Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Şşşşş!.. Sakın ha... Bundan sonra “şefaat, şefkat hatta şekerpare” bile yasak... Hele “şirret, şiddet, şimendifer” gibi “ş”den sonra “i” gelen kelimeler asla!
Mesela Çağla “Şikel” soy ismindeki ilk dört harf yüzünden sakıncalı piyadedir artık. Fenerbahçe külliyesinden içeri adım atamaz.
Kısaca; kullanmayacaksınız “ş” harfini!..
Padişahımız efendimiz Aziz Yıldırım Han celalleniyor... Bre gafil Dursun Özbek... Gördünüz ekrana çıkıp “şike”yi cümle içinde kullanınca başına neler geldi.
O ki, Galatasaray başkanı.
Malum kelimeyi kullanırsa, sıradan bir insanın başına gelebilecekleri varın siz tahmin edin.

Haberin Devamı

Şaka bir yana, son kavgada Galatasaray Başkanı Dursun Özbek bir “vesiledir” Nazım Hikmet’in Peyami Safa’ya yazdığı “Bir Provokatör Üstünde Hiciv Denemeleri” şiirindeki gibi.
Hani koca koca adamlar çıkıp “ama Fenerbahçe’yi kast etmedi ki” falan diyorlar ya... Öbürleri de “gönderme yaptı resmen” diye Aziz Bey’e hak veriyorlar ya... Kel alaka!..
Bu kavga sayın Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe için yaptığı “gelecek planlamasının” ilan edilmesidir ve elbette “çok görkemli” olması gereken açılış, “şike” kelimesini telaffuz eden sayın Dursun Özbek ile yapılmış, kendisi “vesile” edilmiştir Fenerbahçe Başkanı tarafından.
Ki, “amaç/sonuç” bağlamında yeni planın “galası” için son derece uygun vasıflara sahiptir sayın Özbek.
Şu anda ne “zayıftır” ne de “yeteri kadar güçlü”.
Konu futbol parantezindeyse, en tepedekilerden biridir.
Eh; cümlede “şike” geçirdiyse, Allah ne verdiyse!
Mesaj; dolaylı şekilde de olsa “bundan sonra Galatasaray Başkanı bile şike lafını ağzına alamaz” şeklindedir.
Amiyane tabirle; “kralına gider” yani.

Kendi içinde son derece haklıdır sayın Aziz Yıldırım... “Şike”yi cümle içinde kullanan Galatasaray başkanına ve camiasına karşı nezaket kurallarını aşarak yüklenmesiyle değil; Fenerbahçe’nin boğazından şike ilmeğini çıkarmak için başlattığı savaş yüzünden.
Olayın ana fikri istediği kadar “kumpas” olsun, bu memleket beş senedir “şike” ile yatıp “Fenerbahçe” ile kalkmaktadır, önce kumpasçılar sonra kumpasçılara arka çıkanlar ve en sonunda tükürdüğünü yalayamayanlar marifetiyle!
Sıradan insanların beynine Fenerbahçe ile şike arasında fena halde algı paralelliği yerleştirilmiş, toplum mühendisliğinin “maşa”lığına gönüllü olan bir takım “rüzgar gülü kanaat önderleri” tarafından da periyodik şekilde tekrarlanarak unutulmaması sağlanmaktadır.
Oysa savcıları bile firarda olan davadan Fenerbahçe’nin aklanması çok yakındır. Ama algının bir çeyrek yüzyıl daha sürmesi için harcanan çaba da ortadadır.

Haberin Devamı

Hal böyle olunca Fenerbahçe’nin önünde iki yol kalmaktadır:
Ya, “Yaptık ulan, var mı diyeceğiniz” yüzsüzlüğüne talip olmak... Ya da ağzından şike kelimesi çıkan kim olursa olsun, en ağırından kavgaya girişmek.
Birinci yolu asla kabul edemez Fenerbahçe.
Zaten Aziz Bey’in şahsında ta ilk günden beri ikinci seçeneği tercih etmiş, başkan zindana atılsa, taraftar gaz ve cop yese bile fikrini değiştirmemiştir.
Şimdi yani bir dönem başlamakta, mahkemede muhtemelen aklanacak Fenerbahçe’nin vicdanlarda da temizlenebilmesi için adının şike ile yan yana gelmesini, uluorta tekrarlanmasını, hatta ima edilmesini bile durdurmak gerekmektedir.
Sayın Aziz Yıldırım’ın -haksız değilse, kastı aşan şekilde ama kesinlikle pek de içe sinmeyen biçimde- Galatasaray başkanına bodoslama dalarak açtığı savaş bundan ibarettir ve herkese mesajdır.
Antalya mağlubiyetini unutturmak, dikkati başka yöne çekmeye çalışmak türünden cin fikirleri aşar bu konu.
Ve bir uyarı... Sayın Yıldırım’ın sağı solu belli olmayacağı için siz yine de “ş” ile başlayan kelimeleri es geçin. Hele arkasında “i” olan “ş”leri unutun.
Şike derseniz, kendiniz bilirsiniz artık.
Şşşşş... Yani.