Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Nerede bu Fenerbahçe seyircisi? Nerede kırk binler, elli binler? Hadi biletlileri geçtik; nerede parayı peşin vermiş kombineliler?
Bir hikaye vardır... Dev orkestranın kemanlarından biri, konserden kaytarmak için akrabasını ikna etmiş, “çalar gibi yap kimse anlamaz o kalabalıkta” demiş.
Konserde maestro başla işareti verdiğinde sinek uçsa duyulacak bir sessizlik!.. Meğer tüm orkestra kaytarmış.
Sarı-lacivertliler de “anlaşılmaz” mı sandılar acaba?
Daha da vahimi; herkesin gözüne sokmak için yapmış olmasınlar sakın!
İkincisi galiba...
Fenerbahçe bir hafta önce Kasımpaşa’ya beş gol atmış...
Gaziantep karşısında skoru ve performansı tekrarlaması hatta biraz daha ileri götürmesi kuvvetle muhtemel veya öyle tahmin ediyor otoriteler.
Saha güzel, hava güzel, maç saati uygun, günü uygun, takımın yükselme sinyalleri vermesi olumlu... Ama tribünlerin üçte biri bile dolu değil.
Hani Fenerbahçe kulübünü yönetenler, “birkaç maç alalım hınca hınç dolar” demişlerdi.
Demek Fenerbahçelilerin takım, atmosfer, skor dışında başka dertleri var.
Resmen küskün gibiler.
Neye, kime, neden?..
Bu yanıtları biz verirsek, hem doğruları ıskalayabiliriz hem Fenerbahçe yönetimi de bize küser.
İyisi mi, bir yorum getirsin sayın Aziz Yıldırım veya Mahmut Uslu; biz de aydınlanalım Fenerbahçe seyircisi de küsme sebebini anlasın!
Şaka bir yana; Fenerbahçe sadece Süper Lig’de değil tüm Türk Futbolu’nda rol modeldir. Onun seyircisi tribüne gitmiyorsa, diğer kulüplerin seyirci beklemesi abesle iştigaldir, dev bir futbol sorunu kapının eşiğindedir.
Konu ciddi ve vahimdir. Sosyolojik, psikolojik hatta konjonktürel sebepleri olabilir. Şiddetle tartışılması çözümü yolunda ilk adımdır. Mecburidir.
Görmezden gelmeyelim Fenerbahçe’nin seyircisizliğini. Tam tersine başta yönetim, üstüne gidelim en azından durduralım veya bulaşıcı olmamasını sağlayalım.
Çünkü seyircisizlik ve kötü futbol fasit bir dairedir... Birbirini besler.

Haberin Devamı

Mahmut Uslu’nun amacı

Fenerbahçe’nin tribünleri boş, Fenerbahçe yöneticisi sayın Mahmut Uslu’nun derdi hakemlerin Beşiktaş’ı kayırması...
Veya Galatasaray’ı!..
Durun ya!.. Daha beşinci hafta.
Ortada bariz bir şey de yok.
Sayın Uslu’nun zekası ve yönetici bilgeliği konusunda kimsenin en ufak bir şüphesi olmadığından apaçık belli ki, iki hedefi var bu gereksiz toplara girmesinin:
Birincisi, lige kötü başlayan ve düzelme yoluna giren Fenerbahçe’ye zaman kazandırmak için “cambaza bak” yöntemine baş vuruyor.
İkincisi, Fenerbahçe’nin en derin ve vahim konusu olarak ortaya serilen “seyirci küskünlüğüne” karşı, geleneksel düşmanlar (!) üzerinden yeni polemikler yürüterek taraftar kenetlenmesi yaratmak istiyor.
Geçen sene yapsa “alışılmış bir hamle” olarak görür pek umursamaz ve oltaya takılacaklara bakardık.
Ama bu millete reva görülen kanlı darbe girişiminden sonra kendiliğinden ortaya çıkan dayanışma ve kardeşlik ortamında biraz aykırı düşüyor bu yöntemler.
Kastı aşmak gibi duruyor. Atılan taş ürkütülen kurbağaya değmez diye düşünülüyor. Ülke şartlarının ruhuna aykırı kalıyor.
Çünkü bu işin özünde diğerleriyle kavga çıkararak kendi taraftarını konsolide etmek niyeti var.
Yani olması gerekenin tam tersi.
Kimse Fenerbahçe’nin kendi taraftarıyla ilişkilerini nasıl düzenleyeceğine karışamaz. Ama bu işlemi futbolda kaos yaratarak yapıyorsa, herkesin sorumluluğu “olmuyor” demektir.
Fenerbahçe’nin rakipleri Fenerbahçe’nin Mahmut Uslu marifetiyle girişimlerini “ti geçerek” göğüslüyorlar şimdilik. Lakin onların da taraftarı var ve doz artarsa ağır yanıtlar vermek zorundalar.
Umalım ki, sabırlarını sonuna kadar zorlasınlar... Bu arada komşuya taş atmaktan vazgeçip coşku, kenetlenme, birlik, beraberlik için farklı tarzları denesin Fenerbahçe...
Örneğin, gazilerden göçmenlere, çocuklardan öğretmenlere kadar kalabalık maç davetleri. Taraftar açık oturumları, geniş aile toplantıları, tribüne oturan Fenerbahçe ünlüleri Vs.

Haberin Devamı

Yakalayın şu psikopatları!

Haberin Devamı

Galatasaraylı taraftarlar derbide Beşiktaş’ın stadına 6 bin liralık zarar vermişler!..
Altı bin lira nedir ki, futbol gibi yüz milyonların telaffuz edildiği bir sektörde... Beşiktaş maçına giden Galatasaray taraftarları elli mislini ödedi.
Para önemli değil... Kırılan da yapılır elbet... Ama niyet!..
O çok önemli işte.
Yeni gıcır gıcır stada, kendi kulübünün başkanı arkasında konvoy olup gideceksin... Bu sırada medyadan kamuoyundan tek olumsuz cümle işitmeyeceksin... Sahada hak ettiğin kadarını alacaksın...
Bir yandan da lavabo lamba falan kıracaksın.
Birader sen ciddi şekilde hastasın!
Evet... Her toplumda ruh hastası vardır. Lakin bunların bazılarına aynı gruptaki sağlıklı adamlar engel olur ki, çevreye zarar verip kendileri gibi suçsuz insanları da sorumlu kılmasınlar.
Tabi müdahale edilemeyecek durumlar da vardır. Sinsice yapanlar, uyarsan sana bulaşacaklar falan.
İşte o zaman toplumu korumakla görevli kurallar ve uygulayıcılar girer devreye. Manyakları kulağından tutup atarlar.
Atmalılar...
Ancak kovulmak, gözaltına alınmak “madalya” gibi gelir kimi psikopatlara...
Ama para öyle değil.
Manyaklar da çok güzel bilir para saymasını!
Kırana bedelini ödetin bakın; bir daha yapacaklar mı?
Ulusça kardeşliğe muhtaç olduğumuz şu sırada, koskoca kulüpler puanı falan bırakıp huzur bozulmasın diye çabalarken iki-üç psikopat yüzünden tüm emeklerin heba olması ve çok güzel bir derbiden geriye buruk tatlar kalması asla kabul edilemez.
Parası önemli değil ama, o psikopatlar verdikleri zararı ceplerinden ödediği anda huzur bulacak benim vicdanım.