Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Heykeli dikilecek savcı” okyanus ötesinden aldığı emirle 3 Temmuz 2011 sabahı Fenerbahçe Başkanı’nı, yöneticilerini bohçalayıp içeri tıkmakla meşgulken, Hakan Şükür milletvekili seçileli 22 gün olmuştu.
Galatasaray’da rahmetli Metin Oktay’la kıyaslanma gafletinin öznesi Hakan Şükür...
Ne siyaseti bilirdi ne Türkiye’yi ama haddinden fazla meşhurdu!
Ve fena halde takviyeli!..
Şükür’ün özdeşleştiği Galatasaray’ın eli kalem tutan taraftarları ise kendisi ile iftihar ediyor, ona Spor Bakanlığı’ndan Federasyon Başkanlığı’na kadar üst düzey roller biçiyordu.
Olsun ki, Galatasaray da nemalansın!
Fenerbahçe’nin sembolleri zindanda, Galatasaray’ınki Meclis’teydi ve kimse yükselişine engel olamayacaktı sarı-kırmızılı kulübün.
Sonra anlaşıldı ki, Fetö’nün “futbol imamı” değilse bile “futbol müezziniydi” Hakan Şükür... Davetiyle kim bilir kaç mütedeyyin genci futbol üzerinden devşirmişti tarihin en büyük çetesine.
Şükür, Galatasaray’da tek değildi. Fetöcü eski futbolcuların kimi kaçtı, kimi tutuklandı, bazıları gözaltına alınıp bırakıldı. Belli ki Galatasaray’da yuvalanmışlardı.
Elbette kimse Galatasaray’ı suçlayamaz...
Belki dikkatlerini ve hoşgörülerini sorgulayabiliriz o kadar.
Ama söz konusu Fetö olunca, ölümüne mücadele eden Fenerbahçe ile kulağının üstüne yatan Galatasaray arasında “biraz” fark olduğunu kabul etmek lazım.
Oysa, Fetö denilen illetle milletçe mücadele ettiğimiz şu günlere bakın:
Galatasaray, Florya’ya inşaat dikip bir buçuk milyarlık borçtan kurtulmayı hesaplarken, bu ülkenin kaynaklarından “şöyle stada yakın, geniş bir arazi” istiyor beleş tarafından... Fenerbahçe, karşılığında okullar, salonlar yaptığı komşu okulu alamıyor.
Sevgili dostum, bu ülkenin yetiştirdiği en iyi foto muhabirlerinden Ercan Aslan sezon başında bana demişti ki, “Abi Fetö direnişine nazire olarak Selimiye Kışlası’nı Fenerbahçe’ye versinler, o da üniversite kursun diye kampanya başlatsana...”
Hiç de fena olmazdı ama şu anda terk edilmiş semt karakolunu bile vermezler Fenerbahçe’ye!..
Neden peki?
Fetö kumpasında “sahadan bağımsız” olarak kenetlenen Fenerbahçeliler, kumpas ortaya çıkıp kahramanlıkları tescil edildiği anda “sahaya kilitlenip” birbirlerine girdiler de o yüzden.
İnanılmaz… Sanki “otokumpas”...
Aziz Yıldırım benim akrabam değil... İster gitsin, ister kalsın... Ama Fetö hesaplaşmasının olanca hızıyla sürdüğü ve zarar görenlerin hak talep ettiği şu süreçte, Fetö yüzünden hapis yatmış Aziz Yıldırım’dan kurtulmak, Fenerbahçe’nin tüm hak ve taleplerini sıfırlamak anlamına gelmez mi?
Peki, kızgınlar, kırgınlar tamamen mi haksızlar?
Hayır... Fenerbahçe’de bir tuhaflık var. Travma sonrası stres bozukluğu gibi. Bakın; yarın Beşiktaş takımını alıp üzerine Fenerbahçe forması giydirseniz, büyük bir ihtimalle aynı sonuçlar çıkar sahada. Teknik direktör “bunlar yeteneksiz” der, taraftar “Aziz Yıldırım mahvetti”!
Enseyi karartmasın Fener bahçeliler...
Sonuçta Fenerbahçe bu; bir iki lig galibiyeti falan derken toparlanır.
Muhtemelen şampiyonluk gider.
Lakin daha sezon başında yazdığım gibi, bu sezon şampiyonluk değil kumpas yüzünden Fenerbahçe’nin maddi manevi zararlarının telafi senesi...
Bari bunu kaçırmasın başkan-tek nik heyet-futbolcular ile taraftar el ele...