
"Bu afiş, aslında sektörümüz için bir semboldür. Türk deri giyim sanayi yıllar önce batıyı kopyaladı. İtalyan imajını bire bir takip etti. Ama artık bu geride kaldı. Bir çok kimse farkında değil ama, Türk deri sektörü dünyada kendi markasını yaratıyor. Üstelik İtalyanlarla Rusya pazarında kapışıyor ve İtalyanları geride bırakıyor."
Öte yandan, imaj ya da marka hırsızlığı konusunda açılacak bir dava uzun bir uluslararası hukuki prosedür gerektiriyor. Öyle ki bunun için uzun yıllar, sabır ve çok yüksek avukatlık ücretlerini göze almak gerekiyor. Sektör şimdilik enerjisini markalaşmaya verirken ve 'biz de taklit ediliyoruz'un hazzını yaşıyor.


Fransızlar da yaptı
Bu fuardan bir süre sonra Yunanistan'da yapılan bir fuarda Seydali Gönel bu kez bir Fransız firmasının aynı şekilde bir Türk firmasının imaj afişini 'apartıp' yerine kendi logosunu bastığına tanık oluyor. Bu kez manken Selma Ergeç. Çok değil bir süre önce aynı mankenin aynı fotoğrafı Türkiye'deki fuarda kullanıldığından imaj afişini çok iyi hatırlıyor.
Mankeni Türk, dizaynı Türk, üreticisi Türk olan ürün bir anda Yunanistan'da karşılarına 'Guy Laroche' markasıyla çıkıyor. (Yukardaki küçük fotoğraf!) Manzara İtalya fuarındaki gibi. 'İtalyanlardan sonra Fransızlar da bizi taklit etti' diye fotoğraf makinelerine davranıyorlar.'Taklit hatırası' pozlar çekiliyor.


'Dublanka' afişleri çıkıyor
İtalyanların ya da Fransızların bir afişi apartmaları tek başına delil olabilir mi? Yani bir afiş Türklerin, İtalyanlarla başa baş mücadele ettiklerini gösterebilir mi? Ne yani D'arienzo firması belki de sadece Güzide Duran'ı beğendi ama ücreti pahalı geldi... Olamaz mı yani?
Seydali Gönel bu şüpheci yaklaşımı anlayışla karşılayarak, durumu açıklıyor:
"Buradan yola çıkarak tüm İtalyanlar bizi kopyalıyor diyemeyiz tabii ki. Ancak tarafsız bir pazar olan Rusya'da kapışıyoruz. Tüketici eskiden Türk ürünlerine şüpheyle yaklaşırken, şimdilerde özellikle Türk malı arıyor. Rusya'da artık 'Made in Turkey' etiketi saklanacak değil, övünülecek bir etiket. Mağazalarda 'Türk İtalyan derilerinden dublanka' afişleri dikkat çekiyor (Dublanka kürk - süet anlamına geliyor). Bu tabela 'İtalyan' imajından medet uman ve onunla mesafe alan veya hâlâ alacağını sanan bizlere çok şeyler ifade ediyor. Bizim öykündüğümüz ülkenin imajıyla bizi yan yana koyuyor. Bizi aynı imaj değerinde hatta ondan önde görüyor, adımızı İtalya'nın önüne yazıyor.'

Son numara 'şeffaf deri'
Seydali Gönel, İtalyanların ciddi tehdit olarak algıladıkları Türk firmalarına İtalya'daki uluslararası fuarlara katılımda güçlük çıkarttıklarını, firmalarının 'mahkeme kararı' ile fuarlara katıldığını belirtiyor. Özellikle teknoloji konusunda Türk dericileri rakiplerini epeyce zorluyor. Örneğin şimdilerde herkes Gönder firmasının 'şeffaf deri' teknolojisinin peşindeymiş. Deri 'en seksi' malzeme kabul ediliyor. Ancak 'transparan kumaşlar' zaman zaman deriyi solluyor. Gönder, 'şeffaf deri' teknolojisi ile müthiş bir çalım atıyor. Seydali Gönel Gönder'in bu malzemeyi kumaş kıvamına getirdiğini söylüyor. Şeffaf derinin 2004 deri modasına damgasını vurması bekleniyormuş. İtalyanlar malzemenin üretildiğini duymuş, merakla bekliyorlarmış.




BUSINESS



















Yazarlar